Perinçek MHPlileri çok kızdıracak
Abone olİşçi Partisi lideri Doğu Perinçek, MHP lideri Bahçeli ile ilgili çarpıcı iddialarda bulundu.
Açıkgazete.com'un "AYAKÜSTÜ SOHBET"ine katılan
Perinçek, Yazıişleri Müdürü Birsen Altıner'e çarpıcı açıklamalarda
bulundu.. İşte, Perinçek'in özellikle MHP'lileri çok kızdıracak
röportajı:
Röportaj : Birsen Altıner
Kaynak : www.acikgazete.com
- Siz hayatınız boyunca Sovyet yanlısı sola pek sıcak
bakmadınız. Buna karşın Mao sizin için çok önemli bir isim. Siz de
Maoculukla özdeşleşmiş bir isimsiniz? Hatta zaman zaman Çin
Komünist Partisi"yle görüşmeleriniz olduğunu biliyoruz. Maoizmin
dünyada yeri nedir? Dünyada sol nereye gidiyor? Bir değerlendirme
yapabilir misiniz?
- Mao"yu anlamadan 20'nci ve 21'nci
yüzyılı kimse anlayamaz. 20'nci yüzyılın bence üç büyük devrimcisi
var. Lenin, Atatürk ve Mao. Bir kere Sovyet karşıtı olmadığımızı
söyleyeyim. Biz sadece 1960"lardan itibaren Sovyetlerin geriye
döndüğünü saptadık. Sovyetlere değer verdiğimiz için "bakın
Sovyetler"i yıkıyorlar" dedik. Bugün haklılığımız ortada.
1960"larda "Sovyetler Birliği kapitalizme geri dönüyor" diyen biziz
ve bu dediğimiz de çıktı. Her zamanki gibi buna da saldıranlar oldu
ve "Vay sen Sovyetler Birliğine nasıl kapitalizme geri dönüyor
dersin" diyerek üzerimize saldırdılar. Sovyetler Birliğinin
kapitalizme geri dönüş sürecine girdiğini gördüğümüzde Maoizmin
21'nci yüzyıla damgasını vuracağını da gördük. O günlerde Mao ve
21'nci yüzyıl arasındaki bütün pratik ve teorik köprüleri kurduk. O
bakımdan ben diyorum ki, "Mao"yu anlayamayan, Mao"nun insanlığa,
bilime ve devrimci pratiğine yaptığı katkıları göremeyen 21.
yüzyılı anlayamaz". 21. yüzyılın en büyük uygarlık merkezi neresi;
tabi ki Çin. Çin, Mao"nun yaptığı büyük devrim sayesinde dünyanın
en yoksul ülkesiyken dünyanın en önde koşan ülkesi olmuştur. Çin"de
bir deyim vardır; "Maoculuk yoksa Çin"de olmaz" diye. Ben daha
ileri götürüp; "Maoculuk yoksa 21'nci yüzyıl olmaz" diyorum. Mao
uluslararası bir insan, bir lider. Yaptığı işlerle insanlığın
geleceğini etkilemiş büyük bir devrimci. O sadece Çin"e ait bir
lider değil. Ayrıca şunu da belirtmem gerekir ki, biz Maoist
değiliz. Maoizm kavramını kabul etmiyoruz. Bu batılıların
kullandığı bir kavram. Biz bilimsel sosyalistiz. Çünkü sosyalizm
bir bilim. Bilim devamlı insanlığın keşifleri ve pratikleri ile
gelişiyor. İşte biz o bilimsel sosyalizmi savunuyoruz. Bilimsel
sosyalizmin Marksizim, Leninizm, Stalinizm ve Maoizm gibi insan
isimleri ile anılmasını doğru bulmuyoruz.
- 1950"li yıllarda Sovyetleri Birliği"nin kapitalizme
geri döneceği tezi vardı zaten. Daha doğrusu o yıllarda bir iktisat
profesörü kapitalizmin Rusya"daki uçsuz bucaksız toprakları
organize edemeyeceği için, bu işi komünizme bıraktığını, oraların
40 - 50 yıl sonra kapitalizme geri döneceğini söylemişti. Çin için
de, oradaki büyük insan gücünü etkisiz hale getirmenin en sağlam
yolunun o insanları daha da içine kapatmak olduğunu; bunu da yine
komünizmin başaracağını savunuyordu. Gerçekten de sermayeye dayalı
kapitalizmi yıkacak tek güç işçi sınıfıdır. Çin nüfusuyla
kapitalizmi yok edecek kadar büyük bir güçken, içine kapanarak bu
kavgadan uzak duruyor. Çin"de saat tutulsa ve “herkes beşe çeyrek
kala zıplayacak” dense dünya yörüngesinden çıkar. Yani Çin nüfus
anlamında dünyayı yörüngesinden çıkaracak kadar büyük bir güçken
dünyadaki dengeleri değiştiremiyor. Yanlış mı
düşünüyorum?
- Yanlış düşünüyorsunuz. Sosyalizm Çin"de
insanları içine kapamadı, aksine ufkunu açtı. Dünya nüfusunun
dörtte biri kapitalist sistemin dışına çıktı. Bir dev ayağa kalktı,
uyandı ve insanlık tarihini etkilemeye başladı. New York liman
müdürü diyor ki, "Çin ejderhası Amerikan kartalını boğuyor. Bunu
kapak yaptı Der Spigel. Liman müdürü "Çin"den bize ileri teknoloji
malları geliyor, biz ise Çin"e kullanılmış karton kutuları ve kağıt
gönderiyoruz. Onlar bu gönderdiklerimizden yeni şeyler üretip
tekrar bize satıyorlar" diyor. Amerika ile Çin arasındaki ilişkide
Çin yüksek teknolojiyi temsil ediyor. Çin Amerika"ya büyük sermaye
ihracı yapıyor. Amerika"nın 100 milyar dolar bütçe açığı, 800
milyar dolara yakın dış ticaret açığı var. Dış ticaret açığını
kağıt satıp, dolar basarak kapatıyor. Amerika"nın devlet
tahvillerini, bonolarını en fazla alan ülkelerden biri de Çin Halk
Cumhuriyeti. Bu da Amerika"dan Çin"e doğru bir sermaye akışı değil,
Çin"den Amerika"ya doğru bir sermaye akışı olduğunu gösteriyor.
İşte bu Mao"nun eseri. Yani Mao o sizin dediğinizi yaptı, saat
tuttu ve "zıplayın" dedi Çinlilere. Zıplayınca dünya yerinden
oynadı.
- Çin"deki uyanış kapitalizmin sonunu getirecek bir
uyanış değil ama?
- Çin"in uyanışı yeni bir uygarlığın habercisi. Daha kamucu daha
dayanışmacı, insanlar arasındaki rekabete, itiş kakışa dayanan
değil, elbirliğine, işbirliğine, uyuma dayalı yeni bir uygarlığın
habercisi. Batı uygarlığı 500 yıllık bir saltanattan sonra çöküyor.
15.yüzyılda Macellan"larla başlayan Atlantik çağı, 21. yüzyılın
başında çöküyor. Buna karşılık Asya"dan büyük bir uygarlık
yükseliyor. Asya"dan yükselen uygarlığın dönemi başlıyor.
Kapitalizmin son demlerine geldiğini herkes görüyor.
- Bu son krizi mi kapitalizmin?
- Öyle söylemeyeyim ama, insanı mahveden, doğayı tahrip eden bir
sistem yaşayabilir mi? Almanya"da, Fransa"da büyük çoğunluk ruh
doktoruna gidiyor. Hollanda"da, Almanya"da kadın kadına, erkek
erkeğe evleniliyor. Kapitalizmin insanın kendi cinsiyetini bile
terinse dönüştürüyor. Denizler bitmiş, dünyanın damını
delmişler, daha ne olsun?
- Çin"de de doğa tahrip ediliyor?
- Doğru söylüyorsunuz. Çin"de de doğaya iyi davranmıyorlar ama,
yapılan hesaplarda Çin"in doğaya verdiği tahribat çok küçük
kalıyor. Çinliler de doğa konusunda çok hassas değil ama dünyanın
damını delen onlar değil. Atlantik civarındaki ozon tabakasını
kimlerin deldiği verilerle ortada. Dünyanın damı delinince
yaşayacağınız bir doğa ve içinde bulunacağınız bir iklim kalmıyor.
O zaman bu sistemle insanlık devam edemez. İnsanlık bitmeyeceğine
göre sistem bitecek. Bu kaçınılmaz bir son. Mehmet Akif"in dediği
gibi "medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar". Lenin"in tezini
İstiklal Marşı"nda taşıyan tek ülke biziz. Bu Lenin"in tezidir ve
Mehmet Akif o teoriyi alıp İstiklal Marşı"na koymuştur. Bu teoriyi
artık yaşıyoruz. Biten, çürüyen, yok olan kapitalizmin artık tek
dişi kaldı.
- Dünyada kapitalizm sona yaklaşırken, Türkiye"de sol ne
durumdadır?
- Bir tek İşçi Partisi var. Türkiye"de İşçi Partisi dışında sol
yok. Hepsi emperyalizmin uzantısıdır ve emperyalist sistemin
orasında burasına eklemlenmiş durumdadır. Türkiye"de İşçi
Partisi"nden başka sol olmadığını size ispat edeyim. Şöyle 20
senelik basını tarayın. Her görüşten basını tarayın. İşçi Partisi
dışında herhangi bir örgüte yönelik tek bir saldırı
bulamayacaksınız. Demek ki sistem için bunlar bir tehdit
oluşturmuyor.
- Sol neden bu kadar dağınık, belki sol birleşse
sistemin korkacağı bir güç oluşabilecek.
- Aman
efendim, bende gideyim, satılayım, emperyalistlerden para mı
alayım? Emperyalistlerden para alarak devrim yapabilir misin? Biraz
evvel de söylediğim gibi hepsi emperyalizmin bir uzantısı olduğu
için bir birleşme mümkün değil. Türkiye"de bizden başka sol
yok.
- Yıllar önce sol size karşı birleşmişti, 1978 yılında
Aydınlık Gazetesinde “Adım Adım Türkiye"de sol” yazı dizisinde siz
solu hedef göstermiş ve adreslerine varıncaya kadar bütün
solcuları açıklamıştınız. O zaman diğer sol gruplar siz karşı
birleşip cephe oluşturmuştu.
- O yazı dizisini sıkıyönetim yasaklamıştı, peki bu nasıl oluyor?
Ayrıca onlar sol değildi. Biraz evvel teoride ispatladım, şimdi
pratikte ispatlayayım onların sol olmadığını. Sol birbirini
öldürmeye başlamıştı. Gavur Ali denilen Dev Solcu bir genç Beş
Parçacıların lideri Ali Rıza Koşar"ı öldürdü. Dev-Yolcular,
Kurtuluşçular, her gruptan insan öldürüldü. Solcular solcuları
öldürmeye başlamıştı. Yine Ümraniye"de taşocaklarında 7 tane işçiyi
alçak oğlu alçaklar kurşuna dizdi. Biz naptık, bunları ensesinden
tuttuk yakalattık. Biz kontrgerillanın sol içindeki cinayetlerini,
sol içindeki solu birbirine düşürme faaliyetlerini tek gerçek sol
biz olduğumuz için hiçbir şeyden korkmadan açıkladık. Bu rezillik
ve alçaklıklara dur dedik. Bugün bu alçaklıkları yapanları
yine afişe ederiz. O yıllarda bu örgütler uyuşturucu işine de
bağlanmıştı. TİKKO; MLKP, Dev Sol, Kızılbayrak vs. gibi. TİKKO
zaten, "bizim liderimiz uyuşturucu işi yapıyor" diye açıkladı.
Uyuşturucu işinde ihaleler başladı. Uyuşturucu karşılığı silah
veririm ama sen de şu işi yapacaksın gibi pazarlıklar başladı.
Bunlarla kim uğraşacak, tabi ki gerçek solcu ve devrimci olarak biz
uğraştık. Lenin"i kim vurdu, sosyalist devrimi vurmadı mı? Lenin
kimi devirdi; Kerenski. O sosyalist değil miydi?
- Siz diğer sol grupları emperyalizme hizmet etmekle
suçluyorsunuz ama, sizin için de batı tarafından solun içine
sokulan bir ajan olduğunuz söylenir.
- Bunu MİT ajanları sorar ve söyler.
- Mehmet Eymür"ün sitesini çok fazla okuduğumdan olmuş
olabilir mi?
- Hah işte, kim Mehmet Eymür, MİT ajanı. MİT"in içindeki CİA"nın
bir numaralı adamı. Atin sitesi ne, Doğu Perinçek"le mücadele
sitesi.
- O zaman şöyle sorayım müsaade ederseniz. CİA"nın
sizden alıp veremediği ne? Neden sizin aleyhinize siteler
kuruyor?
- Adamlar internette "aydınlık"ı bile satın almışlar.
Aydınlık.gen.tr, aydınlık.com.tr bizden evvel almışlar. Google"dan
aydınlık yazıp arayın Mehmet Eymür çıkıyor karşınıza. Mehmet Eymür,
kontrgerillanın Türkiye"deki merkezi, en önemli adamı. Bu da şunu
ispatlıyor, Doğu Perinçek"le İşçi Partisi CİA ile cebelleşen,
savaşan Türkiye"deki tek sol örgüt.
- Soldaki bu kavgalar, dövüşler insanların gözünde solun
imajını zedeliyor. Bundan sizde zarar görüyorsunuz.
- Kavga falan olduğu yok.”
- Öyle demeyin ama, siz bir televizyon programında
neredeyse Ertuğrul Kürkçü"yle yumruk yumruğa
kapışacaktınız…
- Kim Ertuğrul Kürkçü? Bir milyon Avro alıp BİA"yı kuran adamdan
solcu olur mu? Bir milyon avro, 2 trilyon lira demek.
Emperyalistlerden 2 trilyon para alan adam nedir? Alçak ve
dönektir. Ben falanca adam alçak ve dönektir demiyorum, sadece
emperyalistlerden 2 trilyon lira para alan adam alçak ve dönektir
diyorum. O dönek ve alçakların baş düşmanı da Doğu
Perinçek"tir.
- Bu kavgalar sizi yalnızlığa doğru sürüklemiyor
mu?
- Neden sürüklesin? Yalnız kalan adamın böyle kocaman bir
televizyonu, kocaman bir partisi olur mu? Türkiye"de kendine sol
diyen herkesi topla bir İşçi Partisi etmez. Lenin yalnız mı kalmış,
Mao yalnız mı kalmış.
- Biraz evvel kontrgerillayla mücadele eden tek sol
olduğunuzu söylediniz. Siz son günlerde özel kuvvetlere de
sempatiyle bakıyorsunuz.
- Çok doğru. Kontrgerillayla mücadele eden, ortaya çıkaran, bu
kavramı Türkiye siyasi hayatına getiren biziz. Türkiye bizden
kontrgerillayı öğrendi. Bizden önce kimse bilmiyordu. Fakat
1996"dan sonra şöyle bir değişim oldu. Amerika Irak"a saldırıyı
planladığı zaman Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir tedirginlik
başladı. Irak parçalanırsa Türkiye"nin de parçalanacağını gördüler.
Bunun üzerine TSK"da 1996"dan itibaren Amerika"ya karşı bir duruş
başladı ve net bir şekilde Özel Kuvvetler komutanlığı belirmeye
başladı. Hatırlayacaksınız Donald Rumsfeld 2003 yılı temmuzunda
Tayip Erdoğan"a bir mektup yazdı. Dedi ki, "Kuzey Irak"ta sizin
Türk Silahlı Kuvvetlere bağlı özel kuvvetleriniz bize karşı silahlı
operasyonlar yapıyor, onun için biz bunların kafasına çuvalı
geçirdik". Amerika kimin kafasına çuvalı geçirdi? Özel
Kuvvetler'in. Eskiden Özel Kuvvetler Amerika hesabına bizim
kafamıza çuvalı geçiriyordu, şimdi Amerika özel kuvvetlerin
kafasına çuvalı geçirdi. Bu neyi gösteriyor, Özel Kuvvetler ile
Amerika arasında bir çatışma var. Bu çatışma başlayınca bizim de
Özel Kuvvetler konusundaki değerlendirmelerimiz değişti. Özel
Kuvvetler Amerika"ya direnen, millileşen bir sürece girdi. Sonra ne
oldu, Amerika CASA uçağını düşürdü. Kim vardı CASA uçağının içinde?
Özel Kuvvetler mensupları… Özel Kuvvetler şu anda Türk ordusunun en
ulusal diyebileceğim operasyon kuvveti haline geldi.
- Peki askerin Avrupa Birliği"ne sıcak bakmasına ne
diyorsunuz?
- Asker Avrupa Birliğine soyunmakla hayatındaki en büyük hatayı
yapıyor. Atatürk"e bağlıyım diyen Atatürk"ün çizgisinden devam
ettiğini söyleyen hiç kimse, hiçbir kurum Avrupa Birliği"ne girmeyi
savunamaz. AB sürecinin ne olduğu belli. AB Parlamentosunun
kararlarına bakarak bunu anlayabilirsiniz. Kürtler azınlık olacak,
Aleviler azınlık olacak, Kıbrıs"tan Türk ordusu çıkacak, Irak"taki
oluşum genişleyecek, patrikhane ekümenik olacak, Türkiye ekonomik
bakımdan batıdan yönlendirilecek… Bunları bile bile Avrupa
Birliği"ne girmeyi savunmak olmaz. Türkiye bugün kanunlarını
yapamıyor, dışarıdan kanun ithal ediyor. Avrupa kapısında Türk
devleti tasfiye oluyor, Türkiye"nin milli bütünlüğü cemaat, tarikat
ile etnik gruplara bölünüyor. Vatansızlaşıyoruz, topraklar
elimizden kayıp gidiyor, kendi toprağımıza ne ekeceğimize bile
karar veremiyoruz. Türk ordusu kriz bölgelerine müdahale gücü
haline getiriliyor. Atatürk devrimi yok ediliyor. Amerika,
Türkiye"yi Avrupa kapısına bağlayarak Asya"ya, Avrasya"ya kaymamızı
engellemeye çalışıyor.
- Avrasya projesinin dünyadaki fikir babası sizsiniz
değil mi?
- Evet benim ve Avrasya projesi bugün gerçekleşiyor. Şu anda Çin,
Rusya, Hindistan, Pakistan ve İran yani Asya"nın beş nükleer gücü
Amerika"nın nükleer gücüne karşı Şanghay"da toplandı. Bu birleşme
dünyanın kaderini değiştirecek. Türkiye"de Avrasya"da yerini
alacak. Çünkü Atlantik"te boğuluyor. Er ya da geç Atlantik"te
boğulmamak için Avrasya"ya sıçrayacak.
- Şu son zamanlarda birbirleriyle karışan kavramlara bir
açıklık getirelim isterseniz. Vatanseverlik, yurtseverlik,
milliyetçilik, ulusalcılık birbirinden farklı kavramlar
mı?
- Herkes başka şekilde içini dolduruyor. Mesela MHP"nin
anladığı etnik grup, küçük millet ruhu psikolojisi.Onlar
1960"lardan itibaren Amerika"nın güdümünde Alpaslan Türkeş, Devlet
Bahçeli"nin liderlik ettiği bir milliyetçilik geliştirdiler.
Onların ki CİA"nın ve MİT"in kontrolünde bir milliyetçilik.
Bir de yurtseverlik ve Atatürk"ünki gibi devrimci milliyetçilik
var. Türk milliyetçiliği nedir? 200 yıldır savaşan bir
milliyetçiliktir. Dünyada 19'ncu ve 20'nci yüzyılda tam 200 yıldır
emperyalizmle savaşmış Türklerden başka millet, bir de Çinliler
var. Bu Türk milliyetçiliğinin içini dolduran olaydır.
Amerika bu Türk milliyetçiliği gerçeğini aldı, Alpaslan Türkeş
üzerinden küçük etnik grup milliyetçiliğine dönüştürdü. Kendi
komşuları ve kendi halkına karşı kullandırmaya başladı. Özellikle
bu gücü solun üzerine sürdü, tetikçilik yaptırttı, Türkiye"yi
istikrarsızlaştırma operasyonunda kullandı. Bizim ki ise devrimci
milliyetçilik, buna yurtseverlik demek daha doğru olur. Kendi
milletinin bağımsızlığını, egemenliğini savunmak ve başka ülkelerle
de barış içinde yaşamaya çalışmak. Ben kendi adıma hiçbir
yerde "milliyetçiyim" lafını etmedim. Hep "yurtseverim" dedim.
Atatürk"ün devrimci milliyetçi tanımına ve 1931"deki Halk Partisi
programına uyan milliyetçiliği benimsemiş biriyim.
- Buradan Kızıl Elma hadisesine geçelim isterseniz.
Nedir Kızıl Elma? Hayali bir şey midir?
- Kızıl Elma
kadar büyük ve gerçek bir şey yok. Kızıl Elma dediğiniz şey şu.
(Yerinden kalkıyor ve duvarda asılı duran bir fotoğrafın önünde
geliyor. Fotoğraftakileri göstererek konuşmasına devam ediyor) İşte
bu, kim var burada. Rauf Denktaş, Mehmet Gün, Vural Savaş, Kemal
Alemdaroğlu, ADD Başkanı, Doğu Perinçek vs. Kızıl Elma dediğiniz
olay anti emperyalizm demek. Hiçbir zaman MHP ve İşçi Partisi yan
yana gelmedi. Sadece Kızıl Elma mitinglerine ülkücü gençler geldi.
Devlet Bahçeli"ye isyan ederek, onlarla savaşarak geldiler. Kızıl
Elma"nın en büyük düşmanı Devlet Bahçeli"dir, MHP"nin yönetimidir.
Ama MHP"nin tabanında bir sürü, ilerde bu millet, bu vatan için
çarpışacak insanlar var. İşte onlar MHP"den kopuyor, mitinglere
geliyor. Devlet Bahçeli"de Doğu Perinçek"in üzerine bir takım
silahlı adamlarını saldırtıyor.
- Kızıl Elma ismini siz mi verdiniz?
- Kızıl Elma adını ben bulmuş ve benimsemiş değilim. Bu adı Amerika
taktı. Olsun taksın. Kızıl çok güzel bir renktir, elma da
meyvelerin içinde en güzel olanıdır. İsim babası değilim ama fikir
babasıyım. Kızıl Elma"yı kimse yok edemez. Çünkü Türkiye"nin, Türk
halkının emperyalizme karşı duruşudur Kızıl Elma. Emperyalizme
karşı birlik ihtiyacı olduğu sürece de Kızıl elma var olacaktır.
Bunları bölme falan olamaz, ama gidiş dönüşler olabilir.
- Sizin daha evvel, yanılmıyorsam 1978 yılında yine
Aydınlık Gazetesi"nde “ülkücü kardeşe mektup" diye bir çağrınız
olmuştu.
- O bambaşka bir nedendedir. Biz o zaman üniversite şebekesi olan
herkes okula gitsin istiyorduk. Ülkücüsü de gitsin, solcusu da…
Üniversiteler bölünmesin. Ülkücüler solcuları okula almazdı,
solcular da ülkücüleri. Olmaz öyle şey. Bu uygulanırsa bundan
solcular zararlı çıkacaktı. Solcular okul kapısının dışında
kalacaktı. Amerika"nın kullandığı ülkücülere karşı solcular onları
okula sokmayacağım diye bir savaşa girseydi, kaybedecekti. Biz neyi
savunduk, dedik ki, herkes değişik fikre sahip olabilir ama,
üniversite öğrencisi birbirine silah sıkmamalı, taş atmamalı,
yumruklaşmamalı. Hala daha bunu savunuyoruz.
- Fakat Kızıl Elma"da herkes bizimle yan yana yürüsün,
MHP"de yürüsün diyorsunuz. MHP"nin çok kanlı bir tarihi yok mu? Bu
kanlı tarih zaman aşımına mı uğradı sizin gözünüzde?
- O geçmişte kaldı. Şimdi ülkemiz çok büyük tehlikelerle karşı
karşıya. Büyük tehditlere büyük kuvvetlerle karşı konulur. Bizimle
beraber yürüyen o insanların kanlı tarihi 80 öncesinde kaldı.
Bugünün 25 – 27 yaşındaki çocuğunun bunlardan haberi yok. MHP
yüzde 20 oy aldı. Ben ülkenin beşte birini oluşturan bu emekçi ve
yoksulları dışlayamam. MHP"nin tabanı yoksul bir tabandır. Onları
dışlayarak solculuk yapamam, yapılmaz zaten.
- Peki kanlı tarihlerini bir tarafa bırakalım, sizce bu
taban değişim geçirdi mi?
- Hem de çok. Irak ve İran olayında beni bile şaşırtan değişim
sergilediler. Devlet Bahçeli halen Amerikan planının içindedir ama,
MHP tabanı Irak"ın da İran"ın da toprak bütünlüğünden yana.
Kerkük"ü alalım fikri yüzde 60 – 70"i tarafından terk edildi. Bu da
MHP"nin içinde büyük oranda bir değişim olduğunu gösteriyor.
Komşularımız parçalanırsa biz de parçalanırız demeye
başladılar.
- Devlet Bahçeli"siz bir MHP"den söz ediyorsunuz siz. Bu
mümkün mü?
- Alpaslan Türkeş"in Devlet Bahçeli"nin MİT görevlisi olduğunu
yazdığı bir mektubu var. Gerçekten de Devlet Bahçeli"nin belli
bağlantıları çeşitli sabıkalarıyla ortaya çıktı. Amerika Türkiye"yi
erken seçime götürürken Devlet Bahçeli"yi ve Kemal Derviş"i
kullandı. Vatanını seven birisi Türkiye"yi Avrupa kapısına bağlar
mı? Kendi ülkende pancar ekemezsin, tütün dikemezsin, böyle
milliyetçilik olur mu? Batıdan gelen emirlerle çiftçiye tütün
diktirmeyen, pancar ektirmeyen, Merkez Bankası"nı tasfiye eden,
uyum yasalarını çıkaran, Kıbrıs"ın, Ege"nin verilmesine ön ayak
olan hep MHP oldu. İkiz yasalar 2003 yılında AKP hükümeti
tarafından hayata geçirildi ama, ondan önceki Ecevit hükümeti
zamanında MHP tarafından kabul edildi o yasalar.
- Ümit Özdağ için ne düşünüyorsunuz peki?
- Ümit Özdağ, Yeni Çağ"da bir yazı yazmış. Diyor ki, "Amerika ile
beraber İran"ı parçalayalım". Benim için bu yazıyı yazan adam
Türkiye düşmanı demektir. İran"ı parçalayan Türkiye"yi parçalar.
İran"ın bütünlüğü, Irak"ın bütünlüğü, Suriye"nin bütünlüğü,
Türkiye"nin bütünlüğü hepsi bir. Bir camda çatlama olursa onu
durdurmak imkansız hale gelir.”
- Peki ehven-i şer kim MHP içinde?
- Ehven-i şer diye bir şey yok. İşçi partisi var ve MHP"nin içinde
vatanını seven yurttaşlarımız var. Zaten onlar teker teker
ayrılıyor ve İşçi Partisi"ne katılıyor.
- Her MHP"li günün birinde İşçi Partili olacak
yani…
- Oluyor zaten. 4 Haziran günü İşçi Partisi'ne 253 kişi katıldı
içlerinde MHP"liler de var. Servet Bora katıldı, Gaziantep İl
Başkanı katıldı. CHP"den, DSP"den; MHP"den her taraftan katılanlar
var İşçi Partisine.
- AKP"den nasıl kurtulacak Türkiye?
- Amerika kurtaracak. Yeni alternatifler arıyor Amerika. AKP
camiden çıktı ama artık camiye bile gidemiyor. Sırayla sayarsak,
AKP orduya hükmedemiyor, üniversiteye hükmedemiyor ve ekonomi
çöküyor. Demek ki AKP kullanılacak beygir olmaktan çıktı. Amerika
at değiştirecek.
- Amerika kimin üzerine çalışıyor sizce?
- İran"ı bölecek sahte milliyetçi, sahte laik adaylar hemen sahneye
çıktı zaten. Devlet Bahçeli "BOP projesinde beni tercih edin"
diyor. Mehmet Ağar ise Apo"yla önemli işler yapılacağından söz
ediyor.
- Türk Solu diye bir grup var. Bir zamanlar bunlar
sizinle birlikteydi, ne oldu da ayrıldılar sizden…
- Onlar ayrılmadı, biz onları attık. Onları takip ettik, izledik ve
bazı bağlantılarını saptadık. Şeflerinin ajan provokatör olduğu
ortaya çıktı. Zaten söylemlerini takip edenler bunu hemen anlar. Ne
diyorlar "Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin kendisi sorundur". Bunlar
Amerika"nın ajan provokatörleri olduğu için Kürt-Türk çatışması
çıkarmayı amaçlıyorlar.
- Bazen MHP"den daha öte söylemleri
var...
- MHP hiçbir zaman söylemez bunları. Bunları
ancak ajanlar söyler. MHP, tabanı olan büyük bir parti. Onlar
"Kürtlerin kendisi sorun onları Mersin"e sokmayın" gibi sözler
söylemez. Bu ne demek? Sınırı çizin ve Türkiye"yi bölün demek.
Kürtleri Mersin"e sokmayın, Türkler, Diyarbakır"a giremesin, O
zaman gelin ortadan çizgiyi çekelim, ayrı devletler kuralım.
Kürtlerin çoğunluk olduğu topraklarda 4 milyon Kürt yaşıyor. Diğer
bölgelerde 8 milyon Kürt var. Onları ne yapacağız? Biz Türk"üz,
onlar da Kürt. Olmaz böyle şey. Hepimiz Türk milliyetçisiyiz.
Bunlar Türkiye"yi istikrarsızlaştırmak için söylenen Amerika
merkezli söylemler.
- Peki ÖDP"nin birlikte yaşam projesine nasıl
bakıyorsunuz? Siz “ÖDP"nin Kimliği” diye bir kitap da
yazmıştınız...
- Ölülerin arkasından fazla konuşmamak
lazım. Ölülerin arkasından kötü konuşulmaz.
- Siz 2000"e Doğru dergisi adına Abdullah Öcalan"la
röportaj yaptınız ve o olay sizi çok yıprattı. Pişirip pişirip
önünüze getiriler bu röportajı.
- Son 50 yılda
Türkiye"de en çok basılan fotoğraf herhalde benim o fotoğrafımdır.
Orda sizin benimle röportaj yaptığınız gibi ben de Abdullah
Öcalan"la röportaj yapıyorum. 2000"e Doğru dergisinin genel yayın
yönetmeniydim o zamanlar. Bütün genel yayın yönetmenleri yaptı, ben
yapınca olay oldu.”
- Amacınız neydi? Neden röportaj yaptınız Abdullah
Öcalan"la?
- Körfez savaşı öncesi Amerika"nın Kürt
kartına oynadığını gördük. Kürt"ümüzü bizim elimizden almaya
çalışıyorlardı. Karşı koyan Kürtlerin hakkını hukukunu savunmak
lazım. Bunu en önde biz savunduk ve çok doğru da yaptık. PKK"yı
Amerika"ya alet olmaması konusunda ikna edebilirsek bu büyük başarı
olurdu. PKK"yı Türkiye"nin yanına çekmek amacıyla görüştüm.”
- Talabani"yle de görüştünüz?
- Onu nerden
biliyorsunuz? Bana hayatımda ilk defa Talabani"yle görüştüğüm
soruluyor. Talabani"yle görüştüğümü bir ya da iki kişi bilir. Evet,
onunla Paris"te görüştüm. Paris"te Kürt konferansına çağrılmıştım.
O sırada görüştük Talabani"yle.
- Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçiminde Talabani “Doğu
Perinçek cumhurbaşkanı olsun” demişti. Şimdiki Cumhurbaşkanlığı
seçimleri için ne düşünüyorsunuz?
- Ben önem vermiyorum bu duruma. Tayip Erdoğan olursa Yüce Divan"a
gider indiririz. Tayip Erdoğan oldu diye Türkiye"ye bir şey olmaz.
Yeni bir oluşum çıkar ve onu Yüce Divan"a gönderir. Yani bu ülke
Tayip Erdoğanlar'a kalmaz.