Sarımsak ve soğanla yakın akraba olan pırasa “allium” ailesindendir. Pırasa, pek çok kişi için “olmasa aramam” kategorisinde bulunmasına karşın, uzmanların sağlığa faydaları nedeniyle daha sık tüketilmesini önerdiği gıdalar arasında yer alıyor. Ayrıca diyet yapıyorsanız 1 adet pırasanın (bütün) sadece 50 kalori olduğunu hatırlatmak isterim. Sindirimi düzenleyen besin lifi bakımından da oldukça zengin olan pırasa aynı zamanda A, C, K ve B6 vitaminleri için çok iyi bir kaynak. Pırasanın tek dezavantajı yüksek oranda sodyum içermesi. Tükettiğiniz sodyum oranına dikkat ediyorsanız çok fazla pırasa yememelisiniz. Damarlar: Damarları koruduğu pek çok araştırmayla belgelenen “kaempferol” adlı flavonid pırasada bol miktarda bulunur. Bu bileşen, damar astarlarını aşırı aktif oksijen moleküllerine ve tahribata yol açan diğer faktörlere karşı korur. Bazı çalışmalarda, “kaempferol”ün nitrik oksit üretimini arttırarak damaları rahatlattığı yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Pırasa bu özelliği ile yüksek tansiyonu düşürmek için tüketilebilecek sebzeler arasında yer almaktadır. Folat: Pırasa, bioaktif bir folat olan “5-methyltetrahydrofolate” içerir. Özellikle gebelik döneminde öne çıkan bir vitamin olmasının yanı sıra folat, kalp ve damar hastalıklarının önünü açan “homosistein” adlı amino asidin seviyesinin düşmesine katkıda bulunur. Antioksidan: Pırasa, güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlamaktadır. Vitamin ve Mineraller: K, A, C, B6 vitamini, manganez ve demir mineralleri bakımından zengin olan pırasa vücudumuza enerji sağlamaktan, kemik ve doku gelişimine katkıda bulunmaya kadar pek çok işe yarar. Kemik Sağlığı: Kemik sağlığı ve kan akışının düzenlenmesinde önemli bir rol oynayan K vitamini pırasada bol miktarda bulunmaktadır. 100 gram pırasa neredeyse günlük K vitamini ihtiyacının yarısını karşılamaya yeter. K vitamini, kemik sağlığı için kritik bir öneme sahip olan “osteocalcin” adlı proteini aktive eder. Göz Sağlığı: Pırasada bulunan “lutein ve zeaxanthin” adlı bileşenler göz hücrelerini oksidadif strese karşı korur. Amerikan Optometri Birliği pırasanın yanı sıra kale, ıspanak, bezelye ve brokoliyi, ilerleyen yaşa bağlı olarak görülen katarakt riskini azaltmak için tüketilmesi gereken gıdalar arasında gösteriyor. Pırasa Nasıl Seçilir ve Muhafaza Edilir? İyi bir pırasanın koyu yeşil yaprakları ve beyaz bir alt kısmı olmalıdır. Dışını saran yapraklar veya beyaz kısmı üzerinde herhangi bir çürük, çatlak veya sarılaşma olmamalıdır. Pırasa yılın her ayı bulunabilir ancak en iyi zamanları sonbahardan, bahar aylarının başlangıcına kadar olan dönemdir. Taze pırasa buzdolabında, yıkanmadan muhafaza edilmelidir. Bu şekilde tazeliğini 1 hafta-10 gün arasında koruyabilir. Bir poşette saklamak sebzenin nemini muhafaza etmesine yardımcı olur. Pişmiş pırasa ise oldukça kolay bozulur, bu nedenle buzdolabında dahi olsa 2 günden uzun süre saklanmamalıdır. Pırasayı 2-3 dakika kaynattıktan sonra derin dondurucuya koyup 3 ay kadar muhafaza edebilirsiniz. Ancak bu yöntemi kullanırsanız, buzluktan çıkarıp pişirdiğinizde tadı ve dokusu bir miktar değişecektir. Sonuç olarak pırasa; içerdiği önemli vitamin, mineral ve antioksidanlar ile beslenme programınızda bulunması gereken, sağlığa faydaları ile öne çıkan bir sebzedir. Ayrıca soğan veya sarımsak yemeyi sevmiyorsanız aynı aileden olan pırasayı bunlara alternatif olarak tüketebilirsiniz.