Pentagon'dan Türkiye raporu 'Kritik bir oyuncu ancak!
Abone olPentagon'un 15 Kasım’da Kongre'ye sunduğu ve Türk-Amerikan ilişkilerinin ele alındığı raporun detayları ortaya çıktı. Raporda Türkiye'nin ABD için kritik ortak olduğu vurgulanırken aynı zamanda Rusya ile yakınlaşması neden ile çeşitli yaptırımların söz konusu olabileceği belirtildi.
AMERİKA Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığının 15
Kasım’da Kongreye sunduğu ve Türk-Amerikan ilişkilerindeki güncel
durumun kapsamlı şekilde değerlendirildiği raporun detayları ortaya
çıktı.
Pentagon tarafından Senato ve Temsilciler Meclisine sunulan raporun 12 sayfalık raporun iki sayfalık özetinde Türkiye'nin NATO'nun güneydoğu kanadında "sıra dışı bir jeostratejik konuma sahip olduğu" ve "bu nedenle ABD ile Türkiye’nin önemli bölgesel menfaatleri" paylaştığına dikkat çekildi.
TÜRKİYE KRİTİK BİR OYUNCU
Türkiye'nin NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip olduğu ve bu
askeri gücü de NATO menfaatleri için kullanmaya istekli olduğu
ifade edilen raporda, "Türkiye'nin 2024 itibariyle Gayrisafi
Yurtiçi Hasılası'nın yüzde 2'si kadar savunma harcaması yapma
konusunda tutarlı bir planı var. Aynı zamanda (Türkiye) revizyonist
güçlerle rekabette, haydut devletleri caydırmada ve onlara karşı
koymada, devam eden IŞİD'le mücadele kampanyası ve diğer
uluslararası terör gruplarına karşı çabalarda kritik bir
oyuncudur." ifadesine yer verildi.
ÜRETKEN ASKERİ BİR ORTAK
İki ülke arasındaki
tansiyona rağmen Türkiye'nin başta üs ve NATO görevlerine katkı
sağlama olmak üzere birçok konuda üretken bir askeri ortak olduğu
belirten raporda, Türkiye'nin ABD ordusunun operasyon ve lojistik
destek faaliyetleri için üs, liman ve boğazlarını kullanmasına izin
verdiğine işaret edildi.
Raporda Türkiye'deki 2 binden fazla ABD askerinin yanı sıra
radar ve hava unsurlarının ABD Avrupa Komutanlığı ile Merkez
Kuvvetler Komutanlığı'nın Irak ve Suriye'deki operasyonları dahil
birçok operasyonuna katkı sağladığı bilgisine yer verildi.
TÜRKİYE VE RUSYA İLİŞKİSİ
Türkiye'nin Rusya ve İran'la belli alanlarda iş birliği yapması ile
Amerikan vatandaşları ve Amerikan misyonlarındaki yerel çalışanları
tutuklamasının ABD için temel rahatsızlık konuları olduğu ifade
edilen raporda, bunlara rağmen ABD ile Türkiye'nin önemli bölgesel
ortak menfaatlerinin olduğuna vurgu yapıldı.
RUSYA'DAN S-400 ALIMI
ABD'nin YPG/PKK ile iş birliği yapmasının ve Fetullah Gülen'i iade
etmemesinin, Türkiye tarafından "iki ülke arasındaki ilişkilerin
altını oyan unsurlar" olarak algılandığı belirtilen raporda şunlar
kaydedildi:
"Türkiye, hava araçlarını ve balistik füzeleri (kendisine karşı) artan bir bölgesel güvenlik tehdidi olarak algılamaktadır ve yıllardır süren hava ve füze savunma sistemi arayışından dolayı rahatsızdır. Bu bağlamda Türkiye, ilk kez Temmuz 2017'de Rusya'dan karadan havaya S-400 füze sistemlerini almak için anlaşma yaptığını duyurmuştur."
Türkiye'nin defalarca ve kamuoyuna açık bir şekilde S-400 alım anlaşmasının tamamlandığını açıkladığı belirtilirken ilk S-400 teslimatının Temmuz 2019'da gerçekleşeceği ifade edildi.
Raporda, "Buna karşın ABD hükümeti, Türk hükümetine S-400 alımının ABD-Türkiye ikili ilişkilerine ve Türkiye'nin NATO içindeki rolüne olumsuz etkisinin kaçınılmaz olacağını belirtmiştir." ifadelerine yer verildi.
YAPTIRIMA MARUZ KALABİLİR
Bunların yanı sıra
Türkiye'nin, Amerika Düşmanlarına Yaptırımlarla Mücadele Yasası
(CAATSA) kapsamında potansiyel yaptırımlara maruz kalabileceği,
F-35 uçaklarındaki alım ve endüstriyel haklarını riske atabileceği,
NATO ile ortak çalışabilirliğinin azalabileceği ve Rusya'ya artan
bağımlılıktan kaynaklanan zaafiyetlerinin ortaya çıkabileceği
belirtildi.
CAATSA yasasının etkilerinin yaptırım uygulanacak olan kuruma bağlı olacağı ifade edilen raporda, ABD'nin Türkiye'ye bu konuda yaptırım uygulaması durumunda ortak savunma programları ve askeri endüstrideki iş birliği dahil iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da karmaşık hale gelebileceği ileri sürüldü.
ASKERİ PROGRAMLAR ETKİLENECEK
Raporda şu
ifadelere yer verildi:
"Bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla, F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, PATRIOT Hava ve Füze Savunma Sistemleri, CH-47 Chinook ağır nakliye helikopteri, UH-60 Black Hawk helikopteri ve F-16 avcı uçağı da Türk alım programlarından etkilenecekler arasındadır."
Raporda, F-35 programına katılımı konusunda ise Türkiye'nin programa 2002'de dahil olduğu ve şimdiye kadar 1,25 milyar dolar yatırım yaptığı ifade edildi.
Ankara'nın 100 adet F-35A uçağı almayı planladığı ifade edilen raporda, Türkiye'nin aynı zamanda Müşterek Taarruz Uçağı Programının önemli bir endüstriyel katılımcısı olduğuna vurgu yapıldı.
F-35'TE YER ALMAYABİLİR
Türkiye'nin ulusal
seviyede F-35 uçağının motoru olan F135 motorunun son montaj ve
kontrol tedarikçisi, aynı zamanda motorun Bölgesel Bakım, Onarım ve
Yükseltme Tesisi olarak seçildiğine işaret edilen raporda, "Türkiye
S-400 alımına devam ederse yönetim, Türkiye'nin sekizinci ortak
olarak katılımının devam edip etmeyeceğini tekrar
değerlendirecektir." denildi.
S-400'E ALTERNATİF SUNULMALI
Raporda
Türkiye'ye sunulan alternatiflere ilişkin şu ifadelere yer
verildi:
"Yönetim, Türkiye'nin tüm savunma gereksinimlerini karşılayacak güçlü, kabiliyetli ve NATO ile çalışabilir bir hava ve füze sistemi sağlamak üzere bir paket hazırladı. Paketin bazı kısımlarının Kongreye tebliğ edilmesi gerekiyor. Kongrenin Türkiye'ye Dış Askeri Satış ve Direkt Ticari Satış konusunda destek vermesi, Türkiye'ye S-400 alımından çekilmesini sağlayacak gerçek bir alternatif sunmak açısından önemlidir."
ABD Başkanı Donald Trump'ın ağustos ayında imzaladığı Savunma Bakanlığı bütçe yasası, yasalaştıktan sonra Pentagon'un en geç 90 gün içinde Türk-Amerikan ilişkilerine ve Türkiye’nin F-35 programına katılımına yönelik bir rapor hazırlamasını öngörüyordu.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, 7 Temmuz'da Kongreye yazdığı mektupta, Türkiye'ye F-35 uçaklarının satışının durdurulması girişimlerine karşı çıkmış ve bunun "tedarik zincirinde sıkıntıya neden olacağı ve uçak fiyatlarını yükseltebileceği" uyarısında bulunmuştu.