Peskov'dan Türkiye anıları: Ankara'dan Moskova'ya sürerek otomobil götürdüm
Abone olKremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Türkiye anlılarını kamuoyu ile paylaştı. Peskov, devlet görevine ilk başladığı zamanlarda birkaç kez Türkiye'den Rusya’ya kendi sürerek otomobil götürdüğünü anlattı.
Peskov, devlet görevine ilk başladığı ve memurlar için bugünkü
kısıtlamaların olmadığı zamanlarda birkaç kez Türkiye'den Rusya’ya
kendi sürerek otomobil götürdüğünü anlattı. Kremlin
Sözcüsü, “Devlet görevine kısıtlamalar olmadığı zaman
başladım. Daha o zamanlar Dışişleri Bakanlığı’nda, devlet
görevindeyken farklı birçok işle uğraşmıştık. O zamanlar maaşlar
çok düşüktü ve bu nedenle (yeterli gelir için) çok ciddi çaba sarf
etmek gerekiyordu” diye konuştu.
"3-5 yıllık otomobil satın alıp, sürerek gidiyorduk"
Çabalarının ne yönde olduğu sorusuna, “Bir şeylerle ticaret yapmaya, alıp satmaya çalışıyorduk, o zamanlar ülkemizin tamamı bu işlerle uğraşıyordu” yanıtını veren Peskov, şöyle devam etti: Benim şahsen bir-iki defa Türkiye’den, Ankara-Moskova istikametinde direksiyona geçerek otomobil götürdüğüm oldu. Dolaşarak Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna üzerinden, ayrıca feribotla gidilebiliyordu. O zamanlar diplomatlar birkaç ayda bir otomobil gümrük vergisinden muaf tutuluyordu. Ve bu bir işe dönüşmüştü, 3-5 yıllık otomobil satın alıp, sürerek gidiyorduk.
"Hepimiz bundan geçtik"
Kendisi dahil herkesin bundan geçtiğini söyleyen
Peskov, “Şu anda çok saygın insanlar olan arkadaşlarım var, o
zaman İstanbul’dan yola çıkıyor, otobüslerde 2 gece Çerkizovskiy
Pazarı’na (Moskova’da her türlü mal ve ürünün satıldığı ünlü büyük
pazar) götürdükleri hurçların üzerinde uyurlardı. Hepimiz bundan
geçtik, burada özel bir durum söz konusu değil” ifadelerini
kullandı.
"Çeşitli cumhuriyetlerin faaliyetlerini izliyorduk"
Türkiye’deki çalışmalarını da anımsayan Peskov, sözlerini şöyle tamamladı: Ankara'da çalışırken, Rusya Federasyonu'ndan bağımsızlıklarını ilan etmek isteyen, dünya genelinde kendi sözde büyükelçiliklerini açma niyetinde olan çeşitli cumhuriyetlerin faaliyetlerini izliyorduk. O zaman neredeyse Sovyetler Birliği zamanında olduğu gibi ‘bağımsızlık geçit töreni’ (Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci) başlayacaktı. O dönem Putin gelmeseydi, ülkemiz dahi olmayacaktı. Tüm bunlara tanıklık ettim.