Perinçek'ten şok bir iddia daha
Abone olPerinçek, basın toplantısında TÜPRAŞ ihalesinde 400 milyon dolar rüşvet verildiğini iddia etti.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bugün (19 Şubat 2004
Perşembe) saat 12.30’da İP İstanbul İl Merkezi’nde bir basın
toplantısı yaparak TÜPRAŞ için Amerika’nın 400 milyon dolar rüşvet
verdiğini açıkladı. Perinçek, “50 milyar dolar değerindeki
TÜPRAŞ’ın 1.3 milyar dolara satılmasının arkasındaki gerçek, işte
bu” dedi. Perinçek “Yüce Divanlık” diye tanımladığı ihalenin
arkasında dönen oyunları aydınlatması için, Cumhuriyet Savcılarını
göreve davet etti. Perinçek, özetle şu bilgileri verdi:
Özelleştirme Yüksek Kurulu Başkanı sıfatını taşıyan Başbakan Tayyip
Erdoğan, Türkiye’nin sanayi kalesi TÜPRAŞ’ı 1 milyar 300 milyon
dolara satma kararını, Seul’e uçarken, ayaküstü imzaladı. Türk ve
Rus kaynaklardan aldığımız bilgilere göre, TÜPRAŞ özelleştirmesinde
400 milyon dolar rüşvet verildi. Rüşveti veren, Tatneft’in
arkasındaki Amerikan firması. 50 milyar dolar değerindeki TÜPRAŞ’ın
1.3 milyar dolara satılmasının arkasındaki gerçek, işte budur.
TÜPRAŞ’ın sadece tesislerinin kuruluş maliyeti 7 milyar dolar.
Tüpraş’ın teknolojisini yenilemek ve kapasitesini artırmak amacıyla
son dört yılda yaptığı harcama ise, 2 milyar dolar. Türkiye’nin
ulusal savunmasındaki ve ulusal ekonomisindeki önemi göz önüne
alındığında ise, TÜPRAŞ’a paha biçilmiyor. TÜPRAŞ’ı alan, Ortadoğu
ve Kafkas petrollerinin denetiminde büyük bir üstünlüğü ele
geçirmiş olacaktır. AKP’nin Amerika ile ilişkileri yürüten isim
Cüneyt Zapsu’dur. Cumhuriyet Savcılarının yürütecekleri
soruşturmada ifadesine başvuracağı isimlerin başında Zapsu
gelmektedir. ABD Ankara Büyükelçisi Eric Edelman, bu karanlık
ilişkilerin merkezindedir. Diğer bir isim, Roger Tamraz'dır.
Görünüşte TÜPRAŞ’ı alan, Efromov Kautchuk GmbH firması. Efromov
Kautchuk’un TÜPRAŞ’ı alacak, işletecek bir gücü yok. Efremov’un
arkasında, Tataristan merkezli Rus firması Tatneft var. Tatneft,
New York borsasında tahtası bulunan tek Rus şirketi. Bunun anlamı
şu: Tatneft, mali yönden Amerika’nın kontrolu altında. Tatneft’in
Amerikan bankalarına 1.3 milyar dolar, yani TÜPRAŞ’ın satış bedeli
kadar kredi borcu bulunuyor. Rus petrol şirketi Tatneft, 1993’ten
bu yana adım adım Amerikan sermayesinin kontrolu altına girdi. Bu
süreçte Roger Tamraz, kilit roldedir. Tamraz, ortağı ve yöneticisi
olduğu Amerikan Oil Capital Ltd. Şirketi ve sahibi oluğu Tamoil
şirketi kanalıyla Tatneft’in hissedarıdır. Roger Tamraz, Efremov”un
yüzde 49 hissesine sahip olan Renix Finance Corp şirketinin de
hissedarıdır. Vergi ve kara para aklama cenneti Virgin adalarında
kurulmuş ve adresi bir posta kutusu olan Renix Finans Corp, Rus ve
Ukrayna basınında “Tatneft Off-shore” olarak da adlandırılmaktadır.
Görüldüğü gibi, TÜPRAŞ, yalnızca Türk ve Amerikan hükümetlerinin
itibar ettiği bir petrol tekeline, baştan sona hukuk dışı bir
ihaleyle hediye edilmiştir. İhaleden sonra Zorlu grubu, ihale
bedelinin yüzde 70’ini krediyle karşılayacaklarını açıklayarak işin
iç yüzünü açığa vurmuş oldu. Kredi karşılığında, TÜPRAŞ hisseleri
rehin alınacak. Kredi zamanında ödenmeyince, Amerikan şirketi; 400
milyon dolar rüşvetin sonucunu alacak, TÜPRAŞ hisselerine el
koyacaktır. TÜPRAŞ’ın ihale sürecinde, OYAK, Anadolu Grubu,
Akaryakıt dağıtım şirketleri AKP Hükümeti tarafından devre dışı
bırakıldı. Bunlar, geri çekildiler. İhalenin ardından, açık artırma
yapılsaydı 2 milyar dolara kadar çıkabileceğini açıklayan Anadolu
Grubu’nun bugünkü sessizliği soru işaretleri yaratmaktadır. Anadolu
Grubu’nun başındaki Çukurova Grubu’nun Başkanı Mehmet Emin
Karamehmet ile Başbakan Erdoğan ve AKP yöneticileri arasında basına
da yansıyan ilişkiler de, TÜPRAŞ ihalesindeki karanlık
bağlantıların aydınlatılması için açığa çıkarılmalıdır. İhale
süreci, baştan sona hukuk dışıdır. OYAK grubu, son ihaleye talep
ettiği halde alınmadı. Buna karşılık, ihalenin hiç bir aşamasında
yer almayan ve son güne kadar Efremov ile beraber olmayan Zorlu
grubu, son teklif aşamasında ihaleye dahil edildi. AKP Hükümeti,
devam eden devir sözleşmesi görüşmelerine de Zorlu Grubu’nu dahil
ediyor. Bu da hukuk dışıdır. “Yüce Divanlık” bu ihalenin perde
arkasında dönen oyunları, karanlık ilişkileri aydınlatması için
Cumhuriyet Savcılarını göreve davet ediyoruz.