Perinçek hidayete erdi
Abone olİşçi Parti lideri Doğu Perinçek'in İslam dini ile ilgili son açıklalamarı konuşuluyor.
Hüarriyet yazarı Ahmet Hakan Doğu Perinçek'in "Muhammed
Peygamberdir" sözünden yola çıkarak artık onun Mücahit Perinçek
olduğunu söyledi. Yazar hidayete ermesinden sonra Perinçek'in neler
yapabileceğini yazdı.
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: www.hurriyet.com.tr
-DUYDUNUZ mu komşular!
Daha düne kadar "Devrim kanunları uygulansın! İmam hatipler
kapatılsın! Türbanlılar İran’a sürülsün! Tarikatlara kök
söktürülsün!" diye yürüyüş yapan Doğu Perinçek yoldaş hidayete
ermiş.
Nasıl mı?
Olay şöyle cereyan etmiş:
"Yoldaş", katıldığı bir cenaze namazında "uymuş hazır olan imam"a
ve tekbir getirmiş.
Ardından da demecini patlatmış:
"Muhammed peygamberdir."
Gerçi "Allah birdir" dememiş ama "Muhammed Peygamberdir" açıklaması
"yoldaş"ın, o aşamayı çoktan geçtiğini kanıtlıyor.
Ne diyelim?
Belki de en iyisi İslami jargonu kullanıp, "Selam hidayete tabi
olanlara" demektir.
***
Ama "hidayete tabi olanlara selam" sarkıttık diye, bu olayın vaat
ettiği "kafa yapma" potansiyelinden yararlanmayacak mıyız?
Tabii ki yararlanacağız.
Mesela benim aklıma "Hidayete eren Perinçek’in bundan sonra
yapabilecekleri" başlığı altında toplayabileceğim üç aşamalı bir
plan geliyor:
BİR: Şalvar ve cüppe giyilir, çember sakal bırakılır, eylemler
Beyazıt Camii’nin avlusuna taşınır.
İKİ: Sloganlar değişir: "Ya Allah Bismillah Allahü Ekber" sloganı
atılır. Ya da daha radikal bir slogan olan "Kafirlerin korkusu /
Muhammed’in ordusu" tercih edilir.
ÜÇ: Hazır parti vesikalarından Mao’nun adı çıkarıldı ya... Belki de
Mao’dan doğan boşluğu Ayetullah Humeyni doldurur.
Kim bilir?
Belki de "yoldaş", daha bireysel bir kurtuluşun peşinden koşar:
Mesela İsmailağa semtine yolunu düşürüp Mahmut Efendi Hazretleri’ne
intisap ederek Nakşi olur.
Ardından da...
Milletin soyağacını harmanlayarak büyük paralar kaldıran Soner
Yalçın da, "Efendi 3" adını vereceği yeni kitabında "Doğu
Perinçek’in dedesinin Selanik’ten göç ettiğini" falan yazıp yolunu
bulur.
Böylece "Maocu Müslümanların büyük sırrı" ifşa edilmiş olur!
Ve bütün bu tuhaflıklar karşısında...
Bize de "Tanrım! Ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz" diye düşünmek ve
"Tılsımım! Koru beni" diye dua etmek düşer.