Pensilvanya'da Gülen ile görüşmüş!
Abone olAK Partili Selçuk Özdağ, Pensilvanya'daki Fethullah Gülen ile yaptığı görüşmeyi, gazetecilerle paylaştı.
AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Pensilvanya'da Fethullah Gülen ile görüştüğünü söyledi. Kendisiyle ilk defa sürgün geldiği Manisa Ulucamii'nde dinlediğini ve etkilendiğini anlatan Özdağ, sonrasında cemaatle olan mesafesini koruduğunu, bu süreçte de cemaatin siyasallaştığını iddia etti. Özdağ'a göre Gülen, eğer proje gerçekleşseydi Humeyni gibi Türkiye'ye gelecek ve siyasi bir lider olacaktı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Manisa’daki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla Öğretmenevinde düzenlediği yemekte bir araya gelen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, gazetecilerin ‘paralel yapı’ operasyonları ile ilgili sorularını yanıtladı. Geçmişte AK Parti ile cemaat arasındaki ilişkilerin iyi durumdayken, yakın dönemde yaşanan olayların ardından iplerin tamamen koptuğuyla ilgili soru üzerine konuşan Özdağ, sözlerine ilk olarak Fethullah Gülen ile tanıştığı dönemden bahsederek başladı. Fethullah Gülen’i ilk defa sürgün geldiği Manisa Ulucamii’nde dinlediği vaazla tanıdığını kaydeden Özdağ, o dönemlere ilişkin anısından söz etti. Özdağ, “Gülen’in camideki vaazından etkilenip kendisiyle tanışmıştım. Hatta bir gün İzmir'de başka gruplar tarafından tartaklandığını duydum. Ben de o dönemlerde arkadaşlarımı görevlendirdim, gittiler o dövenlere karşılığını verdiler” dedi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Manisa’daki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla Öğretmenevinde düzenlediği yemekte bir araya gelen AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, gazetecilerin ‘paralel yapı’ operasyonları ile ilgili sorularını yanıtladı. Geçmişte AK Parti ile cemaat arasındaki ilişkilerin iyi durumdayken, yakın dönemde yaşanan olayların ardından iplerin tamamen koptuğuyla ilgili soru üzerine konuşan Özdağ, sözlerine ilk olarak Fethullah Gülen ile tanıştığı dönemden bahsederek başladı. Fethullah Gülen’i ilk defa sürgün geldiği Manisa Ulucamii’nde dinlediği vaazla tanıdığını kaydeden Özdağ, o dönemlere ilişkin anısından söz etti. Özdağ, “Gülen’in camideki vaazından etkilenip kendisiyle tanışmıştım. Hatta bir gün İzmir'de başka gruplar tarafından tartaklandığını duydum. Ben de o dönemlerde arkadaşlarımı görevlendirdim, gittiler o dövenlere karşılığını verdiler” dedi.
“3 DÖNEM YASAĞININ KALDIRILMASINI İSTEMİŞTİ”
Siyasi hayatında ve öncesinde her zaman cemaate karşı mesafesini koruduğunu anlatan Özdağ şöyle konuştu:
“Ankara'da milletvekili olduktan sonra bir gün Zaman Gazetesi’nin yetkilileri beni bir kahvaltıya çağırmıştı. Onlara da ‘iktidarla dövüşmeyin, siyasetle dövüşmeyin, devletle dövüşmeyin, sizin işiniz hizmet etmek. Siz insan yetiştirin. Kaymakam olur, savcı olur, öğretmen olur, siz sadece yetiştirin gönderin. Kimisi AK Partili olsun, kimisi MHP’li olsun, kimisi Saadet Partili olsun, kimi BBP’li olsun, kimi gazeteci olsun. Ama siz siyaseti, bir gün iktidarı ele geçireceğiz derseniz buna devlet müsaade etmez’ dedim.
Amerika'ya gidip Fethullah Gülen ile görüştüğümde de bir gün öncesinde arkadaşlarla görüştüm. Bu anlattıklarımı anlattım. Hatta benim için demişler ki ‘bu adam hoca ile görüşecek ama bu adam biraz arıza bir tipe benziyor. Şimdi hocamızın yanında da arıza yapar mı?’ demişler. Ben de aslında tam bunları anlatmak için gidiyordum. Ziyaretimin ilk gününde Fethullah Gülen ile görüştüm. Kendisine şunu söyledim: ‘Hocam, Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyor musunuz? Çoğu kişi sizin dönmenizi bekliyor. Bak Türkiye'de artık demokrasi var. Vesayetçi yapılarla mücadele eden bir iktidar var, parlamento var.’ Fakat kendisi bana ‘gelmeyeceğim’ dedi. Ben de nedenini sordum. Bunun üzerine ‘gelirsem sizin üzerinizdeki düşmanlıkları köpürtmek istemem’ dedi. Ben de döndüm dedim ki ‘niye köpürsün hocam. Siz gelirseniz, o düşmanlıkları beraber göğüsleriz. Sizi bekliyoruz.’ O ise ‘3 dönem daha gelmeyeceğim. AK Parti 3 dönem daha iktidarda kalmalı. Bu üç dönem yasağını niye yapıyorsunuz. Söyleyin Başbakan’a kaldırsın bu 3 dönem yasağını. Abdullah Gül'ün, Bülent Arınç'ın kendisinin. Siyaset kolay şey değil, bunların yasakları kaldırılsın’ dedi ve Recep Tayyip Erdoğan'a övgüler dizdi. Orada cemaat ile ilgili bir tespitimi de kendisine aktardım. ‘Hocam bütün cemaatler kendilerini severler. Kendilerini seven cemaatler, başka cemaatleri başka insanları sevmeye başlarlarsa medeni olurlar. Osmanlı gibi Selçuklu gibi Endülüs Emevileri gibi. Ama korkarım ki bu cemaat kendisi dışındakileri pek sevmiyor olacak ve yapılan bu hizmetler heba olacak’ dedim. O ise bana böyle bir durumun olmayacağını söyledi.”
“Ankara'da milletvekili olduktan sonra bir gün Zaman Gazetesi’nin yetkilileri beni bir kahvaltıya çağırmıştı. Onlara da ‘iktidarla dövüşmeyin, siyasetle dövüşmeyin, devletle dövüşmeyin, sizin işiniz hizmet etmek. Siz insan yetiştirin. Kaymakam olur, savcı olur, öğretmen olur, siz sadece yetiştirin gönderin. Kimisi AK Partili olsun, kimisi MHP’li olsun, kimisi Saadet Partili olsun, kimi BBP’li olsun, kimi gazeteci olsun. Ama siz siyaseti, bir gün iktidarı ele geçireceğiz derseniz buna devlet müsaade etmez’ dedim.
Amerika'ya gidip Fethullah Gülen ile görüştüğümde de bir gün öncesinde arkadaşlarla görüştüm. Bu anlattıklarımı anlattım. Hatta benim için demişler ki ‘bu adam hoca ile görüşecek ama bu adam biraz arıza bir tipe benziyor. Şimdi hocamızın yanında da arıza yapar mı?’ demişler. Ben de aslında tam bunları anlatmak için gidiyordum. Ziyaretimin ilk gününde Fethullah Gülen ile görüştüm. Kendisine şunu söyledim: ‘Hocam, Türkiye'ye dönmeyi düşünmüyor musunuz? Çoğu kişi sizin dönmenizi bekliyor. Bak Türkiye'de artık demokrasi var. Vesayetçi yapılarla mücadele eden bir iktidar var, parlamento var.’ Fakat kendisi bana ‘gelmeyeceğim’ dedi. Ben de nedenini sordum. Bunun üzerine ‘gelirsem sizin üzerinizdeki düşmanlıkları köpürtmek istemem’ dedi. Ben de döndüm dedim ki ‘niye köpürsün hocam. Siz gelirseniz, o düşmanlıkları beraber göğüsleriz. Sizi bekliyoruz.’ O ise ‘3 dönem daha gelmeyeceğim. AK Parti 3 dönem daha iktidarda kalmalı. Bu üç dönem yasağını niye yapıyorsunuz. Söyleyin Başbakan’a kaldırsın bu 3 dönem yasağını. Abdullah Gül'ün, Bülent Arınç'ın kendisinin. Siyaset kolay şey değil, bunların yasakları kaldırılsın’ dedi ve Recep Tayyip Erdoğan'a övgüler dizdi. Orada cemaat ile ilgili bir tespitimi de kendisine aktardım. ‘Hocam bütün cemaatler kendilerini severler. Kendilerini seven cemaatler, başka cemaatleri başka insanları sevmeye başlarlarsa medeni olurlar. Osmanlı gibi Selçuklu gibi Endülüs Emevileri gibi. Ama korkarım ki bu cemaat kendisi dışındakileri pek sevmiyor olacak ve yapılan bu hizmetler heba olacak’ dedim. O ise bana böyle bir durumun olmayacağını söyledi.”
“ERTESİ GÜN BENİ KABUL ETMEDİLER”
Bir gün Pensilvanya’da kaldığını ve ertesi gün tekrar Fethullah Gülen ile görüşmek istediğinde kendisine Gülen’in bir iş adamıyla randevusu olmasını gerekçe göstererek, reddettiklerini belirten Özdağ, konuşmasına şöyle devam etti: “Ertesi gün hocayla görüşecektim. Dediler ki ‘görüşemezsiniz.’ ‘Neden rahatsız mı ?’ diye sordum. ‘Hayır, bugün bir iş adamıyla görüşmesi var, onu ağırlıyor.’ ‘O işadamı mı kıymetli milletvekili mi’ dedim. Demek ki iş adamı kıymetliymiş. Beni kabul etmediler. Ben orada yapılan yanlışlıkları anlatacaktım. Yardımlarda makbuzların kesilmediğini, elemanlarının insanlara artık tepeden baktıklarını, mütevaziliğini yitirdiklerini söyleyecektim. Duygu sömürüleri yaparak hep paralar topladılar, büyük yardımlar aldılar. Geçmişte benim Fethullah Gülen’e övgülerim, yaptığı güzelliklereydi ama biz buz dağlarının görünen kısmına övgüler düzmüşüz. Ama buz dağının görünmeyen kısımlarını da ben hafif hafif hissediyordum. Milletvekili olmadan önce de hissediyordum. Sen beni dinlersen, sen siyasetçiyi terbiye etmeye kalkarsan orada seni durdururlar.”
“MİT'İ DİNLEYEN ADAMI TANIYORUM”
Cemaatin içerisinden birçok kişiyle daha önceden irtibatta olduğunu belirten Özdağ, “Şu anda MİT'i dinlemekten aranan adamı tanıyorum ben. Cemaatin önemli bir adamı. MİT’i neden dinlersiniz kardeşim. Devletin MİT’ini kim dinler. Bu insanlar sürekli telefonlarını değiştiriyorlardı. Her gün telefon değişiyordu. İsimlerini söylemiyorlardı. Kendilerini sürekli başka isimlerle tanıtırlardı. İsmi Mehmet iken Ahmet olan tipler. Kardeşim sen devletin istihbarat teşkilatını niye dinliyorsun” diye konuştu.
“BENCE HUMEYNİ GİBİ TÜRKİYE'YE GELMEK İSTİYORDU”
AK Partili Özdağ, İran’daki Humeyni devrimine de atıfta bulunarak, sözlerine şöyle devam etti: “Fransa'dan bir uçak kalktı, Tahran'a geldi biliyorsunuz. Humeyni geldi ve her şey bitti. 10 yıl sonra bir uçak kalkacaktı Washington'dan ve İstanbul'a inecekti. 5 milyon kişi karşılayacaktı. Medya elinde, yargı elinde, polis elinde ve 100 milyar dolarlık bir parayla da Türkiye ekonomisini manipüle edecektiniz. Kasetler olacaktı elinizde. Bence Humeyni gibi Türkiye'ye gelmek istiyordu".