Piri Reis Yunan sularında mı?
Abone olPiri Reis arama gemisinin Yunanistan kıta sahanlığına girdiği yönündeki iddialara Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü cevap verdi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, Yunanistan
Dışişleri Bakanlığı'nın, Piri Reis arama gemisinin Yunanistan kıta
sahanlığına girdiği yönündeki açıklamalarına ilişkin, Piri Reis
gemisinin Ege'nin uluslararası sularında ve Türk karasularında 29
Mart 2012 tarihine kadar devam edecek bir bilimsel araştırma
yaptığını bildirdi.
Ünal, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın Piri Reis arama gemisine
ilişkin iddialarının sorulması üzerine, İzmir 9 Eylül
Üniversitesinden kendileri iletilen bilgileri paylaştı.
Ünal, şunları kaydetti:
"Aldığımız bilgilere göre, Piri Reis gemisi halihazırda Ege'nin
uluslararası sularında ve Türk karasularında 29 Mart 2012 tarihine
kadar devam edecek bir bilimsel araştırma yapmaktadır. TÜBİTAK
tarafından desteklenen bu akademik araştırma geçtiğimiz yıl
planlanmış ve UNESCO'ya bağlı Uluslararası Oşinografi Komisyonu'na
da deklare edilmiştir. Biyolojik ve oşinografik nitelikteki bu
araştırmanın petrol-doğalgaz aranmasıyla bir alakası yoktur.
Bilindiği gibi Ege'de kıta sahanlığı henüz sınırlandırılmadığı
için, iki ülke arasındaki 1976 Bern Mutabakatı uyarınca
karasularının ötesinde petrol ve doğalgaz aranmaması konusundaki
moratoryum devam etmektedir.
Buna mukabil, bu moratoryumun kapsamına girmeyen akademik deniz
araştırmaları her iki ülke tarafından da Ege'nin uluslararası
sularında serbestçe icra edilmektedir. Tarafların bu akademik
araştırmalar için birbirlerinden önceden resmi kanallardan izin
almaları söz konusu değildir.
Diğer taraftan, 9 Eylül Üniversitesi bu araştırmaları Yunan
üniversiteleri ile müştereken yapmayı ve ortak bilimsel projeler
gerçekleştirmeyi de arzu etmektedir. Bakanlığımız bu olumlu ve
yapıcı yaklaşımı desteklemektedir.
Tüm Ege'nin Yunan kıta sahanlığı olduğu görüşünü kabul etmiyoruz.
Bu iddia uluslararası hukuka da uygun değildir. Kıta sahanlığının
sınırlandırılması dahil tüm Ege sorunlarının adil ve kalıcı bir
şekilde çözüme kavuşturulması ve mevcut diyalog kanallarının bu
amaçla muhafaza edilmesi konusundaki görüşlerimizde bir değişiklik
yoktur."