Pekerden Veli Küçük itirafı
Abone ol''Ergenekon''dan hükümlü Sedat Peker, ''Veli Küçük ile yasal çerçeveler dışında herhangi bir muhabbetim ve iş ortaklığım yoktur'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın
öğleden sonraki bölümünde Sedat Peker, Cumhuriyet savcıları Mehmet
Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine, emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ü babasının yakını
olduğu için tanıdığını, kendisine sevgi ve saygı duyduğunu belirten
Peker, ''Şu an itibarıyla da kendisine duyduğum saygı ve sevgide
azalma olmamıştır, çoğalma olmuştur. Yasal çerçeveler dışında
herhangi bir muhabbetim ve iş ortaklığım yoktur'' şeklinde
konuştu.
Veli Küçük emekli olduğunda, çıkan bir kanun üzerine lojmandan
çıkartılması, koruması ve şoförünün alınması yönünde bir karar
verildiğini, ev ve şoför aradığını duyduğunu ifade eden Peker, Emin
Caner Yiğit'i şoför olarak kendisine göndermediğini anlattı.
Peker, ''terör örgütlerinin hedefinde olduğu için Küçük'e yardım
etmek istediğini'' dile getirerek, sıkıntısı olanlara imkanları
doğrultusunda yardım ettiğini kaydetti.
Sedat Peker, Veli Küçük'ün ajandasındaki yazılarla ilgili
yöneltilen sorular üzerine de bunların Küçük'e sorulması
gerektiğini belirtti.
Savcı Pekgüzel'in, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş ile ilgili
yönelttiği soruyu Peker, ''Nejat Daş'ı yakalamak için benden yardım
istediler. Ancak muhbir olmadığımı belirterek kendilerine yardımcı
olmayacağımı söyledim. İddia edildiği gibi gelen şahısları Sayın
Veli Küçük'e ben götürmedim. Onlar beni Sayın Veli Küçük'ün yanına
götürdü'' şeklinde yanıtladı.
Peker, ''tecavüzden aranıyor'' şeklindeki gazete haberine de çok
kızdığını ifade etti.
''KÜÇÜK İLE EKEN'İ BARIŞTIRAMADIM''
Korkut Eken ile Yavuz Ataç'ı kişisel olarak tanıdığını, Eken ile
Küçük arasında soğukluk olduğunu bildiğini, barıştırmayı
düşündüğünü ancak yan yana getiremediğini anlatan Peker, sadece
albay ya da MİT'ten insanları tanımadığını, cemiyet hayatına giren
bir kişi olduğu için çok sayıda politikacı ve sanatçı tanıdığını
söyledi.
Peker, Muzaffer Tekin'i tanıdığın, ancak ortak bir faaliyetleri
olmadığını belirterek, Ali Yasak ile tanışmadığını, Alparslan
Arslan'ı tanımadığını, İbrahim Şahin ile samimiyeti olmadığını
ancak Şahin'in çocuğunun kendi kolejlerinde öğrenci olduğunu
kaydetti.
Arif Doğan ile birkaç kez karşılaştığını ifade eden Peker, Sami
Hoştan'ı ise çok yakınlıkları olmasa bile 7-8 yıldır tanıdığını
anlattı.
İddianamede, ''Sami Hoştan'ın başkanlığını yaptığı grubun üyesi
olduğunun'' yazıldığını belirten Peker, ''Askerlik raporumda bile
emir altına giremeyeceğim yazıyor. Sami Hoştan ne kadar iyi bir
insan olsa bile, onun emri altında bulunmam mümkün değil.
Gençliğimin ilk yıllarında tercih ettiğim aksiyonel bir hayatım
vardı. Sami Hoştan'ın adını da o zaman duydum. Sami Hoştan, iyi
niyetiyle gerçekten barışı sağlayan bir kişidir'' diye konuştu.
Telefon görüşmelerinde bahsi geçen ''davanın'', ''dünyadaki bütün
Türk devletlerinin birleştirilmesi davası'' olduğunu vurgulayan
Peker, ''ahbaplığı, dostluğu bulunan Korkut Eken'e kendince haklı
sebeplerle kırgın olduğunu'' söyledi.
''SİVAS SANIKLARINA PARA GÖNDERMEDİM''
''Milli Yol'' oluşumunun içinde bulunmadığını ifade eden Peker,
telefon görüşmelerindeki ''Kürt ve Türk çatışmasına'' ilişkin
konuşmalar sorulunca da şunları kaydetti:
''Kürtçülük-Türkçülük diye bir şey yapılıp, Kürt ve Türk halkı
kışkırtılmaya çalışılıyor. Bir Kürt kahvesine ateş ederler, olur da
benim bu işlerle ilgim olduğunu söylerler diye, bunlarla ilgim
olmadığını belirtmek için bu konuşmaları yaptım. Kahvehane
taranması olaylarında adım geçiyor. Bu kesinlikle doğru değil. O
ekipte ben yoktum. Sedat Peker kahvehanenin taranması ekibinde
varsa neden bana ağırlaştırılmış müebbetten dava açılmadı?
Şii-Alevi kültürünü incelemiş bir insanım. O devirde yaşasaydım,
Şii olurdum. 15-20 milyonu bulan bir insanlığın size düşman
olduğunu bir düşünün. Sivas'ta otel yakan sanıklara rekor miktarda
para verdiğim iddiası var. Başkalarının çift ayağı üzerinde yattığı
cezayı tek ayağımla yatarım. Bu olaylar inciticidir. Tamam, sütten
çıkmış ak kaşık değilim. Gençliğimde bazı faaliyetlerim oldu. Sivas
sanıklarına gönderdiğim paraların makbuzu nerede? Durmuş Anuçin'e
300 bin TL gönderdiğim iddia ediliyor. Nerede bunun makbuzu? Savcı,
cezaevine yazı yazarak, kayıtlara bakıp kimlere para gönderdiğimi
öğrenebilir.''
İŞKENCE İDDİALARI
İkinci iddianamenin tutuklu sanıklarından Adil Serdar Saçan'ı
''maalesef'' tanıdığını ifade eden Peker, Saçan'ın kendisini
defalarca gözaltına aldırdığını belirtti.
''Saçan'ın, insanlığa karşı suç işlediği için Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğini'' iddia eden Peker,
''Saçan'ı, Olgun Aydın Peker'in testislerinin patlatılması olayı
nedeniyle tanıyoruz. Olgun, çocuk yapabilme yeteneğini kazanabilmek
için ülke ülke gezdi'' diye konuştu.
Saçan'ın, askerlik arkadaşı olan Mecnun Odyakmaz'a bile işkence
yaptırdığını öne süren Peker, ''Gözaltında herkes bir yerini
bıraktı. Ben de omuriliğimi bıraktım. İşkence yaparken doktorlarla
bilimsel olarak çalışıyorlardı. Kiminin kalbi dağıldı. Daha içeri
girer girmez veriyorlardı elektriği'' şeklinde konuştu.
Peker, Susurluk raporunda adının geçtiği bölümler anımsatılınca,
Abdullah Çatlı'yı tanımadığını belirterek, ''Dostum olsaydı şeref
duyardım. Yeşil'i tanımıyorum'' dedi.
Sedat Peker, gençliğinin ilk yıllarında ''hafif uyuşturucu'' diye
tabir edilen maddelerden içtiğini, sonra bıraktığını ifade
etti.
Hayatındaki en huzurlu dönemin, cezaevinde geçirdiği son 5 yıl
olduğunu söyleyen Peker, ''Sinir sistemim çökmüştü. En rahat
dönemimi içeride geçirdim'' dedi.
Peker, Veli Küçük'ün tavsiyesiyle Kuzey Irak'ta okul açtığı
yönündeki iddianın da doğru olmadığını ifade etti.
Çeçenistan'da herhangi bir faaliyeti olmadığını kaydeden Peker,
sadece 10 yıl önce resmi olarak para yatırdığını söyledi.
Diğer sanık ve avukatların da Peker'e soru yönelttiği duruşmada,
tutuksuz sanıkların ifadeleri alınıyor.