Yüzde 50 oy da kâr etmedi, kafalar
geçmişin paslı çengeline takılı kalmış çünkü.
"Korkunun zaferi" öyle mi?
Yazıklar olsun!
Erdoğan'a duydukları öfke, akıllarının önüne geçmiş bunların.
Vicdanları o kadar kararmış ki, PKK'nın ağzıyla konuşuyorlar artık.
Seçimin hemen ardından e bir bakın Allah aşkına.
PKK'nın gazetesi "Yeni mücadele
dönemi" başlatıyor. Cumhuriyet, "Korkunun
zaferi" diyor, Erdoğan öfkesi Yeni Asya'yı da bu
gazetelerin peşine takıyor.
Yazık ki ne yazık!
Ey güzel insanlar...
Bir seçim daha halkın zaferiyle son buldu.
Herkesin bir bahanesi tabii ki olacak. Kimi
"korku" diyecek, kimi dünden kalan alışkanlığını
sürdürecek, kimi öfkeden ne dediğini bilemeyecek hale gelecek.
Terördür...
İŞİD'dir...
AK Parti 7 Haziran ile 1 Kasım arasında ekonomi
ile ilgili tek kelime etmemiş! Pes Kadri...
Kadri Gürsel'e göre..
AK Parti'nin yüzde 50'sine Ankara'daki patlama sebep
olmuş!
Türkiye ekonomisine ilişkin tek kelime etmemiş AK Parti..
(Asgari ücretin bin 300 liraya çıkarılması, emekliye zam, polis
ücretlerindeki düzelme. Bunları geçin kelimeden sayılmıyor.) Şunu
yapmış AK Parti. Seçmenine çeki düzen vermiş!
AK Parti seçmenini kendi statükosu etrafında toparlamayı
başarmış!
Başarmış ama bu bile bir başarı değilmiş!
Pes Kadri!
Ağlak bir ses tonuyla, Şirin Payzın'a yüzde 50'ye skor olarak
bakılmaması gerektiğini söyleyince, zaten ben orada koptum.
Zap!
Olağanüstü bir süreç yaşanmış, CHP ve MHP o yüzden
kaybediyor. Terör ve 400 kişinin ölümü oy kaybettirmiş hem CHP'ye
hem de HDP'ye...
Muhalefetin bahanesi
hazır!
Türkiye'de olağanüstü bir sürecin olduğu doğrudur. Ama bu süreç,
AK Parti'nin lehine bir süreç değildi. Hergün
gelen şehit haberleri biraz daha AK Parti'den alıp
götürdü.
Türkiye'nin yönetimini elinde bulunduran iktidarın istihbarat
zaafı sebep olmuştu Ankara'daki katliama. Eğer bir tahribat
verdiyse o patlama, muhalefete değil iktidara verdi.
O zaman siz neyin olağanüstü sürecinden
bahsediyorsunuz. Kan üzerinde siyaset yaptınız aylarca.
Başarılı olmadınız diye, şimdi o kanı 1 Kasım'ın galibi AK Parti'ye
sıçratmaya çalışıyorsunuz.
Pişkinlik yapmak yerine, Türkiye seçmeninin yaptığını okumaya
bakın. Sizde hiç mi kabahat yok, kandan, olağanüstü süreçten söz
ediyorsunuz. Bir başkasında kabahat arama hastalığından ne
zaman vazgeçeceksiniz? Sen kendine bak, özür dile bu
milletten. Milleti okuyamadığını söyle...
Ama ben kime söylüyorum?
Boşa yazıyorum..
Bu hastalıklı bir haldir, böyle devam edip gider....
Saygısızlığa tahammül edilir
mi?
Toplumun yüzde 50'sinin hür iradesine saygı
göstermiyorlar. AK Parti yüzde 41'e inince
sevindiler.
AK Parti'yi cezalandıran seçmeni sahiplendiler.
Ama yüzde 50'yi görününce, eski hastalıkları
nüksetti
Yüzde 50'lik diğer blokun nefretinden dem vurmaya
başladılar..
Bu saygısızlıklarına karşı koyduğumuzda tahammülsüz
oluyoruz.
Söyleyin kim tahammül eder böyle bir
saygısızlığa?