Pisikopat değil gaziymiş
Abone olGözleri önünde bir çok arkadaşı şehit olan Fatih Tuna'nın 'Güneydoğu Sendromu' hastalığı varmış.
Nazilli Belediye Başkanı'nı mazbatasını aldığı gün belediye
binası önünde bıçakla öldürmek isteyen gencin ödüllü bir Güneydoğu
kahramanı olduğu ortaya çıktı. Gözleri önünde bir çok arkadaşı
şehit olan Fatih Tuna'nın 'Güneydoğu Sendromu' hastalığı varmış.
Fatih Tuna, PKK olaylarının en yoğun olduğu 1991-92 yıllarında
Tunceli Pülümür'de dağ komandosu olarak özel operasyon
birliklerinde görev yaptı. Çatışmalar sırasında çok sayıda arkadaşı
gözleri önünde şehit oldu. Pek çok PKK'lı da kendisi ve arkadaşları
tarafından öldürüldü. Tuna'ya terhis olurken "Vatani Hizmet Öğünç
Belgesi" ve "Özel Kurs Başarı BSelgesi" verildi. Askere gitmeden
önce hayat dolu bir genç olan Fatih Tuna askerlik dönüşü garip
davranışları ve hırçınlığı ile dikkat çekmeye başladı. Ailesi ve
arkadaşları ile sebepsiz yere kavga ediyor. Uyurken, "Ateş serbest"
veya "herkes sipere" diye bağırarak yataktan fırlıyordu. Aynı
davranışları sokakta kahvehanede veya çalıştığı işyerlerinde
tekrarlıyordu. Devlet Hastanesi'nde kısa süre temizlik görevlisi
olarak çalışan Fatih garip davranışları nedeniyle işten atıldı.
Cinayet işledi Fatih Tuna, 2001 yılında Aslanlı Kasabası'ndaki
komşularının pamuk tarlasını yaktı. Söndürmeye gelen komşusu Hasan
Hüseyin Koç'u, başını balta ile keserek öldürdü. Yargılama
sırasında Manisa Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi'nden, "cezai
ehliyeti yoktur" raporu alınca serbest bırakıldı. Başkan Esat
Ergüler'e saldırı girişiminde bulununcaya kadar pek fazla ortalıkta
görülmeyen Fatih Tuna, geçen hafta polis tarafından yine Manisa Ruh
Sağlığı Hastalıkları Hastanesi'ne gönderildi. Ancak raporu
nedeniyle bir gün sonra heyet kararı ile yine serbest bırakıldı.
Fatih Tuna'nın geri dönmesi Nazilli'de büyük tedirginlik yarattı.
Polis, belediye ve Başkan Ergüler çevresindeki güvenlik önlemlerini
arttırdı. Fatih Tuna yakın takibe alındı. Fatih Tuna'nın Nazilli'de
seyyar börekçilik yapan babası Mustafa Tuna (64) olaydan büyük
üzüntü duyduğunu belirterek şunları söyledi: "Fatih, Tunceli
Pülümür'de Jandarma Komandosu Özel Tim'de görev yaptı, 18 ay PKK
ile dağlarda en güç günlerde savaştı. Eve dönüşünde günlerce
uyumadı. Geceleri 'Sipere yatın, ateş serbest, teslim olun,
başüstüne komutanım' diye bağırırarak yataktan fırlıyordu. Onu
Nazilli Devlet Hastanesi'ne temizlik işlerine yerleştirdim. Garip
davranışlarda bulunuyor diye işten attılar. Bu arada bir cinayete
adı karıştı. Manisa'da tedavi gördü, deli raporu alarak serbest
kaldı. Belediyeden iş istemeye gitti başımıza bunlar geldi.
Devletimiz sahip çıksın" dedi. "Zarar vermem" Nazilli'deki evinde
konuştuğumuz Fatih Tuna, Başkan Esat Ergüler'i çok sevdiğini ve ona
zarar vermek istemediğini belirterek, şunları söyledi: "Çok iyi
askerdim. Aylarca dağlarda PKK ile savaştım. Yeri geldi kendimi,
ölen arkadaşlarımın arasında veya PKK'lıların cesetlerinin arasında
gördüm. Terhis olurken komutanlarımdan üstün başarı belgeleri
aldım. Askerlik dönüşü topluma uyum sağlayamadım. Kimse bana iş
vermedi. Arkadaşlık etmedi. Başkan Ergüler'e fakir babası dediler.
Yanına gidip iş istemek istedim ancak görüştürmediler. Belediye
önünde beklerken içimden bir ses öldür dedi. Ondan sonrasını
hatırlamıyorum. Ne olur bana yardım edin kimseye zarar vermek
istemiyorum." UZMAN GÖRÜŞÜ "Kontrol ve tedavi şart" Aydın Devlet
Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Fügen Kurt, Güneydoğu Sendromu
tıptaki adıyla "Posttravmatik" stress bozukluğu hastalığının, uzun
süre stresli ve zor ortamlarda bulunanlarda, kötü koşullarda
yaşayanlarda ve ani şiddetli travmaya maruz kalanlarda görüldüğünü
söyledi. Bu tip rahatsızlığı bulunan kişilerin çok ciddi şekilde
tedavi edilip izlenmesi gerektiğini belirten Kurt, "Bu rahatsızlık
genelde savaş ve terör şartlarında askerlik yapanlarda görülür. O
dönemlerde ya da çoğu kez daha sonra ortaya çıkan bir ruhsal
hastalıktır. Sıkıntı, uykusuzluk, aşırı gerginlik ve sinirlilik,
saldırganlık, iştahsızlık, sosyal aile ve bazen de iş ilişkilerinde
bozulma, içe kapanma gibi belirtileri görülür. Bir akıl hastalığı
değildir. Ciddi anlamda tedavi gerektiren bir psikolojik
rahatsızlıktır" dedi. Kaynak : Yeni Asır