Perinçek mahkemede döktürdü
Abone olErgenekon'un tutuklu sanığı Doğu Perinçek mahkemede ifade vermeye devam ediyor. Bu kez hedefinde ABD ve Savcı Öz vardı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada
savunmasını sürdüren Perinçek, Doğu Perinçek, ''Kim Susurluk'un
üzerine gitmiş, tutuklanmıştır. Demek ki Ergenekon iddianamesini
Susurlukçular yazmıştır" dedi.
APO'NUN AVUKATLARI BENİ ZİYARET ETTİ
Perinçek, şunları söyledi:
''2000 yılında Abdullah Öcalan'ın avukatları bir heyet halinde
ziyaretime geldiler, görüşlerimi sordular. Bizzat Abdullah
Öcalan'ın görüşlerimi öğrenmek istediğini, ona aktaracaklarını
söylediler. Ben de Kürt meselesinin çözümü dahil, Türkiye'nin
yaşadığı sürece ilişkin tahlilimi ve programımızı anlattım.
Daha sonra bu çözümlerin yetersiz ve eksik aktarılmasından
kaygılanarak, görüşlerimi yazılı hale getirdim ve bütün Kürt örgütü
liderlerine ve basına gönderdim. Resmi makamlara da
yolladım ve ayrıca Teori Dergisi'nin Aralık 2000 tarihli sayısında
tam metin halinde yayımladım.''
GİZLİ BİR MEKTUP YAZMADIM
Söz konusu mektubun gizli olmadığını belirten Perinçek, mektubun
yayımlandığı Teori Dergisi'nin Aralık 2000 sayısına ilişkin
herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığının İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasını talep etti. Perinçek, ''Bu
mektubun her satırının altına bugün de imza atarım. Herkese de
dikkatle incelemelerini ve bu meselenin çözümünde
değerlendirmelerini öneririm'' dedi.
ATATÜRK'ÜN BAŞLATTIĞI SÜREÇ KESİLDİ
''Kürt meselesi konusunda sorunu halkı kazanarak çözmeyi
amaçladıklarını'' belirten Perinçek, bu konudaki görüşlerini
anlattı.
Atatürk'ün ''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk
milleti denir'' dediğini, ''bunun Kürt ve Türk'ü
kaynaştırdığını'' söyleyen Perinçek, ''Atatürk'ün
başlattığı sürecin daha sonra kesildiğini'' savundu.
Perinçek, ''Atatürk devrimlerin tamamlanamaması,
Atatürk'ün üzerinde durduğu Güneydoğu Anadolu'daki toprak
reformunun yapılamaması nedeniyle bugün bulunulan noktaya
gelindiği'' görüşünü dile getirerek, ''İP'in can ve kan
pahasına bunları uygulamaya çalıştığını'' söyledi.
''TÜRKİYE'Yİ BÖLME SENARYOLARI''
''İP'in bu konudaki çalışmaları nedeniyle tutuklandıklarını'' öne
süren Perinçek, ''Türkiye'yi bölme senaryolarının 1987 yılından
itibaren yeniden gündeme geldiğini, hatta 1960'lar da benzer
planların yapıldığını'' iddia etti.
HER SEÇİMDEN ÖNCE TUTUKLANIYORUZ
Perinçek, 1986 yılında dönemin ABD Savunma Bakanı'nın Türkiye'ye
geldiğini, görüşmek istediği konuların Türkiye'nin bölünmesiyle
sonuçlanabilecek şeyler olması nedeniyle dönemin Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ'un görüşmeyi reddettiğini savunarak,
kendisinin Üruğ ile görüşerek bu konuyu yazdığını
söyledi.
Doğu Perinçek, ''Bunun bedeli de 1990 yılında hapsedilmem
olmuştur. Daha sonra beraat ettim. Beraat ettim ama 1991
yılındaki seçimlere hazırlanamamış oldum. Zaten her
seçimden önce tutuklanıyoruz, sonra da beraat ediyoruz''
diye konuştu.
APO HAPİSHANEDEN TÜRKİYE'Yİ BÖLMEYE
ÇALIŞIYOR
''Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bulunduğu süre içerisinde
PKK'da 2 başlı bir durumun ortaya çıktığını'' söyleyen
Perinçek, PKK'nın Kuzey Irak'ta bulunan kadrolarının ABD'nin
kontrolünde olduğunu, Öcalan'ın ise Suriye'nin etkisinde
bulunduğunu kaydetti.
Perinçek, ''bu nedenle ABD'nin bir operasyonla Öcalan'ı
Şam'dan çıkarttığını'' iddia ederek, ''Dünyada başka bir
ülke var mıdır? Kendi hapishanesinde bulunan hükümlüyü, kendisini
bölmek isteyen ABD'nin eline versin. Abdullah Öcalan hükümlü
bulunduğu cezaevinde Türkiye'yi bölmek için faaliyetlerde
bulunmaktadır'' dedi.
AK PARTİ'NİN ADAYLARI BARZANİCİ
''Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin
Barzanileştirilmeye çalışıldığı'' görüşünü dile getiren
Perinçek, ''AK Parti'nin bu bölgedeki adaylarının da
Barzanici olduğunu'' iddia etti.
Perinçek, ABD'nin Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'ye bölmeye
başladığını, bunun da yerel yönetimler üzerinden yapıldığını
savundu.
İSVİÇRE'DEKİ SORUŞTURMA
İddianamede, Talatpaşa Komitesi'nin ''Ergenekon terör örgütü''nün
bir yan kuruluşu gibi gösterildiğini ve faaliyetlerini de örgüt
adına yürüttüğünün söylendiğini belirten Perinçek, 2005 yılında
dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun
''Ermeni Soykırımı yoktur'' dediği için İsviçre'de
hakkında soruşturma başlatıldığını kaydetti.
Halaçoğlu'nun savunma vermeyeceğini öğrendiğinde, İsviçre'ye
giderek burada bu konuyu savunma gereği hissettiğini anlatan
Perinçek, bunun üzerine 7 Mayıs 2005 tarihinde İsviçre'de bir basın
toplantısı düzenlediğini anlattı.
O ZAMAN HERKES ERGENEKONCU
Perinçek, 22 Temmuz 2005'te İsviçre'de Rauf Denktaş'ın da
aralarında bulunduğu bazı kişiler ve akademisyenlerle bir dizi
etkinlik yaptıklarını anlatarak, duruşma salonunda bu etkinliklerin
görüntülerini izlettirdi. Doğu Perinçek, ''Ergenekon örgütü
yapıyorsa bunları, herkes Ergenekoncu olur'' dedi.
Winterthur'daki konferans sonrasında gözaltına alındığını belirten
ve çıkışta basın mensuplarına yaptığı açıklamanın görüntülerini
izlettiren Perinçek, şunları söyledi:
''Aynı yargı burada da devam ediyor. Çünkü o yargının merkezi aynı.
İsviçre'yi o yargıya zorlayan da iddianameyi yazdıran da ABD'dir. O
yargı benim her yerde peşimden geliyor. AİHM'de bu konuda
dava açmıştık. Beni arkamdan vurdular. 'Onu kendi ülkesinde bu
Talatpaşa Komitesi'nin çalışmalarından dolayı hapse
tıktılar' deniyor. Şimdi gelin AİHM'den adil bir karar
bekleyin. Beni bırakın, AİHM'den 'Ermeni Soykırımı yalandır' deme
hakkını alayım geleyim.''
Talatpaşa Komitesi'nin İsviçre'de yaptığı etkinlikleri
ayrıntılarıyla anlatan Perinçek, hakkında açılan soruşturmanın önce
kapatıldığını, 6 ay sonra ise dışarıdan bir müdahale ile yeniden
açıldığını söyledi.
ALMANYA'DAKİ ETKİNLİKLER
Perinçek, Talatpaşa Komitesi'nin Almanya'da yaptığı etkinliklere de
değinerek, buradaki çalışmalara her kesimden insanın katıldığını,
aralarında AK Partili Nevzat Yalçıntaş, İbrahim Özdoğan ve Mehmet
Dülger'in de olduğunu kaydetti.
Almanya'daki etkinlikten bir ay sonra Avrupa Parlamentosu'nun
Talatpaşa Komitesi'nin lav edilmesi için bir karar aldığını
söyleyen Perinçek, bunun ardından Başbakan Erdoğan'ın bu
çalışmalara katılan AK Parti üyelerini Kızılcıhamam'daki toplantıda
azarladığını öne sürdü.
Perinçek, Dülger ve Özdoğan'ın tanık olarak dinlenmesini istediğini
bildirdi.
''BENİM CAN ARKADAŞIM UĞUR MUMCU'YU, İLHAN SELÇUK İLE FALAN
ÖLDÜRECEKMİŞİZ. BU DERECE GERÇEKLE TAMAMEN KOPMUŞ, BU KADAR BÜYÜK
YALAN OLUR MU?''
''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından İP Genel Başkanı Doğu
Perinçek, bombalı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci yazar
Uğur Mumcu'nun 53 yıllık arkadaşı olduğunu belirterek,
''Benim can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan Selçuk ile falan
öldürecekmişiz. Bu derece gerçekle tamamen kopmuş, bu kadar büyük
yalan olur mu?'' dedi.
Perinçek, partisinin Türkiye tarihinde ''gladyo''ya karşı
mücadelenin partisi olduğunu ifade ederek, Türkiye'deki
''gladyo''nun faaliyetlerini tek başlarına ortaya çıkarttıklarını
söyledi.
Perinçek, vatanseverler arasında ''Ülkenin gidişatı
nereye?'' şeklinde yapılan konuşmaların darbe faaliyetleri
olarak gösterildiğini, olmayan darbelerin yargı önüne
getirildiğini, bunun da ABD tarafından gerçekleştirildiğini öne
sürdü.
DARBELERİN ARDINDA 12 EYLÜL VAR
Perinçek, Türkiye'deki darbelerin arkasında ABD'nin olduğunu
savunarak, 12 Eylül askeri müdahalesinin ABD'nin olduğunu savundu.
''Bugün bizi bu huzura getirenler de ABD. 600 bin kişiyi
hapislere atmış koskoca darbe var. O darbenin yavruları
bugün Türkiye'yi yönetiyor'' görüşünü dile getiren Perinçek, şöyle
konuştu:
''12 Eylül darbesinin çocukları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
aracılığıyla vatanseverlerin yakasına yapışıyor. Kemalist devrimi
tasfiye sürecinde Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet
Taner Kışlalı, Eşref Bitlis katledildi. Kim bunlar? Eşref Bitlis,
Şener Eruygur, Uğur Mumcu, İlhan Selçuk. Aynı adamlar bunlar.
Vurdukları adamlarla sanık sandalyesine koydukları aynı.''
''BİTLİS'İN UÇAĞINI ABD DÜŞÜRDÜ'' İDDİASI
Orgeneral Eşref Bitlis'in ''Ergenekon'' şemasında yönetici olarak
yer aldığını ileri süren Perinçek, ''Gladyocular Eşref Bitlis'i
öldürdünüz, hıncınızı alamadınız mı?'' dedi.
Orgeneral Bitlis'in ölümünden kuşku duymaları üzerine uzmanlara
araştırma yaptırdıklarını belirten Perinçek, yaptıkları
çalışma sonucu buzlanmanın olmadığı, pilotaj ve yapım hatasının
bulunmadığının belirlendiğini kaydetti.
Perinçek, bu nedenle olayın kaza olamayacağını saptadıklarını ifade
ederek, görevde olan bir generalin, 3 albayın önünde Aydınlık
muhabirine, uçağın Amerika tarafından düşürüldüğünü söylediğini,
bunu da bazı komutanlardan teyit ettiklerini iddia etti. Perinçek,
''Orhan Pamuk'a benzeyen, batıya yaranmak için ne yaptığını
şaşıran bir adam var mı öldürülen? Hrant Dink bizden biriydi. Bizi
birbirimize kırdırmak isteyen bu oyuna gelmeyin diyordu''
diye konuştu.
Perinçek, 1956'dan beri tanıdığı Uğur Mumcu ile karınca kararınca
gazetesini çıkarttıklarını, liseyi ve üniversiteyi beraber
okuduklarını, Mamak Cezaevi'nde de birlikte kaldıklarını dile
getirdi. Perinçek, ''Benim can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan
Selçuk ile falan öldürecekmişiz. Bu derece gerçekle tamamen kopmuş,
bu kadar büyük yalan olur mu?'' dedi.
ERGENEKON İDDİANAMESİNİ SUSURLUKÇULAR
YAZDI
Susurluk olayını da parti olarak kendilerinin ortaya çıkardıklarını
öne süren Perinçek, Susurluk Komisyonu'na ilk olarak kendisinin
çağrıldığını ve ifade verdiğini, Susurluk'un arkasında ABD olduğunu
söylediğini kaydetti.
''Susurluk'u yapanlar, Susurluk ile mücadele edenleri
yargının önüne çıkardı'' diye konuşan Perinçek, 12 yıl
önce düzenledikleri konferansa konuşmacı olarak katılanların şimdi
''Ergenekon'' davasının sanığı olduğunu dile getirdi.
Doğu Perinçek, ''Kim Susurluk'un üzerine gitmiş,
tutuklanmıştır. Demek ki Ergenekon iddianamesini Susurlukçular
yazmıştır. İddianame, Susurluk'un üzerine gidilmesi için
değil, kapatılması içindir'' diye konuştu.