Pelin Batuya yine taciz
Abone olOyuncu Pelin Batu yine taciz olayıyla gündemde.. Bayram arefesinde yaşadığı taciz hikayesini yazdı..
Daha önce Üsküdar’da mini etek giydiği için tacize uğradığını
açıklayan oyuncu Pelin Batu, aynı şeyin tekrar başına geldiğini
söyledi.
Daha önce de yaşadığı yer olan Üsküdar'daki mahalle baskısından
şikayetçi olan Pelin Batu, başından geçen taciz hikayesini
yazdı.
MOTORLU SERSERİ SIKIŞTIRDI
3 gün evvel, 18.30
sularında, evime dönüyorum. Dönemiyorum. Bayram arifesinde, ne
dolmuş ne taksi bulabildiğim için, evime yürümeye karar veriyorum.
Mesafe çok değil, 15 dakikada “evim güzel evime” kavuşabilirim.
Kulağımda hızlı müzik, ayaklarımda rahat botlar, yola koyuluyorum,
ve olan oluyor. Bir üst sokakta, motorlu bir serseri, beni kaldırım
ve duvar arasında köşeye sıkıştırıyor.
NE BU HALİN?
“Ne bu halin?” diyor. (mini etek ve botlarım arasındaki görünen bir
karış deriye hitap ediyor olmalı!) Duymamazlıktan gelip hızlı hızlı
yürümeye devam ediyorum.Bizim sokağa döndüğüm anda yanıma birisi
yanaşıyor. Kullaklıklarımı çıkartıyorum. “Yalnış anlamayın Pelin
hanım, şu adamlar sizi uzun bir süredir takip ediyor, sizin
yanınızda yürüyeyim” diyor.
MOTORUNU EVİMİN ÖNÜNE PARK EDİYOR
Arkamda üç
adam, yanımda yeni tanıdığım Serkan bey, yürümeye devam ediyoruz.
Ev kapısına vardığımda, Serkan beye teşekkür edip, bahçe kapısından
giriyorum. Bir de ne göreyim, motorlu adam, arkasına bir arkadaşını
almış, kapımın önüne park ediyor. “Ne işin var burada?”
diyorum.
Cevap: “sana ne?” “Git” diyorum. Cevap: “sana ne?” Anlayacağınız,
kendi sokağımda rahat rahat yürüyemiyorum, ve bunun “ünlü” olmamla
hiç bir alakası olmadığını biliyorum. Olanları kadın olmama
bağlıyorum.
KISA ETEK GİYME
Olup biteni birkaç kız arkadaşımla paylaşınca, başımdan geçenlerin
gayet alelade olduğunu anlıyorum. Hepsinin benzer bir hikayesi var,
hepsi bu vakaların arttığını söylüyor, ve hepsinin nasiyatı aynı:
kısa etek giyme. Giymeyiveririm, bu sorun değil. Sorun çok
başka.
OLAN KADINA OLUYOR
Şimdi, merak etmeyin, bu konuyu mahalle baskısına, türban/mini etek
kıyafet özgürlüğü problematiğine getirmeyeceğim-hepimiz,
özgürlüklerimizin ne kadar sınırlı olduğunu biliyoruz, başımız açık
da olsa, kapalı da olsa, olanın kadına olduğunu biliyoruz. Bir
kumaş parçası yüzünden sosyolojik analiz döktürecek, kıyafet
devrimi sorgulaması yapacak, annelerimizin zamanında neydi, ne oldu
klişesine sığınacak değilim. Laik teyze tezleriyle bir yere
gitmediğimiz ortada.
BU ÜLKENİN SORUNU KADIN / ERKEK SORUNU
Sadece şunları söylemek istiyorum: Bizim gibileri, sık sık
toplumumuzu tanımamakla suçlanırız. Oysa ben, ülkemi tanıyorum,
buraya dışardan bir gözle de bakabiliyorum, içerden bir gözle de.
Ülkemin en iç karartıcı meselesinin kadın/erkek meselesi olduğunu
düşünüyorum.
Dünyanın pek çok yerinde patriyarkal, yani ataerkil toplumları
tanıdım, erkek egemenliğini, İslamabad’da da, New York’ta da
hissettim, yani sorun, bize has değil. Beni endişelendiren, bizdeki
uçurumun katlanarak artması, katmerlenmesi. 10 sene içinde bile çok
şey değişti.
Kadın eline dokunmayan bir zihniyetle, kadın gözünün içine
bakamayan adamlarla bir yere gidilmeyeceği ortada. Pardon,
gidildiği ortada, ama orası, kadınların işine gelmeyecek bir
yer.