Petrol devlerinin gözü Türkiye'de
Abone olDoğu Karadeniz'de Türkiye'yi dışa bağımlılıktan kurtarabilecek petrol bulundu. Petrol kokusunu alan dev şirketler Türkiye'deki rezervler için şimdiden kulise başladı.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ve İngiliz petrol
şirketi British Petroleum'un (BP) Karadeniz'deki 15 yıllık petrol
arama çalışması nihayet sonuçlandı. Doğu Karadeniz'de Türkiye'ye 40
yıl yetecek petrol bulundu. BP, anlaşmasının bitmesine yakın
bulunan petrol için haziranda sondaja başlayacak. Bu sahadan yılda
20 milyon ton petrol üretilebileceği belirtiliyor. Karadeniz
petrolüyle birlikte Kuzey Irak'taki üretim anlaşmaları da
Türkiye'yi petrolde dışa bağımlılıktan kurtaracak. Ancak kokuyu
alan dev şirketler, dünyada artan petrol fiyatlarının da etkisiyle
Türkiye'deki rezervlerin öneminin farkına vardı. BP ile anlaşma
yenilenmeseydi devreye bir başka petrol devinin girebileceği
yönünde yorumlar da yapılıyor. Bu arada hükümetinin arkasında
olduğunu söyleyen Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot da, tüm
gücüyle Türk firmaların Kuzey Irak'taki petrol arama anlaşmalarını
iptal ettirmeye, kendi şirketlerini devreye sokmaya çalışıyor.
İhtiyacımızın yüzde 70'i Doğu Karadeniz'de bulunan rezervin,
Azerbaycan'ın Şah Denizi petrol sahası büyüklüğünde olduğu
belirtildi. Türkiye için hayati öneme sahip sürpriz bir kararla,
haziran ayında sondaj için düğmeye basılmasına, bir yıl sonra da
üretime geçilmesine karar verildi. Samsun'dan başlayıp Artvin
açıklarına kadar uzanan bölgede, Türkiye'nin petrol tüketiminin
yüzde 70'ini 40 yıl boyunca karşılayabilecek büyük petrol
sahasının, bugünkü koşullarda ekonomik değeri olduğu da saptandı.
Bu bölgede, üretim maliyetinin yaklaşık 20 dolar olacağı
belirlenirken, petrol fiyatlarının 50 doların üzerine çıkması
nedeniyle 600 ila 800 metre derinlikteki saha, 'ekonomik değerde'
kabul edildi. Sahadaki petrol rezervinin 800 milyon ile 1 milyar
ton arasında olacağı tahmin ediliyor. TPAO Çevre Mühendisi Doğa
Atay, TPAO ve BP Petrol Arama Girişimi tarafından Doğu Karadeniz'de
sondaj çalışmalarına, haziran ayında Hopa İlçesi'nin 40 kilometre
kuzeybatısında başlanacağını belirtti. Güler sürpriz yapacak Petrol
tüketimi açısından dışa bağımlı olan Türkiye, son dönemde
Karadeniz'de yaptığı aramalardan sürpriz sonuçlar elde etmeye devam
ediyor. Daha önce Akçakoca açıklarında ekonomik değerde büyük
doğalgaz yataklarının bulunmasından sonra, 'Daha büyük
sürprizlerimiz olacak' diyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi
Güler'in büyük sürprizinin Doğu Karadeniz'deki petrol yatakları
olduğunu ortaya çıktı. Güler, dün yaptığı açıklamada da haziran
ayında sondaja başlanacağını belirtti. BP ile anlaşma yenilenmişti
TPAO, 27 Ocak 1990 tarihinde İngiliz petrol şirketi BP ile Orta
Karadeniz açıklarında petrol arama konusunda bir anlaşma imzaladı.
1991'de ise anlaşma ortak işletme anlaşmasına dönüştürüldü. Ancak o
tarihten 2001 yılına kadar ne BP ne de TPAO bu konuda adım
atabildi. İki şirket arasındaki anlaşmanın süresinin dolmasına kısa
bür süre kala, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevine Hilmi
Güler getirildi. Güler, Türkiye'nin petrol ve doğalgaz aramaları
için ortaya koyduğu performansın yeterli olmadığını belirterek,
aramalar için daha fazla para ve efor ortaya konmasını istedi.
Güler'in kararlılığı üzerine önce Akçakoca açıklarında 6 ayrı
bölgede doğalgaz yatakları bulundu. Şah Denizi kadar TPAO ile BP
arasındaki ortak üretim anlaşmasının dolmasına kısa bir süre kalan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, inisiyatifi eline
alarak BP ile varılan anlaşma çerçevesinde petrol aramalarının Doğu
Karadeniz'i kapsayacak şekilde genişletilmesini istedi. Toplam 50
milyon dolar harcanarak Samsun-Artvin arasındaki bölgede iki sondaj
kuyusu açıldı. Üretim amaçlı olmayan bu kuyular aracılığı ile
Azerbaycan'ın Şah Denizi sahası büyüklüğündeki bir petrol
rezervinin Rize açıklarında bulunduğu anlaşıldı. 600 ila 800 metre
derinlikteki sahadan petrol üretiminin ekonomik olduğuna karar
verilince, araştırma derinleştirildi. 20 milyon ton üretim Bu
rezervin, yıllık 28 milyon 630 bin ton sivil petrol tüketimi olan
Türkiye'nin toplam tüketiminin yüzde 70'ini karşılayabilecek
düzeyde olduğu belirlendi. Yıllık 2.55 milyon tonluk üretimle 28
milyon 630 bin tonluk tüketiminin sadece yüzde 9'unu karşılayabilen
Türkiye'nin bu sahadan yılda 20 milyon ton petrol üretebileceği
ifade edildi. Bu rakamın Türkiye'yi, petrol üretiminin önemli bir
kısmını karşılayacak ülke konumuna getirmesi sebebiyle çok hayati
bir öneme sahip olduğu belirtildi. Doğa Karadeniz'deki sahada
yapılan ek incelemeler sonunda petrol rezervinin 800 milyon ile 1
milyar ton arasında olabileceği tahmini yapıldı. Azerbaycan'daki
Şah Denizi petrol sahasının benzeri olan sahadaki petrol rezervinin
Türkiye'nin her geçen gün artan toplam petrol tüketimini 40 ila 50
yıl karşılayabileceği belirlendi. Prof. Doğan Perinçek: Zaten
biliniyordu TPAO'ye bu aramalar sırasında danışmanlık da yapan
Yıldız Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Doğan Perinçek, Doğu
Karadeniz'de petrol üretimi için bütün şartların müsait hale
geldiğini belirterek, 'Doğu Karadeniz'in petrol potansiyeli olduğu
biliniyordu. İspatlanmış bir sahaydı. Ancak deniz derinliği ve
petrolun bulunduğu sahanın yapısı bilinmiyordu. Yapılan araştırma
ve incelemeler sonunda petrol için gereken ana kayanın, rezervin
üzerinde bir örtü kaya olduğu anlaşıldı. Çünkü bunun olmadığı bir
sahadan petrol üretmek pek mümkün olmuyor. Benzer kayalardan bir
çok ülke petrol üretiyor. Tek sorun suyun derinliğinin fazla
olması. 100 metre derinlikte üretilen petrolun maliyeti 10-12
dolarken, böylesine büyük bir derinlikten üretimin maliyeti 20
doları buluyor. Ancak petrol fiyatlarının 50 dolara dayanmasından
sonra bu saha artık ekonomik değerde bir saha haline gelmiştir.
Elde edilen bilgiler Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki Şah Denizi
sahasında ürettiği kadar üretimin yapılabileceğini ortaya koyuyor'
diye konuştu. AVUSTRALYA'NIN K.IRAK'TA TÜRK ŞİRKETLERİNE PETROL
AYIBI Avustralya hükümeti tarafından, 30 Ocak'ta yapılan seçimleri
denetlemek üzere gönderildiği Kuzey Irak'ta, Türk şirketlerinin
yaptığı üretim anlaşmalarını bozmak için, hissedarı olduğu,
ülkesinin en büyük petrol şirketi adına Kürt gruplara para dağıtan
Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot'un yeni marifetleri ortaya
çıkmaya başladı. Kısa süre önce olayın anlaşılması üzerine
ceketinin astarına gizlediği 20 bin doları Türkiye üzerinden Kuzey
Irak'a sokarak Kürt gruplara dağıttığını itiraf eden Avustralyalı
Senatör Ross Lightfoot, şimdi de Türk şirketlerini Kuzey Irak'tan
çıkarmaya soyundu. Senatör Ross Lightfoof, Genel Enerji A.Ş isimli
Türk petrol şirketinin Taktak Petrol Sahası'nda petrol üretmek
üzere imzaladığı anlaşmayı bozmak için elinden çabayı sarfediyor.
AKP'li Koçak ortaya çıkardı Avustralyalı senatörün Irak'taki
faaliyetlerini AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak ortaya çıkardı.
Senatör Lightfoot'un bölgede faaliyet gösteren şirketleri tehdit
edecek girişimlerde bulunması üzerine Koçak, konuyu Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'a bir yazı ile bildirdi. Koçak, Erdoğan'a önümüzdeki
günlerde düzenlenecek Kızılcahamam Kampı'nda vermek üzere
Lightfoot'un faaliyetlerini içeren bir de rapor hazırlıyor. Koçak,
AKŞAM'a yaptığı açıklamada 'Bu bir milli meseledir. Bu olay benim
için de onur meselesi haline geldi' diyerek konuyu her mahfilde
gündeme getireceğini söyledi. Tek anlaşma Türk şirketinin
Avustralyalı Senatör Ross Lightfoot'un K. Irak'taki
faaliyetlerinden önce Türk Petrol şirketi Genel Enerji A.Ş. Irak
Kürdistan Yurtseverler Birliği Lideri Celal Talabani ve Süleymaniye
yönetimi ile 17 Temmuz 2002 tarihinde Süleymaniye-Erbil arasındaki
Taktak petrol sahasında 'üretim paylaşım' anlaşması imzaladı.
Petrol kalitesi açısında 46-47 API oranında yüksek graviteli bir
petrole sahip TAQ-TAQ sahasında bulunan petrolün Türkiye'nin petrol
tüketiminin önemli bir kısmını karşılayabilecek düzeyde olduğu
belirtiliyor. Söz konusu saha 25 Şubat 2003 tarihinde Türk şirketi
Genel Enerji AŞ.'ye devredildi. Geçici Irak Anayasası gereği
anlaşmanın Irak Petrol Bakanlığı tarafından da onaylanması
gerekiyordu. Süleymaniye yönetimi Türk şirketi ile yaptığı
anlaşmayı Petrol Bakanlığı'na gönderdi. Ardından, Petrol Bakanlığı
ile 'TAQ-TAQ Petrol Sahasının Geliştirilmesi Projesi' üzerinde
mutabık kalınarak 24 Kasım 2004 tarihinde mutabakat zaptı imzaladı.
Senatör burnunu soktu Türk şirketi Genel Enerji A.Ş. ile Irak
Petrol Bakanlığı arasında imzalanan mutabakat zaptına rağmen
Avustralyalı Senatör Lightfoot devreye girerek, Irak merkezi
hükümeti nezdinde girişimlerde bulundu. Lightfoot, bu girişimleri
sonunda, kendisinin de ortağı olduğu Avustralyalı petrol şirketi
adına Irak Petrol Bakanlığı ile 12 Kasım 2004 tarihinde iki yıllık
'Memorandum of Cooperation' imzalamayı başardı. Bu anlaşma
şirketine petrol üretme hakkı tanımıyor, sadece K. Irak'taki petrol
ve doğalgaz potansiyelini inceleyerek Irak Petrol Bakanlığı'na bir
rapor sunma hakkı sağlıyordu. Senatör Lightfoot, istediği tavizleri
koparabilmek için bu faaliyetleri sırasında Avustralya Senatosu ve
hükümetinin arkasında olduğu bir görüntü vermeyi de ihmal etmedi.
Senatörün bu faaliyetleri bölgedeki Türk Özel Güvenlik
Birimleri'nin de dikkatini çekti. Güvenlik birimlerinin,
Lightfoot'un K. Irak'taki peşmergelerle Kaleşnikof silahlarla
çekilmiş hatıra fotoraflarını Türkiye'ye ilettikleri de saptandı.
Önce yalanladı sonra itiraf etti Avustralyalı senatörün K.
Irak'taki seçimleri desteklemek üzere Avustralya Parlamentosu
tarafından ocak ayında Türkiye üzerinden Irak'a geçtiği gazetelere
haber olmuştu. Lightfoot, Woodside şirketi adına Kürt gruplara para
dağıttığını önce inkar etmiş, Avustralya The Telegraph Gazetesi'nin
olayı ortaya çıkarması üzerine, gizlice soktuğu 20 bin doların,
bölgedeki Kürt idaresi tarafından Halepçe'deki bir hastaneye
bağışlanacağını itiraf etmek zorunda kalmıştı. Avustralya
yasalarına göre 10 bin dolardan fazla paranın ülke dışına
çıkarılmasının yasak olması sebebiyle senatörün parayı çeketinin
astarı içine saklayarak götürdüğü tespit edildi. Türk şirketlerinin
yaptıkları anlaşmaları bozan Senatör Lightfoot önce İstanbul'a
geldiğini, K. Irak'a bir taksi ile geçtiğini de itiraf etmişti.
Başbakan Erdoğan'a iletildi Avustralyalı senatörün Irak'taki
faaliyetlerinin Türk şirketlerinin yaptığı ikili anlaşmaları
bozacak düzeye ulaşması üzerine konuyu öncelikle TBMM Dışişleri
Komisyonu'nda gündeme getiren AKP Afyon Milletvekili Mahmut Koçak,
gelişmeleri bir yazı ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a da
aktardı. Erdoğan'a sunulmak üzere bir de rapor hazırlayan Koçak,
'Bu adam Avustralyalı bir enerji firması adına, sanki Avustralya
Senatosu tarafından görevlendirilmiş gibi bölgede faaliyetlerde
bulunuyor. Merkezi hükümetten bazı tavizler koparıyor. Avustralya
demek, yarı Amerika demek, yarı Avrupa demek. Musul ve Kerkük'ten
sonra en büyük petrol sahasını bir Türk şirketi eline geçiriyor ama
bir senatör çıkıp, işi bozuyor, ya da bozmaya çalışıyor. Bu Türkiye
için ayıptır, zuldür' dedi. Bu konuda, sonuna kadar mücadele
vereceğini belirten Koçak, şöyle devam etti: 'Çünkü iş sadece petol
çıkarma işi değildir. Eğer Türk şirketleri bölgede ABD'li ve Iraklı
işadamları ile ortak çalışma yaparlarsa bu bölge barışına da büyük
katkıda bulunur. Ben konuyu bir rapor halinde Başbakanımıza
ayrıntılı bir şekilde sunacağım. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımıza
da bir bilgilendirme notu gönderdim. Bu işin peşini bırakmayacağım.
Uzaklardan gelen bir senatörün Türkiye'nin çıkarlarını bu denli
tehdit etmesine müsaade etmemek lazım. Bu durumu Irak yönetimine de
anlatmak gerekiyor.' Haber: Ercan Yavuz Kaynak: Akşam