Peki bu Fatmagül'ün suçu ne?
Abone olHenüz 16 yaşında... Bir de zihinsel engelli... Üç genç kızı kaçırdı ve defalarca tecavüz etti!..
Aydın'da, 19, 21 ve 23 yaşındaki üç erkek, evliliğe
hazırlanan 16 yaşındaki zihinsel engelli kızı kaçırdı. Ağzını koli
bandıyla kapattıkları talihsiz kızı dövüp, defalarca tecavüz eden
saldırganlar yakalandı.
Aydın'da "Fatmagül’ün Suçu Ne" dizisindeki dramın bir benzeri
yaşandı. Çine İlçesi’ne bağlı Akçaova Beldesi’nde annesi S.C. (34)
ve babası M.C. (45) arasında çıkan kavgayı 300 metre uzaklıktaki
Akçaova Jandarma Karakolu’na bildirmek üzere geçen çarşamba yola
çıkan zihinsel engelli S.C.’yi (16) aynı mahallede oturan işsiz
Fatih Baysal (19) ve celep Ahmet Demir (21) durdurdu.
İddiaya göre, S.C.’yi jandarmaya 100 metre uzaklıktaki Akçaova
İlköğretim Okulu’na götüren 2 kişi, marangoz arkadaşları Mehmet
Çamlı’yı (23) da yanlarına çağırdı. 3 kişi, ağzını koli bandıyla
kapadıkları kızı okulun arka tarafındaki konferans salonuna
soktu.
Burada defalarca tecavüze uğradığı öne sürülen kız, daha sonra
şüpheliler tarafından otomobille ormanlık alana götürüldü.
Gece ilerleyen saatlere kadar dövülüp defalarca tecavüz edilen
S.C., olanları kimseye anlatmaması için tehdit edildikten sonra
belde yakınlarına bırakıldı. Ailesinin her yerde aradığı S.C., gece
yarısı eve gelip sessizce odasına çekildi. Kimseyle konuşmak
istemediğini söyledi fakat ertesi sabah başından geçenleri kuzeni
A.C.’ye anlattı.
Bunun üzerine ailesi soluğu jandarmada aldı. Baysal, Demir ve Çamlı
gözaltına alındı. S.C.’nin yapılan sağlık kontrolünde defalarca
tecavüze uğradığı saptandı.
LİNÇ ETMEK İSTEDİLER
3 şüpheli mahkemece tutuklanırken, adliye önünde toplanan 100
kişilik grup şüphelileri linç etmeye kalkıştı. Zihinsel engelli
S.C. vücudundaki ve kolundaki morlukları göstererek, “Nişanlıyım,
evlilik hazırlığı yapıyordum. Bu hayvanlar hayatımı kararttı.
Assınlar bu adamları, en ağır cezayı versinler” diye ağladı.
UTANÇ DAVASINDA UTANDIRAN KARARLAR! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 13 yaşındayken, farklı
zamanlarda, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 26 kişinin
tecavüzüne uğrayıp sonra aynı erkeklere satılan N.Ç. ile ilgili
davada çok tartışılacak ayrımlar yaparak karar verdiği ortaya
çıktı. Kararın ayrıntılarına göre mahkeme, tecavüzcü erkekler
lehine “iffet” ayrımı ve cezalarda takdir indirimi yaptı, tüm
sanıklara alt sınırdan ceza verdi. Ayrıca suçun mahiyeti
değiştirildiği için de dava 7 yıl 6 ayda zamanaşımına girdi.
ZAMANAŞIMINA GİRDİ
N.Ç.’nin 13 yaşındayken başına gelenlerlerin ortaya çıkmasıyla
açılan ve kamuoyunda “utanç davası” diye adlandırılan dava, mağdur
kız 21 yaşına geldiğinde karara bağlanabildi.
Mahkemenin, geçen hafta açıkladığı kararın tutanaklarına göre,
mahkeme, ilk etapta, Mardin Savcılığı’nın tüm sanıkların ayrı ayrı
cezalandırılmasını istediği, eski TCK’nın 430/1. maddesini
değerlendirdi. “Her kim cebir ve şiddet veya tehdit veya hile ile
şehvet hissi veya evlenme maksadiyle reşit olmayan bir kimseyi
kaçırır veya bir yerde alıkorsa beş seneden on seneye kadar ağır
hapis cezası ile cezalandırılır” hükmünü içeren maddenin, işlenen
fiilin karşılığı olmadığını savunan mahkeme, sanıkların eylemini
“zorla değil, rızaen alıkoyma” diye nitelendirdi. Buna göre,
eylemin cezası 6 aydan 3 yıla kadar hapis olan 430/2. maddeye göre
değerlendiren mahkeme, “bu suç için öngörülen zamanaşımı 7 yıl 6 ay
olduğundan, sanıklar hakkında açılan kamu davalarının ortadan
kaldırılmasın” karar verdi. Böylece, sanıkların bu eylemi
zamanaşımına girdi. Mahkeme, 3 sanık hakkında “fuhuşa tahrik”
suçundan açılan davayı da 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresi dolduğu
gerekçesiyle kaldırdı.
SUÇ DEĞİŞTİ, CEZA KUŞ OLDU
Mahkeme, N.Ç.’yi erkeklere satan T.T. ve E.A. adlı kadınlara ceza
verirken de olay tarihinde 13 yaşında olan N.Ç.’nin zorla değil,
rızasıyla alıkonulduğu kabulünden hareket etti. Savcılık,
kadınların “ayrı ayrı 23 kez ırza geçmek suçlarına iştirak, fuhuşa
tahrik, iki kez ırza geçmek suçuna iştirak ve fuhuşa tahrik”
suçlarından cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme ise eylemleri “ırza geçme suçuna azmettirme ve diğer
sanıklarla hareket ederek suçun işlenmesini sağlama” olarak
tanımladı ve iki kadına eski TCK’nın 414. maddesine göre 6’şar yıl
hapis cezası verdi. 414. maddenin 1. fıkrasına göre 15 yaşını
bitirmeyen küçüğün ırzına geçenlere 5 seneden aşağı olmamak üzere
hapis cezası verilmesi gerekiyor.
Aynı maddenin ikinci fıkrası ise cebir, şiddet veya tehdit
kullanılarak ya da hileli vasıtalarla suçun işlenmiş olması
halinde, verilecek cezanın 10 yıldan aşağı olamayacağını
içeriyor.
Mahkeme, ikinci fıkrayı görmezden gelerek, iki kadına, alt sınırın
sadece bir yıl üzerinde bir ceza verdi.
Mahkeme, 6’şar yıl olarak belirlediği bu cezada, zorunlu olarak,
suçun birden çok kere işlenmiş olması nedeniyle yarı oranında
arttırım yaptı ve nihai ceza, maddenin ikinci fıkrasının öngördüğü
sınırın bile altında, 9 yıl olarak belirlendi.
BU AYRIM ÇOK TARTIŞILACAK
Mahkeme, kadınların cezasında takdir indirimi yapmamasının nedenini
açıklarken de tartışma yaratabilecek bir “iffet” ayrımı yaptı.
Mahkeme, iki kadının cezasında indirim yapmamasını, “Duruşmadaki
olumsuz tavırları, kendi yaşadıkları iffetsiz hayatı 13 yaşındaki
bir çocuğa da yaşatmak şeklinde gözüken olumsuz tutum göz önüne
alınarak haklarında indirim uygulanmasına takdiren yer
olmadığına karar verilmiştir” diye anlattı. Ancak mahkeme, buna
karşılık, N.Ç. ile zorla ya da iki kadına para ödeyerek birlikte
olan erkeklere verdiği cezaların tamamında “iyi hal” indirimi
yaptı. Mahkeme, erkeklerin eylemleri için “iffet” konusunda bir
yorum yapmazken, yaptığı indirime, “duruşmalardaki iyi hallerini”
gerekçe gösterdi.
Mahkeme, sanık erkekler hakkındaki cezaları belirlerken de 13
yaşındaki çocuğun rızasıyla hareket ettiğini savundu. Mahkeme, 13
sanığı, tıpkı iki kadına verdiği cezada olduğu gibi eski TCK’nın
414/1. maddesinden cezalandırdı. Ancak kadınlardan farklı olarak,
erkeklere, cezanın alt sınırı uygulandı. Mahkeme, 13 sanığı
N.Ç.’nin ırzına geçtikleri gerekçesiyle 5 yıl hapisle cezalandırdı.
Bu cezada, takdir indirimi uygulandı. Ceza, nihai olarak 4 yıl 2 ay
hapis olarak belirlendi.
Mahkeme, N.Ç.’nin birden fazla kez ırzına geçen 11 sanığa da alt
sınırdan ceza verdi ve cezalarını 5’er yıl olarak belirledi. Bu
cezayı “suçun birden fazla kere işlenmesi” nedeniyle 6’da 1
oranında arttıran mahkeme, bu sanıklara da takdir indirimi uyguladı
ve nihai cezayı 4 yıl 10 ay olarak belirledi.
N.Ç.’nin birden fazla kez ırzına geçen bir sanığa da 5 yıl ceza
verip, bu cezayı 6’da 1 oranında arttıran mahkeme olay tarihinde 18
yaşından küçük olması nedeniyle sanığın cezasını takdir indirimi
ile birlikte 3 yıl 2 ay olarak belirledi.
TEŞEBBÜS AŞAMASINDA
Mahkeme, bir sanığa alt sınırdan verdiği 5 yıllık cezayı da eylemin
teşebbüs aşamasında kaldığını belirterek 3’te 2 oranında indirdi.
Takdir hakkını kullanarak bu indirimi yapan mahkeme, bir de “iyi
hal” indirimi yaparak cezayı 1 yıl 4 ay olarak belirledi.
İSTANBUL'DA AKILALMAZ KAZA! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]İstanbul Ümraniye'de aşırı hız sonucu meydana gelen trafik
kazasında, otomobilin camından fırlayan sürücü öldü, iki kişi de
yaralandı. Üsküdar'dan Ümraniye yönüne giden 27 yaşandaki Rahmi Öz,
iddialara göre, dün saat 21.00 sıralarında 34 BC 8561 plakalı
otomobille Tantavi Tüneli'nde aşırı hız yaptı.Tünelin bitiminde hız
nedeniyle kontrolden çıkan otomobil bariyerlere çarparak, yaklaşık
20 metre savruldu.
Ağaca çarparak duran otomobilin camından dışarı fırlayan Öz, bir
evin duvarına çarptı.İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık
ekipleri, Öz'ün yaşamını yitirdiğini belirledi.
Kaza sonrası otomobilde sıkışan Vedat ve Sedat Soylu ise itfaiye
tarafından kurtarılarak, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne
kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikelerinin olmadığı belirtildi.
Öz'ün cesedi de incelemelerin ardından aynı hastanenin morguna
kaldırıldı.Doğum gününü 1 gün önce
kutlamıştı.
Kazada hayatını kaybeden Rahmi Öz'ün, bir gün önce doğum gününü
kutladığı ortaya çıktı.Öz'ün kaza yaptığını duyan yakınları
hastaneye koştu. Burada ölüm haberini alan yakınlarından bazıları
hastane personeli ile tartışarak olay çıkardı. Acil servisin cam ve
çerçevelerini kıran kalabalık, polis tarafından sakinleştirildi.
Rahmi Öz'ün bir yakını, "Arkadaşlarıyla Kadıköy'e ayakkabı almaya
gitmişler. Dönüşte de bu kazayı yapmışlar. Çok özgünüz" dedi.Öte
yandan, Rahmi Öz'ün duvarına carptığı evde de otomobilden fırlayan
parçalar nedeniyle hafif çapta hasar oluştu.
GÖRGÜ TANIKLARINDAN AKIL ALMAZ
İDDİA
Görgü tanıklarının iddasına göre,
sürücü Öz, şiddetli çarpmanın etkisiyle araçtan fırlayarak yol
kenarındaki bir binanın 2. katının penceresine çarptı. Öz'ün ceseti
kaza yapan aracından metrelerce uzakta bulundu. Öz'ün çarptığı
iddia edilen evin camları kırıldı, duvarlarında da hasar oluştu.
Evde bulunan bir görgü tanığı, "Bugün taşındık, bir anda
büyük bir gürültü oldu. Deprem oldu sandım. Bir de aşağı baktım ki
yerde birisi yatıyor. Çocuk mu çarptı, araç parçasımı göremedim.
Ölen çocuğa da çok üzüldüm." diye konuştu. Bir başka görgü
tanığı ise, aracın tünelden çok hızlı çıktığını ve kaza sırasında
araçtan birinin fırlayarak, binanın 2. katına çarptığını söyledi.
Polis olay ile ilgili soruşturma başlattı.
SEVGİLİSİNİ BOĞDU İNTİHAR ETMEYE KALKIŞTI! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Mersin’de mali müşavirlik bürosunda çalışan Veysel Altınbaş (32), öğretmen sevgilisi Duygu Yerci’yi (30) yatak odasında kemeriyle boğarak öldürdü.
Ardından banyodaki çamaşır suyunu içerek intihara kalkışan
Altınbaş, yaralı halde bulunup hastaneye kaldırıldı.
Olay dün saat 11.30 sıralarında, Güvenevler Mahallesi Güven
Sitesi’nde meydana geldi. Veysel Altınbaş, bir süredir birlikte
yaşadığı sevgilisi sınıf öğretmeni Duygu Yerci’yle tartışmaya
başladı. Öfkesine hâkim olamayan Altınbaş, yatak odasında Yerci’yi
yatağa yatırıp kemeriyle boğarak öldürdü. Altınbaş, daha sonra
banyodaki çamaşır suyunu içip intihara kalkıştı. Fenalaşan
Altınbaş, telefonla kardeşinden yardım istedi. Altınbaş’ın kardeşi,
ağabeyini acı çekerken, genç kızın cansız bedenini de yatak
odasında buldu. Cinayet şüphelisi Altınbaş Mersin Devlet
Hastanesi’ne götürüldü.
Veysel Altınbaş’ın cinayeti kıskançlık yüzünden işlediği öne
sürüldü. Altınbaş’ın müzik öğretmeni olan Duygu Yerci’yle 2 yıla
yakın süredir aşk yaşadığı, kendisini yakın arkadaşıyla aldattığı
şüphesiyle öldürdüğü iddia edildi.
ENERJİ İÇECEĞİ ÖLÜME GÖTÜRDÜ! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Trabzon'da kaldığı yurtta fenalaşan Karadeniz Teknik
Üniversitesi (KTÜ) öğrencisi Avni Fidan, kaldırıldığı hastanede
yaşamını yitirdi. Fidan’ın fenalaşmadan önce iki kutu enerji
içeceği içtiği öne sürüldü.
Olay önceki akşam saat 21.00 sıralarında Trabzon’un merkeze bağlı
Pelitli beldesindeki özel bir öğrenci yurdunda meydana geldi.
İddiaya göre, bir odada toplanan öğrenciler çeşitli içecekler
tüketmeye başladı.
KTÜ Batı Dilleri ve Edebiyatı İngiliz Dili Bölümü Hazırlık Sınıfı
öğrencisi olan, Aksaray nüfusuna kayıtlı 19 yaşındaki Avni Fidan da
iki kutu enerji içeceği içti. Fidan, daha sonra arkadaşlarına
“Bakın ağzımdan ateş çıkaracağım” diyerek, eline aldığı çakmağı
ateşlemeye çalıştı, ancak bu sırada fenalaşarak yere yığıldı.
Arkadaşları tarafından KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi’ne
kaldırılan Fidan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Talihsiz gencin cesedi Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsinin
ardından memleketi Aksaray’a gönderildi. Adli Tıp Kurumu
yetkilileri, Fidan’dan alınan örneklerin patolojik incelemeye
gönderildiğini ve kesin ölüm nedeninin ancak laboratuvar
sonuçlarının ardından belirleneceğini söyledi. Olayla ilgili olarak
soruşturma başlatıldı.
Avni Fidan’ın üniversiteyi bu yıl kazandığı ve yaklaşık bir ay önce
okula başladığı kaydedildi.
OYUNCAK TABANCA POLİSİ ALARMA GEÇİRDİ! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Kütahya'da, akli dengesi yerinde olmadığı bildirilen
kişinin elindeki oyuncak tabancanın gerçek silah zannedilmesi,
polisi alarma geçirdi.
Gece Atatürk Bulvarı'nda bir kişinin elindeki silahı araçlara ve
yoldan geçen vatandaşlara doğrulttuğu yönünde ihbar üzerine, polis
ekipleri olay yerine yönlendirildi.
Polis yaptığı araştırmada, akli dengesi yerinde olmadığı tespit
edilen Tahsin Çakır'ın (42) elindeki silahın plastik oyuncak
tabanca olduğu belirlendi.
Üzerinden kimlik çıkmayan Çakır, kendi talebi üzerine otogarda
otobüse bindirilerek Kemalpaşa'ya gönderildi.
SOKAK ORTASINDA KORKUNÇ CİNAYET! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]İzmir'in Beydağ ilçesinde, bir süre önce boşandığı kadın ile
kocasının bulunduğu motosiklete otomobiliyle çarpan kişi, daha
sonra aracından inip, eski eşini bıçaklayarak öldürdü.
Alınan bilgiye göre, Ö.A (33), 8 yıl evli kaldıktan sonra
ayrıldığı, iki kız çocuğunun annesi Birgül Ö. (28) ve eşi Erkan Ö.
(23) ile bir markette karşılaştı. Burada eski eşini öldürmekle
tehdit ettiği öne sürülen Ö.A, yaşanan tartışmanın ardından
motosikletle marketten uzaklaşan eski eşi ve kocasını otomobiliyle
takip etti.
Beydağ Garajı yakınında otomobiliyle Erkan Ö'nün kullandığı
motosiklete çarpan Ö.A. daha sonra aracından inerek, çarpmanın
etkisiyle yere düşen yaralı Birgül Ö'yü bıçakladı. Olay yerinde
hayatını kaybeden kadının hamile olduğu öğrenildi.
Ö.A'nın, kendisini bırakıp, Erkan Ö. ile kaçtığı gerekçesiyle bir
süredir 2 çocuğunun annesi olan eski eşini tehdit ettiği ileri
sürüldü. Zanlı, olayın ardından Beydağ Emniyet Müdürlüğüne teslim
oldu.
8 YAŞINDAKİ ESRA'NIN ÖLÜME KOŞUSU... AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Bursa'nın merkez Osmangazi İlçesi'nde, oturdukları sokakta
arkadaşlarıyla koşarak yarış yapan ilköğretim okulu 2'nci sınıf
öğrencisi 8 yaşındaki Esra Biter, belirledikleri bitiş noktasına
ilk sırada geldiği anda yığılıp kaldı ve yerden bir daha kalkamadı.
Arkadaşlarının çığlığı üzerine baba Kıyas Biter, tepki vermeyen
kızını kucağında Sağlık Ocağı'na götürdü, ancak Esra'nın yaşamını
yitirdiği belirlendi.
Esra'nın ölüm nedeni, Adli Tıp Kurumu'nda yapılacak otopsi sonucu
ortaya çıkacak.
Merkez Osmangazi İlçesi Panayır Mahallesi Bakır Sokak'ta oturan
inşaat işçisi 38 yaşındaki Kıyas ve Serdane Biter'in 2 çocuğundan
küçüğü olan Şükrü Şankaya İlköğretim Okulu ikinci sınıf öğrencisi
Esra Biter, dün akşam saatlerinde evinin önünde arkadaşlarıyla
oynamaya çıktı.
Eve dönecekleri sırada yaklaşık 100 metrelik bir parkur belirleyen
4 çocuk, bitiş çizgisini de tebeşirle çizerek belirledi.
Arkadaşlarıyla kıyasıya yarışan ve birinci gelmek için kendini çok
zorlayan Esra, tebeşirle belirlenen bitiş çizgisini en önde
geçtikten birkaç adım sonra yere yığılıp kaldı.
Arkadaşlarının çığlığı üzerine Esra'nın babası Kıyas Biter, tepki
vermeyen kızını kucaklayıp hemen mahallede bulunan Sağlık Ocağı'na
götürdü. Minik Esra buradan da ambulansla özel bir hastaneye
ulaştırıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen, Esra yaşama
döndürülemedi.
Cumhuriyet Savcılığı, Esra'nın ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla
cesedini otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderirken,
soruşturmaya başladı.
Baba Kıyas Biter, kızının herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığını
belirterek, “Sadece sinüziti vardı. Ağır bir rahatsızlığı yok.
Çığlıklar üzerine aşağıya inip yavrumu kucağıma aldığımda hiçbir
tepki vermiyordu” dedi.
Minik Esra'nın ani ölümü, öğretim gördüğü Şükrü Şankaya İlköğretim
Okulu’nda da şok etkisi yaptı. Talihsiz öğrencinin ölüm haberini
alan öğretmenleri ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.
Esra Biter'in cenazesi, Adli Tıp Kurumu’ndaki incelemenin ardından
Panayır Çevre Camii’nde kılınacak cenaze namazın ardından Panayır
Mezarlığı'nda toprağa verilecek.