Pazarcı'dan gündemi sarsacak yazı
Abone olAtatürk'ün sağlığında, Harp Okulu mezunlarının, içmeleri zorunlu olan devletin resmi yemin metnini yazan Emin Pazarcı, gündemi sarsacak bir yazı yazdı...
Yandaki belge, 6 Eylül 1937 tarihli. Atatürk'ün sağlığında, Harp
Okulu mezunlarının, "içmeleri zorunlu olan devletin resmi yemin
metnini" düzenliyordu. Askerler, o dönemde, "vatan için canını seve
seve verme" sözünü, Kur'an'a el basarak verdikten sonra orduya
kabul edilip, kıta hizmetine başlıyordu. Harp Okulu'nda, "İlm-i
Ahlak" kapsamında din dersi de mecburi olarak okutuluyordu. DURUM,
İNÖNÜ İLE DEĞİŞTİ Harbiyeliler, din bilgisini, Atatürk'ün, İslam
alimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'a, asker için özel olarak
yazdırdığı kitaptan öğreniyordu. Büyük Önder, hayata gözlerini
yumdu; her şey peş peşe değişti. İsmet İnönü döneminde, yemin
metnindeki "Allah" ve "Kur'an" ifadeleri çıkarıldı. Atatürk, bugün
adına ahkam kesenlerden çok farklıydı. İşte Emin Pazarcı'nın tarihi
gerçekleri kaleme aldığı konuya ilişkin yazısı... İŞTE GERÇEK
ATATÜRK Şimdi değişti mi bilemem. Ama, 1980'li yıllarda askere
giden her Türk gencine 10 maddelik bir Atatürk öğretilirdi.
Komutan, "Atatürk kimdir?" diye sorar, erler de bağıra bağıra cevap
verirlerdi: "Bir... Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurup, bugünkü
hür ve demokratik ortamda yaşamamızı sağlayan en büyük
insandır....." Altıncı maddeye gelindiğinde, şunların söylenmesi
gerekirdi: "Atatürk, din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak,
laik bir devlet kuran ve bu devleti ileri devletler seviyesine
çıkaran en büyük devlet adamıdır." Bu "laiklik" konusu hep yanlış
yorumlandı... İsteyen, istediği yere çekti... Herkes, Atatürk'ü
dilediği gibi yorumlamaya çalıştı. Herkes, kendi kafasında
canlandırdığı Atatürk'ü bu topluma kabul ettirmek için uğraştı.
Sonunda, gerçeğin çok dışında bir Atatürk portresi ortaya çıktı.
Denemesi bedava... Şimdi biri kalkıp şunları söylese: - Harp
Okulu'ndaki yemin metnini değiştirelim. Buradan mezun olan
öğrenciler, Kur'an-ı Kerim'i önlerini koysunlar. Bunun üzerine
yemin etsinler. Türkiye karışır, yer yerinden oynar! Belli çevreler
ayağa kalkarlar: - İrtica, artık gemi iyice azıya aldı. Atatürk'ün
kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak isteyenler, iyiden iyiye
pervasızlaştı. Atatürk düşmanları, gerçek yüzlerini bir defa daha
gösterdi. Oysa hiç ilgisi yok. Tam tersine, "Harp Okulu'nda
öğrenciler Kur'an üzerine yemin etsinler" görüşü Atatürkçülük adına
da savunulabilir. Çünkü, Cumhuriyet'in ilk yıllarında, Harp
Okulu'nda, Kur'an üzerine yemin ediliyordu. Atatürk ölene kadar da
bu böyle devam edip gitti. * * * Elimdeki belgenin tarihi 6 Eylül
1937. O dönemde Atatürk sağ. Üzerinde, "Harbiye Mektebi'nde ikmali
tahsil eyliyen zabitana mahsus şahadetname" yazıyor. Hemen altta
ise "Resmi Tahlif" ifadesi göze çarpıyor. Bugünkü Türkçe ile buna
"Resmi Yemin Belgesi" denilebilir. Belgede, aynen şunlar yazıyor:
"Ben sulhta ve harpta, karada ve denizde ve havada ve hernerede
olursa olsun milletime ve memleketime daima doğruluk ve sadakatla
hizmet ve hukumeti cumhuriyemizin bütün kanun ve nizamlarına ve
amirlerimin her türlü emirlerine bütün kalbimle itaat etmekten
ayrılmayacağıma ve milletimin namını, mukaddes ve şerefli
sancağımın şanını ve askerliğin namus ve şerefini canımdan aziz
bilib bu uğurda seve seve canımı feda etmekten hiç bir zaman
çekinmeyeceğime ve herzaman vazifesini, namusunu sever özü ve sözü
doğru ve gayretli bir asker olarak çalışmaktan başka bir şey
düşünmiyeceğime cenabıallahın kelamı olan Kuranıazimüşşana el
basarak yemin ediyorum." Metnin hemen sonunda da şu ifade var:
"Vallah ve billah" Yetmedi, bu kadar da değil... Belgede, o dönemde
Harbiye Mektebi'nde verilen dersler sıralanıyor. Bunların arasında
"İlmiahlâk" dersi göze çarpıyor. İlm-i Ahlâk'ın içinde din dersi de
var. Her şey açık ve net: Atatürk döneminde Harp Okulu'ndan mezun
olan öğrenciler, Kur'an'ın üzerine el basarak yemin ediyorlardı.
Ayrıca, bu okullarda mecburi olarak din dersleri okutuluyordu.
Atatürk, sağlığında İslam âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'a,
asker için özel olarak "din kitabı" yazdırdı. Bütün Silahlı
Kuvvetler mensuplarına da bu kitabı okutturdu. * * * Atatürk hayata
gözlerini yumdu... Her şey peş peşe değişti. İsmet İnönü, büyük bir
"latinleştirme" kampanyası başlattı. O dönemde sırf Latince eğitim
veren liseler bile açıldı. Harbiye Mektebi'nin adı Harp Okulu
oldu... Bu operasyonla birlikte, yemin metni de yeniden düzenlendi.
İçindeki "Allah" ve "Kur'an" ifadeleri çıkarıldı. Bütün bunlar,
Atatürkçülük adına İsmet İnönü ve ekibi tarafından yapıldı. Oysa,
Atatürk sağlığında çok farklı davrandı. Bu yönde gelen bütün
telkinlere kulaklarını kapattı. Atatürk, bugün O'nun adına ahkâm
kesenlerden çok farklıydı... Din, iman, Allah, Peygamber, Kur'an,
hiçbir zaman O'nu rahatsız etmedi. Tam tersine, Tanrı'ya da,
Kur'an'a da, dine de hep saygı gösterdi. Üstüne üstlük, başta
askerler olmak üzere herkesin dini bilgi almasını lüzumlu bile
gördü. Ne var ki, ölümünün ardından bu toplumun önüne gerçeğe hiç
benzemeyen bir "Atatürk fotoğrafı" konuldu! EMİN PAZARCI / DÜNDEN
BUGÜNE TERCÜMAN