Perihan Mağden'in Cem yazısı olay yarattı
Abone olTaraf yazarı Perihan Mağden bugünkü yazısında 'Cem Garipoğlu'na haksızlık edildiğini' ileri sürünce sosyal medyadan tepki yağdı.
INTERNETHABER.COM
Taraf yazarı Perihan Mağden, geçtiğimiz
hafta intihar eden, Münevver Karabulut’un katili Cem Garipoğlu ile
ilgili çok konuşulacak bir yazı kaleme aldı.
“Cem Garipoğlu’na haksızlık ettik, eğri oturalım doğru
konuşalım” diyen Mağden'e sosyal medyadan tepki yağdı.
"Münevver’in ailesi intikama doymuyor" diyen Mağden, "Cem’in
vicdanı vardı. Çünkü Cem’in kalbi vardı. Çünkü böyle bir 'suçun'
yükünü kaldıramadı" dediği yazısıyla ayaklandırdı.
İşte twitterda TT listesine giren ve reaksiyon yaratan Cem
yazısından flaş bölümler;
"Eğri oturup doğru konuşalım: Bu cinayet ABD’de işlenseydi, Cem (en fazla) beş yıl üç ay falan akıl hastanesinde yatıp, “tedavisi tamamlandı” kararıyla, şartlı olarak tahliye edilirdi.
...
Cem’in babası, TMSF mallarına el koyup da kendini hapiste bulunca , “Oğlum yurt dışında dil öğrensin, burada okumak yerine”, diye ilginç bir karara varıyor. Yolluyorlar Cem’i.
Böylece Rusya’da Rusça, İspanya’da İspanyolca, Çin’de Çince
filan öğrenerek 12 yaşından 17 yaşına kadar yurt dışında dolaşan/
yaşayan Cem, döndüğünde bu acayip Türkiye’ye, Türk Tipi İlişkiler’e
hazır mıdır sizce? Yoksa alt üst mü olmuştur? Ne buralıdır, ne
buradan değil. Ne anlıyordur, ne de anlamadığının dahi ayırdına
varabiliyordur.
"MÜNEVVER'İN AİLESİ İNTİKAMA
DOYMUYOR"
Ben, yarım yüzyıldır buradayım; her gün tökezliyorum, her gün cinai
hislere kapılıyorum, her gün bu denli çok yalan söyleyen ve tüm bu
yalanları zevk alarak, iştahla, neşe içinde söyleyen insanlara
karşı kendimi çaresiz ve kuşatılmış hissediyorum.
İntihardan sonra, Münevver Karabulut’un ailesi Cem’in kendini öldürdüğüne inanmıyor, “Parası var, başkasının cesedini gömmüşlerdir onun yerine” şüphesiyle avukatlarını yolluyor. Soruşturma, kanıt talep ediyor.
Hakikat şu ki; Münevver’in ailesi intikama doymuyor.
Giden çocuğunun yerini hiçbir şey dolduramaz, muhakkak. Bitmek tükenmek bilmez bir intikam hissi de öyle.
Ben Münevver’in annesi olsam, mahkemede Cem’in üstüne atlayıp gebertmek isterim onu! diye düşündüm kaç kez. Hakikaten. Ellerimle boğuvermek, oracıkta!
"TEVRAT'TAN O SATIRI
HATIRLARIM"
Tüm daha sonra gelen dinlerin kırpıp apartıp kendi kitaplarına
devşirdiği Eski Ahit’te (namı diğer: Tevrat) “Vengeance is mine
saith the Lord”, diye bir satır var.
Nasıl “Önce söz vardı”, Eski Ahit’tense, sık sık kendime hatırlatmak zorunda hissettiğim “Tanrı, intikam bana aittir! dedi” lafı da, Tevrat’tan işte.
Şimdi, hiçbir ön hazırlığının olmadığı bir Yalanlarla Yaşayanlar toplumunda, delice âşık olduğu gencecik bir kızın hayatını sonlandıran Cem Garipoğlu “vakasında” bu sözün yerine geldiğini görüyoruz.
Çünkü Cem’in vicdanı vardı. Çünkü Cem’in kalbi vardı. Çünkü böyle bir “suçun” yükünü kaldıramadı.
Mahkemede ilk belirdiği andan itibaren “Pişmanım!” dedi.
Münevver’in bir teğmenle mesajlaşmasını yakalamıştı. Bebek Starbucks’ta tanıştığı fakir kızı Münevver’in, takma tırnakları vardı. Münevver bakireydi. Münevver’e 30 kişilik bir doğum günü partisi düzenlemişti. Sabah akşam mesajlaşıyorlardı. Münevver o gün okul çıkışı evine gelmişti. Daha önce de bir kez ona “Sen erkek misin?” demişti. Yine demişti.
...
"İKİ KUZUYA DA YAZIK
OLDU"
İki kuzuya da, çok yazık oldu!
Türk Tipi İlişkiler cangılında, kurban edildiler.
Bu acayip, karmakarışık toplumun sunduğu hayat kâbusunda yollarını kaybedip yok olup gittiler.
Zavallı Münevver! Ve zavallı Cem! Yazık oldu ikisine de!