Pis Yedili dizisi gerçek oldu
Abone olİstanbul Gülsuyu’ndaki okuldan başka bir okula taşınan öğrencilerin yaşadıkları, bir TV kanalında yayınlanan Pis Yedili dizisini aratmadı.
Maltepe Gülensu İlköğretim Okulu'ndaki güçlendirme çalışması nedeniyle okulun 1100 öğrencisi semtte yeni yapılan 1700 öğrenci kapasiteli Barbaros Hayrettin Paşa İlköğretim Okulu'na yönlendirildi. 1100 öğrenciye tam gün eğitim yerine, öğleden sonra eğitim verilmesi velilerin TV'de yayınlanan Pis Yedili dizisini andıran 'ayrımcılık' iddialarına neden oldu.
'Varoştan geldiğimiz için birlikte eğitim verilmiyor' diyen velilere Maltepe Kaymakamı Ahmet Okur, "Ayrımcılık yok" yanıtını verdi. Ayrımcılık şikayetlerine neden olan olay Maltepe Başıbüyük Mahallesi'ndeki Barbaros Hayrettin Paşa İlköğretim Okulu'nda yaşandı.
Çevresinde Kiptaş ve Nar City gibi lüks sitelerin bulunduğu ve Kiptaş'ın inşa edip Milli Eğitim Bakanlığı'na bağışladığı 1700 öğrenci kapasiteli okulda sadece 150 öğrenci eğitim görüyordu.
GÜLSUYU'NDAN GELDİLER
Yarı yıl tatiliyle birlikte depreme karşı güçlendirme çalışmasına başlanan Maltepe Gülensu İlköğretim Okulu'nun 1100 öğrencisi, yeni yapılan okula yönlendirildi. Taşınma işlemlerinin henüz tamamlandığı okulda misafir olarak eğitim görecek öğrencilere tam gün yerine yarım gün eğitim verileceğinin açıklanması velilerin tepkisine neden oldu.
Okulun 150 öğrencisinin sabah, misafir 1100 öğrencinin öğleden sonra okula gelecek olması üzerine misafir öğrencilerin velileri, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 'ayrımcılık' yapıldığı iddiasıyla idareciler hakkında şikayette bulundu.
VARIŞ DEDİKODUSU
Oğlu Berkay'ın yeni okulunu velilerin evlerinden getirdikleri malzemelerle temizlediklerini belirten Sadiye Çiğdem şunları söyledi: "Buradaki velilerin tepkisini anlamıyoruz. Çocuklarının güvenliğinden endişe ettiklerini söylemişler. İlköğretim okulu öğrencisi nasıl bir güvenlik sorunu yaşatabilir ki! Aynı binayı paylaşmalarının nasıl bir sıkıntısı var anlamadık. Bu ayrımcılık, dışarıdan gelen bizim çocuklarımızın hakir görülmesidir."
ŞİKAYET ETTİLER Mİ?
Misafir öğrencilerden Melike Demir'in annesi Semra Demir de şunları söyledi: "Buradaki 150 öğrencinin velileri bizden şikayetçi olmuş. Bizim varoştan geldiğimizi ve çocuklarımızın onların çocuklarının güvenliği tehdit edeceğini söylemişler. Çocuk dediğiniz nasıl bir tehdit olabilir? Tam gün eğitim yapma şansımız varken, neden çocuklarımızı yarım güne mahkum edelim. 150 öğrenciyi 1100 öğrenciden ayırarak çocukların zihnine ayrımcılığı yerleştirecekler. Bu okul hepimize yeter ve eğitim kalitesi düşmez. Burada bir veli 600 bin liraya daire aldığını ve çocuğunun varoştan gelen bir öğrenci ile aynı okulda olmasını istemediğini söylemiş."
BÖYLE SEVGİLİ GÖRÜLMEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Yaşamını 12 yıldır diyalizle sürdüren Meliha Avcı'ya ihtiyaç duyduğu böbrek, kocasının sevgilisi Ayşe İmdat'tan geldi. İmdat'tan kan da alan Avcı, "Kan paylaştık, koca paylaştık, şimdi de böbrek paylaştık" dedi.
Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre; NEVŞEHİR'de Mehmet Avcı ile 16 yıl önce evlenen ve bir oğlu olan Meliha Ava (34), evlendikten 4 yıl sonra böbrek yetersizliği nedeniyle diyalize girmeye başladı.
Haftanın 3 günü, 4'er saat diyalize girerek yaşamım sürdürüyordu. Mehmet Ava bundan 5 yıl önce, Ayşe İmdat (34) ile tanıştı ve kadını annesinin evine yerleştirdi.
Eşine de İmdat'ın annesinin bakıcısı olduğunu söyledi.
'Öleyim, öyle evlen' Avcı evine girip çıkan, yatılı kalan İmdat'ın aslında sevgilisi olduğunu iki yıl önce öğrendi. Evlenmek için ağzım arayan eşine cevaben "Çok ağrıma gider, benim ölmemi bekle, öyle evlen" diyen Avcı, sevgiliyi zor da olsa kabullendi. Avcı ile sevgilisi İmdat hiç aynı evde yaşamadılar. Bu arada İmdat'ın da Mehmet Avcı'dan şimdi 4 yaşında olan bir kızı oldu.
BÖBREK naklini Prof. Dr. Hamdi Karakayalı, Doç. Dr. Şinasi Sevmiş ve ekibi yaptı. Nefrolojli uzmanı Dr. Murathan Uyar, "İdeali kadavradan nakil ancak bağış azlığı nedeniyle yeterince böbrek bulunamıyor" diyor.
Meliha Avcı'mn diyalize bağlanan damarları birer birer iş görmez oldu. En son sol bacağındaki damar da bitmişti. Tansiyonu çok düşüyor, ciddi sıkıntı çekiyordu.
Teklif sevgiliden İstanbul'a geldiler ve Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Organ Nakli Merkezi'ne başvurdular. "Ayşe bana kan verdiği için kan grubumuzun aynı olduğunu biliyordu.
Bana bir gün 'Ben sana böbreğimi de vereceğim' dedi.
Yıllardan beridir çekerim, kimseye 'Böbreğini verir misin' demedim. Kimseyi yaralamak, can yakmak istemedim. Ama son raddeye gelince çaresiz kalıyor insan. Yine de 'Ayşe'ye böbreğini ver' demedim. Kendi ısrar edince kabul ettim. Ameliyata giderken, Ayşe'ye 'Hakkım helal et, istemiyorsan ameliyathaneye inme' dedim. Şimdi bambaşka bir hayat başladı benim için. Eşim de Ayşe de sağ olsun" diye konuştu.
Esinin kan grubu uymadı MELİHA Avcı'mn eşi Mehmet Avcı, "Meliha ile kan grubumuz uymadığı için ben böbrek veremediye tanıttım. Hasta olduğu için üzmek istemedim. Ayşe eve geliyor, gidiyor, Meliha onu tanıyordu. Ayşe'ye yeni eşim diye tanıtmadım. Annemin bakıcısı, arkadaş ver demedi. Kendi istedi ve bağışladı" dedi.
Böbreğimin teki Meliha'da BÖBREĞİNİ bağışlamasına yakınlarının müdahale etmediğini söyleyen Ayşe İmdat, 'Etik kurulda bana 'Zorla mı veriyorsun" diye sordular. 'Hayır' dedim, Kimse zorlamadı'. Karşımdaki bir can, ne çektiğini görüyordum. Kimse zorlamadı ve kendim verdim. Etik kurulda, izin vermezsem ne yapacaksın dediler. Senin vicdanına kalmış dedim... Kabul edildi. "Böbreğimin teki Meliha da, sorunsuz yaşıyorum. Nevşehir'e dönünce de ona yardımcı olacağım" dedi.
SEVGİLİLER GÜNÜ İÇİN UÇAK KİRALAMIŞTI AMA...
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Sevgililer Günü'nü nişanlısı ve arkadaşlarıyla birlikte kiraladığı uçakta kutlamak isteyen kişi, hakkındaki arama kaydı nedeniyle havalimanında gözaltına alındı
Adana'da Sevgililer Günü'nü nişanlısı ve arkadaşlarıyla kiraladığı uçakta kutlamak isteyen kişi, hakkındaki arama kaydı nedeniyle havalimanında gözaltına alındı. S.S. (29), Sevgililer Günü dolayısıyla kiraladığı uçağa binmek amacıyla, isimleri açıklanmayan nişanlısı ve iki arkadaşıyla Adana Havalimanı'na geldi. Havalimanı girişinde polisin gerçekleştirdiği kimlik sorgusu sırasında, S.S. hakkında Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sisteminde "hırsızlık ve belgede sahtecilik" suçlamasıyla arama kararı bulunduğu belirlendi. S.S, gözaltına alınarak, nöbetçi mahkemeye sevk edilmek üzere polis merkezine götürüldü.
FACEBOOK'A YAZDI CANINA KIYDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Antalya'nın Kemer İlçesi'nde yaşayan Ukrayna uyruklu lise öğrencisi 17 yaşındaki Olexandr Andryeyev, iddiaya göre, kız arkadaşının kendisini terk etmesi üzerine sosyal paylaşım sitesindeki sayfasına "İntihar etmek için güzelk bir gün" diye yazdıktan sonra av tüfeğiyle canına kıydı.
Ukrayna uyruklu 37 yaşındaki Halyna Andryeyev, Kemer'de özel bir hastanede çalışan Dr. Tarkan Tugay ile evlenerek ilçeye yerleşti. Göynük Beldesi'nde oturan Halyna Andryeyev, ilk evliliğinden olan oğlu Olexandr Andryeyev'i de yanına aldı. Yaklaşık 10 yıldır annesinin yanında yaşayan Olexandr Andryeyev, eğitimine Kemer Koleji'nde devam ediyordu. 11'inci sınıf öğrencisi olan Andryeyev, aynı sınıfta okuyan kız arkadaşının kendisini terk etmesi üzerine bunalıma girdi. Olexandr Andryeyev, dün sabah saatlerinde, 'Alexandr Andryeyev' adıyla hesap açtığı sosyal paylaşım sitesi Facebook'taki sayfasında önce, "Sizce ben şizofren miyim?" yazdı. Soruyu şaka sanan arkadaşları, "Hayır, değilsin" yazıp, şaka yollu yanıtlar verdi. Andryeyev, bir süre sonra "İntihar etmek için güzel bir gün" diye yazdı.
Bu mesaj sayfasında dururken okuluna giden Olexandr Andryeyev, Sevgililer Günü'nde iddiaya göre, kız arkadaşıyla barışmak istedi. Ancak kız arkadaşıyla barışmayan Andryeyev, dün saat 18.00 sıralarında evine gelerek, sosyal paylaşım sitesine bu kez, "1 saat sonra ölecek olsanız bana ne söylerdiniz?" yazdı. Sonra annesiyle telefonda konuşan Olexandr Andryeyev, evdeki av tüfeğini alarak banyoya gitti. Banyoda tüfeği çenesinin altına dayayarak ateş eden Andryeyev, kanlar içinde yere yığıldı.
Telefon konuşmasında oğlunun bir sorunu olduğunu anlayan anne Halyna Andryeyev, eve gittiğinde banyoda kanlar içerisinde hareketsiz yatan oğluyla karşılaştı. Haber verilmesi üzerine eve gelen doktor baba Tarkan Tugay, üvey oğluna müdahale etti. Ancak doktor babanın tüm müdahalelerine rağmen Olexandr Andryeyev, hayata döndürülemedi. Andryeyev'in, intihardan önce bir kağıda, "Ölümümden kimse sorumlu değil. Tüm organlarımı da bağışlıyorum" diye not bıraktığı ortaya çıktı.
Olay yerine gelen jandarma ekibi güvenlik tedbiri alırken, Cumhuriyet savcısı da inceleme yaptı. İncelemenin ardından Olexandr Andryeyev'in cenazesi Kemer Devlet Hastanesi Morgu'na götürüldü. Buradan da otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderilen Andryeyev'in cenazesi işlemlerin ardından Göynük Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
OTOPSİ SONUCU HAZIRLANDI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
İstanbul’da ünlülerin uğrak yeri Portofino Solarium’un işletmecisi, Bodrum’da kaldığı otelin odasında ölü bulunan ünlü iş kadını Füsun Denizaşan’a, İzmir’de otopsi yapıldı
Denizaşan’ın vücudunda yara ve herhangi bir iz ile zehirlenme bulgusuna rastlanılmadı, patolojik inceleme için parça alındı. İstanbul’da başta Etiler olmak üzere birçok semtte Portofino Solarium’un işletmeciliğini yapan 50 yaşındaki Denizaşan Bodrum’daki The Marmara Otel’in odasında önceki akşam saatlerinde ölü bulunmuştu.