Bir kez ortaya çıktı ki Türkiye'nin uzun zamandır hapiste
tuttuğu rahip Brunson ABD için çok önemli bir isim.
Önemli olmasa, bugüne dek Türkiye'ye sıcak mesajlar veren
Trump, "Brunson'u bırakmazsanız yaptırım
uygularız" diye tehditler savurmazdı herhalde...
Öncelikle Brunson'un ev hapsine alınışıyla ilgili şahsi fikrimi
söyleyeyim.
Bizim yargımız son aylarda yaptığını bir kez daha tekrarladı ve
hepimizi adeta şok etti. Yani hakkında bu kadar ciddi iddialar
bulunan, hele hele Fetö'yle takas edilecek kadar önemli olduğu
söylenen bir ismin hapisten çıkarılıp ev hapsine
mahkûm edilmesi hiç de normal bir durum değil.
Yargı elbette kanunlar çizgisinde karar vermeli ama bazen
vicdanlara da hitap edebilmeli. Türkiye kamuoyu aylardır
Brunson denilen rahibin çok ama çok önemli biri olduğu ve ağır
suçlar işlediği yönünde söylemlerle dolduruşa getirildi.
Hepimiz, işlenen suçların tek tek belgelenmesini ve rahibin ağır
hapisle cezalandırılmasını beklerken hop...
Adam serbest!
Evet, serbest diyorum çünkü bunun başka adı yok! Yani ev hapsi
falan fasa fiso...
Perde arkasında bir anlaşma var mı bilmiyorum ve olduğunu da
sanmıyorum. Şayet anlaşma olsaydı ABD'den böylesi bir tepki
gelmezdi.
Ben "Ev hapsi" kararı veren mahkemenin yerinde
olsam, Brunson'u tekrar alıp hapse tıkardım! En azından gelen
tehdide karşılık böyle bir yaptırımda bulunurdum. Bundan sonra
olmasını da beklemiyorum.
Gelelim Trump'un savurduğu tehdide...
Trump'ı da savurduğu tehdidi de pek umursamıyorum. ABD'nin iki
ayrı ucu var. Bu uçlar, askerlerden ve politikacılardan oluşuyor.
Trump'ın yanındakiler Türk düşmanı evangelistler.
Onlar Türkiye ile ilişkileri germesini istiyor
ama askerin, yani Pentagon'un ne diyeceği çok daha
önemli. Netice itibariyle Amerika'yı Trump'ın
yönetmediğini çoktan öğrendik. Adam bildiğin "Beyaz
Saray'ın delisi" muamelesi görüyor.
Pentagon adına açıklama yapan ABD Savunma Bakanı Jim Mattis'in
yaptığı açıklama da Trump'ın sözünün pek önemli olmadığını
belgeliyor zaten.
Mattis, söylenen sözler için "Türk-Amerikan ilişkileri ve
askeri operasyonlarına bir etkisi olmadı. Şu aşamada, Türkiye ile
yakın çalışmaya devam ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz"
diyor.
Bu sözlerden sonra Trump'ın kısa süre sonra kıvıracağına bahse
girerim.
Ha kıvırmasa bile önemli değil.
ABD Türkiye'ye hangi yaptırımı uygulayacak merak ediyorum. Gezi'yi
denediler olmadı. 17/25 Aralık'ı denediler yine olmadı. Rusya ile
ilişkileri bozmayı denediler o da olmadı. Halkbank ve Sarraf
meselesini denediler, tutmadı. Darbe denediler, yemedi!
Ekonomik kriz denediler, Güneyde teröristleri silahlandırdılar.
Hiçbirinde başarılı olamadılar.
Ne kaldı ki geride?
Yani daha başka hangi yaptırımda bulunacaklar?
Bir vize vermeme krizi denediler, Türkiye misliyle karşılık verdi.
Afrin ve Menbiç'te geri adım attılar. Filistin meselesinde tarihe
geçecek bir tokat yediler. Karşılarında "Eyvah
bittik" diyen eski Türkiye yok, bunu
anladılar.
Daha ne deneyebilirler?
Ambargo mu uygulayacaklar?
Türkiye Birleşmiş Milletler ve NATO'da ABD'nin bütün kararlarını
veto eder. Ardından İncirlik ve Kürecik'i kapatır.
İt ürür kervan yürür yani ne olabilir ki?
Ha, şunu söyleyeyim ama...
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis'in, yaptırım tehdidinin askeri
ilişkileri etkilemeyeceği açıklamasına karşılık olarak bizim de bir
açıklama yapmamız şart.
Ben sana istediğim ambargoyu uygulayayım ama askeri ilişkilerimiz
olduğu gibi devam etsin demek, Türkiye'yi hafife almaktan ziyade,
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hakaret anlamı taşır.
TSK'nın hemen ama hemen bir "Türkiye
Cumhuriyeti'ni tehdit eden hangi devlet olursa
Türk Ordusu'nu karşında bulur. Yaptırım uygulanması durumunda
askeri ilişkilerimiz de anında sona ermiş
olur" diye açıklama yapması gerekiyor.
Trump'ın tehdidinden sonra Başkan Erdoğan'ın Putin ile
görüşüp "İlişkileri daha da
ilerleteceğiz" demesi. Ardından Hazine ve Maliye
Bakanı Berat Albayrak'ın Çin ile 3 buçuk milyar dolarlık anlaşmaya
imza atması önemli bir mesajdı.
Gerisini onlar düşünsün artık!