Piyasadaki balın yarısı sahte
Abone olPiyasadaki sahtecilik furyası, ‘şifa kaynağı' olarak bilinen balın tadını da bozdu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca bu yıl içinde yapılan denetimleri gerçeği ortaypa
Piyasadaki sahtecilik furyası, ‘şifa kaynağı' olarak bilinen
balın tadını da bozdu. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca bu yıl
içinde yapılan denetimlerde 42 bal numunesinden 22'si sahte çıktı.
Son yıllarda sahte bal patlaması sebebiyle Avrupa'ya ihracat
yapılamazken, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan 4 bin çeşit farklı
bitkiden bal üreten Türk arıcılığı yok olmak üzere. Ülke genelinde
sahte bal konusundaki ihbar ve şikayetler üzerine harekete geçen
bakanlık, 278 işyerini denetledi. 32 işletmeye idari para cezası
verilirken, 6'sı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
Tarım Bakanı Sami Güçlü, sahte bal ve sebze-meyvedeki zirai ilaç
kalıntıları konusunda kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla dün bir
basın toplantısı düzenledi. Burada yaptığı konuşmada AK Parti
milletvekili Turhan Çömez'in ‘yurtdışına ihraç edilerek geri dönen
balların iç piyasada tüketildiği'ne dair iddialarına cevap verdi.
Gıda konusunda otorite olmayan insanların bazı değerlendirmeler
yaptığını ifade eden Bakan Güçlü, "Elinizde somut bilgiler varsa
kamuoyuyla paylaştığınız kadar bizimle de paylaşın. Çünkü konunun
denetiminden biz sorumluyuz." dedi. Bakan, kesinleşmemiş, araştırma
sonucu olmadan yapılan açıklamaların hem kamuyonu rahatsız ettiğini
hem de doğru olmadığını kaydetti. Bakanın verdiği bilgilere göre,
ülke genelinde sahte bal konusundaki ihbar ve şikayetler üzerine
harekete geçilerek, 21 ilde denetleme yapıldı. Ankara'da 80,
İzmir'de 60, Denizli'de 22, Bolu'da 21, Mersin ve Giresun'da 18
olmak üzere toplam 278 işyeri kontrol edildi. Denetimlerde alınan
285 bal numunesi laboratuvarlara gönderildi. Bunlardan halen
analizi yapılan 42 numuneden 22'sinin sonucu olumsuz çıktı.
Antalya'da 2 bin 730, Bolu'da 820, Mersin'de 361, Ordu'da 200 ve
Giresun'da 21 olmak üzere toplam 4 bin 132 kalem bala el konuldu.
32 işletmeye idari para cezası verilirken, 6'sı hakkında ise
savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. Seralardaki sebze-meyvede
kullanılan ilaç kalıntılarının önlenmesi amacıyla 15 Ocak 2004'ten
itibaren yıl sonuna kadar Türkiye seracılığının yüzde 80'ini
oluşturan Antalya, Mersin, Adana ve Muğla'da sera, tarla, bahçe ve
satış noktalarından örnekler alınarak analiz edildi. Hazirandan
itibaren açık alan sebze-meyveciliğinin yoğun olarak yapıldığı
İzmir, Bursa, Samsun, Balıkesir, Manisa ve Tokat da bu çalışmaya
dahil edildi. Buna göre Ocak 2004'ten bugüne kadar aralarında
domates, biber, patlıcan, salatalık, kabak, patates, soğan, marul,
tere, maydanoz, nar, elma, armut, limon, portakal, kiraz, çilek,
incir, üzüm, muz, kavun ve karpuzun bulunduğu 47 çeşit üründen
alınan bin 696 örnek analiz edildi. Bunlardan bin 521'inde kalıntı
tespit edilmedi. 148'inde limitin altında, 27'sinde ise standardın
üzerinde kalıntı belirlendi. Limitin üzerinde kalıntı tespit edilen
örnek oranı yüzde 1,59 çıkarken, bu oran Avrupa Birliği'nde yüzde
4-6. AB'den, Türkiye'den yılda 800 meyve-sebzede kalıntı denetimi
için örnek analiz yapılması istenirken, Tarım Bakanlığı 2004
yılında bin 650, 2005'in ilk iki ayında da 46 numuneyi analiz etti.
2005 yılında da 2 bin örneğin incelenmesi hedefleniyor. Bakanlık
ayrıca 2004'ten bugüne kadar 227 bin gıda denetimi yaptı. 2005
sonunda 400 bin denetimin yapılması planlanıyor. Mısır şurubu ve
glikozdan üretiliyor Sahte bal konusunu gündeme getiren Arı
Yetiştiricileri Birliği'ne göre, Türkiye'nin yıllık 200 bin ton bal
ihracat potansiyeli var. 8 milyar dolarlık bir gelir kapısı olan bu
hedef, son yıllardaki sahte bal ihracatı sebebiyle büyük yara aldı.
2003'te Avrupa Birliği ülkelerine gönderilen 20 bin ton bal,
‘sahte' olduğu gerekçesiyle iade edildi. Almanya, 18 Ocak 2005'te
AB'ye müracaat ederek Türkiye'den bal alınmaması uyarısı yaptı.
Suudi Arabistan da yıllık 6 bin ton bal ithalatını durdurduğunu
açıkladı. Gelişmeler üzerine AK Parti milletvekili Turan Çömez,
geçen hafta kişisel bir araştırma yaptı. Ankara'nın çeşitli
bölgelerindeki marketlerden 9 farklı marka baldan birer numune
satın alan Çömez, bunları Ege Üniversitesi laboratuvarlarında
inceletti. Ballardan sadece 1'inin gerçek çıkmasıyla şaşıran Çömez,
sahte bal üreten 8 ayrı firma hakkında suç duyurusunda bulundu.
Sahte bal üreticileri, Çin'den ithal edilen ucuz hammaddeler, mısır
şurubu ve glikoz sayesinde gerçek balın 5'te biri maliyetine sahte
bal üretiyor. Batı ülkelerinin bu ürünlerin girişini engellemesi
üzerine sahte balın yurtiçi piyasalarda daha fazla yer aldığı
belirtiliyor. Turan Çömez, sahtecilerin özellikle milli eğitim,
valilik ve askerî ihalelere girerek ürünlerini çok cazip fiyatlar
karşılığında tüketme yoluna gittiklerini söyledi. Tıp doktoru olan
Çömez, meslek hayatında birçok hastasına bal yemesini tavsiye
ettiğini; ancak sahte ballar sebebiyle artık böyle bir tavsiyede
bulunmadığını kaydetti. Balın sahte olduğu nasıl anlaşılır? Türkiye
Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz'ın verdiği
bilgiye göre sağlıklı bal tüketimi için büyük markalar dışında bal
alınmamalı. Fiyatı aşırı düşük baldan sakınılmalı. Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı'nın üretim iznine dikkat edilmeli. Hakiki bal
bir süre bekledikten sonra fiziksel olarak kendini korumak için
krem kıvamına geliyor. Şekerlenme adı verilen bu değişim, pamuk
çiçeği ve ayçiçeği balında 1 ay, yayla çiçeği balında ise 3-4 ay
sonra gerçekleşiyor. Ancak kremleşen bal, ılık suya atıldığında
tekrar akışkan hale geliyor. Glukozla yapılan sahte ballar ise
birkaç yıl beklese bile hiçbir değişime uğramıyor. Tadı da akide
şekerine benziyor. Göksel Geçin - Habib Güler /Zaman