Enflasyon uçtu gitti.
Hayat pahalılığı deyin, alım gücünün erimesi deyin, ne
derseniz deyin…
Mesele ne ad verdiğiniz değil…
Dar gelirli zorda…
17 milyon çalışan asgari ücrete Temmuz ayında ikinci bir zam
beklentisinde.
Asgari ücret artık geçimlik bir ücret değil, gösterge ücret
oldu.
Herkes maaş zammını asgari ücrete göre bekliyor.
Şimdi gözler Temmuz ayında zam yapılıp yapılmayacağına
çevrildi.
İşçinin gözü kulağı asgari ücrette.
***
Üstelik bu sefer garip bir durum var.
Bu sefer başka...
Normalde işçi kesimi zam ister işveren kesimi karşı çıkar devlet
de arayı bulur, ortada buluştururdu beklentileri.
Yani devlet zam vermek istemeyen patron ile zam almak isteyen
işçinin arasını bulur… Aracıdır…
Şimdi işler değişti.
Tersine dünya…
Artık zammı patronlar istiyor, devlet nazlanıyor…
Hani diyorlar ya tüm muhaliflerini bir cephede birleştirmeyi
başardı Erdoğan!
Aynısı…
Şimdi de patronlarla işçiler birleşti.
Patronlarla işçi sendikalarını “asgari ücrete zam talebinde”
birleştirmeyi başardı hükümet.
***
Bakın kim ne diyor?
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: “Yüzde 60’ın üzerinde enflasyonun
olduğu bir yerde yapılması gereken yapılmalı. Bu konu hakkında
hükümetle görüşmeyi düşünüyoruz.”
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: “Asgari ücrete artış talebini biz
de doğru buluyoruz. Ancak, bu işverenlere bir vergi yükü olarak
gelmemeli, tamamen çıplak bir ek ücret gibi bir düzenleme
olmalı.”
Yani patronlar zam istiyor…
İşçiler de zam istiyor…
TÜRKİŞ Başkanı Ergün Atalay: “Asgari ücretlinin alım gücünün
düştüğünü, dar ve sabit gelirlinin alım gücünün düştüğünü,
emeklinin durumunun ortada olduğunu A'dan Z'ye Cumhurbaşkanına
anlattık.”
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan: “Yüksek enflasyona karşı ocak
ayında yapılan düzenlemeye paralel bir düzenlemeyle yine
enflasyonun üzerinde bir artışın asgari ücrete sağlanmasını
istiyoruz.”
İşçi patron el ele…
İşçi-işverene dayanışması!
Ama Devlet diretiyor…
***
Peki neden patronlar bile zam istiyor?
Patronlar aklını peynir ekmekle mi yedi?
Yoksa onlar da mı bu mevcut politikaların sürdürülemez olduğunun
farkında?
Yoksa insafa mı geldiler?
Hikmeti ne bu işin?
İşin özü şu: Patronlar eleman kaybediyorlar da ondan…
Ücretini arttıramayan işçinin gözü Kariyer.net’te…
Kariyer siteleri rekor üstüne rekor kırıyor.
Gidenin yerine ilanla dolu her yer…
***
Oysa tam da deneyimli personelin önemli olduğu
zamandayız.
Enflasyonist ortamda cirolar uçtu, karlılık oranları
katlandı.
Bu ortamda nitelikli eleman kaybetmek büyük maliyet.
On yıllık pazarlama müdürünü kaybetmek istemiyor patron. Hazır
işletme uçuşa geçmişken kritik elemanları kaybetmek ciroya
zarar…
Ara eleman bulmak deveye hendek atlatmak zaten!
IT Bilişim elemanı, yazılımcı bul bulabilirsen, piyasada
yok!
Nitelikli eleman bulmak zor…
***
Ev kiraları artmayınca tahliye davaları arttı da
arttı.
Emeğin kirası da ücret. Maaşını beğenmeyen işçi istifa
edip gidiyor, böylece maaşını katlıyor.
Bu küresel bir olgu. The Great Resignation, yani Büyük İstifa
Dalgası diyorlar buna…
İşçi kaybeden patron yeni gelen deneyimsiz, şirketi tanımayan
personele yüksek ücret vermek zorunda kalıyor.
Yani tecrübeli personele vermediği maaşı yeni gelene vermek
zorunda kalıyor.
Zira piyasadan eleman bulamıyor.
Özetle, asgari ücrete zam yapmamanın maliyeti daha fazla şuan
patronlara…
İş barışının bozulması, işçilerin performans ve moral düşüklüğü
cabası…
***
İşte MÜSİAD Başkanı ile TÜSİAD Başkanını aynı noktada
buluşturan bu.
İşte bu yüzden işçilerle işverenler zamda
buluştu.
Yani işveren bile asgari ücret artışı istiyor!
Hükümet bunca baskıya dayanabilir mi?
Gayrısını siz düşünün…
Ankara kulisleri asgari ücrete yüksek bir artışın dedikodusuyla
kol geziyor.
Bakanlık koridorları hareketli…
Onu da bir sonraki yazımıza bırakalım…
Yazarın tüm yazıları için:
https://www.internethaber.com/bunyamin-esen-1081z.htm