Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Son yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki!
10 Kasım 1938’de Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte CHP de hayata gözlerini yummuştur!
CHP’nin Atatürk’ün anlayışı ile hiçbir bağının kalmadığı, yönetenlerin sadece ismini kullanarak oy rantçılığı yaptığı aşikardır!
Çünkü görünen köy kılavuz istemez!
Bakın Aralık 2015'te katıldığı bir TV programında
"Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Fırkası ile bugünkü CHP
aynı mıdır?" sorusu karşısında açıkça
"Hayır" demişti..
"Farkınız ne?" sorusuna da şu cevabı
vermişti.
"Dünya kadar fark var. Sosyal demokrasi yoktu şimdi var. Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Sosyalist Enternasyonal üyesiyiz. O dönemin Cumhuriyet Halk Fırkası Cumhuriyet'i kuran Kuvay-ı Milliyeci bir partidir. O dokunun izleri bizde vardır."
Yani, göğsünü gere gere "Biz hala Atatürk'ün kurduğu partiyiz. Kuvay-ı Milliye ruhunun izi falan değil bizzat kendisi hala bizde var" diyemedi ve Atatürk'ten ne kadar uzaklaştıklarını itiraf etti.
Bu sözler, Kemal beyin bugüne kadar kullandığı en doğru, en gerçekçi açıklamalar olarak tarihe not düşmüştür…
Atatürk sonrası yoluna devam eden CHP, anlayış ve siyasal duruş olarak İsmet İnönü CHP’sidir…
Bakın!
Atatürk’ün CHP’si ne kadar milliyetçi ise, ondan sonraki CHP’nin yönetimsel anlayışı o kadar milliyetçiliği ret eder…
Atatürk’ün CHP’si ne kadar Türk milleti kavramına sımsıkı bağlı kalmışsa, ondan sonraki CHP Türk kimliğine o kadar ırkçı bakmıştır…
Atatürk’ün CHP’si ne kadar bölücülere karşı acımaz olmuşsa ondan sonraki CHP bölücülere karşı o kadar kucak açıcı olmuştur…
Atatürk’ün CHP’si ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ demekle övünmüşse, ondan sonraki CHP o sözü ağzına dahi almamıştır…
Mesela;
Siz bir gün dahi Kemal Bey ve yönetiminden “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü duydunuz mu?
Atatürk’ün CHP’si 6 okun bütün gereklerini yerine getirirken ondan sonraki CHP, 6 oku gerçek Atatürkçülerin kalbine saplamıştır…
Atatürk her defasında ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ derken Kemal Bey ise adeta ‘Bağımlılık benim karakterim’ diyerek Erdoğan düşmanlığı nedene ile Türkiye karşıtlarının safında olmuştur.
Yani sizin anlayacağınız;
Atatürk’ün CHP’si ile Kemal Bey’in CHP’si arasında uzaktan yakından bir bağ yoktur…
Atatürk’ün CHP’si ölümünün ardından her geçen siyasal anlayış ve duruş olarak işgal atındadır…
Bakın son kongrelerde oluşturulan delege yapısına!
Bakın parti yönetiminde yer alan isimlerin derinliklerine!.
Bakın partide çıkan yangına, sözde değil özde Atatürkçüler ve ulusalcıların tasfiye edilmesine!..
Bakın HDP’nin yere düşen bayrağını kimler eline alarak taşıdığına!..
O bayrak Kemal Bey ve arkadaşlarının ellerinde!
HDP’ ye oy verdiği için övünen CHP Genel Başkan Yardımcısını yaşamadık mı?
HDP barajı geçti diye pilav dağıtan Belediye Başkanını görmedik mi?
PYD’ ye sahip çıkan, ‘komşumuz olsun’ diyen milletvekillerini görmüyor muyuz?
İşte son örneği İstanbul İl Başkanı seçilen Canan Kaftancıoğlu’nun sicilidir!
Atatürk’ün kurduğu CHP’de;
Atatürk karşıtı...
PKK sempatizanı…
HDP sevicisi…
Türkler Ermeni soykırımı yaptı diyen…
Ülkenin Başbakanına, Cumhurbaşkanına küfür edebilen
FETÖ’nün sözcüsü…
Devlete katil diyen…
Biri il başkanı seçilebilir mi?
Kemal Bey, Özgür Bey, Bülent Bey varsa seçilir…
Dedim ya!
CHP gizlice FETÖ ve HDP sevicilerinin işgali altında!
Bütün delegasyon kurgulanarak KK’nin emir kulu haline getirilmiş durumda…
Bakın İstanbul Barosu eski başkanı Ümit Kocasakal bir konuşmasında ne demişti;
“Cemaatin tetikçiliğini yapan, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı cemaat artıklarını savunmak, alkışlatmak CHP Genel Başkanının yapacağı bir şey değildir. Yazık.”
Çok şey anlatıyor değil mi?
Şunu da unutmayalım;
Mustafa Kemal’e ‘kefere’ diyen Mehmet Bekaroğlu’nu da CHP’ye alan Kemal Bey değil miydi?
Kemal Bey’in en büyük başarısı, ne yapıp edip CHP’yi Atatürk’ten koparması olmuştur...
Dersim’in intikamını alıyor?
Yazık sadece Atatürk’ün partisi diye CHP’ye oy veren kandırılmış insanların duygularına yazık!
Atatürk’ü rahat bırakın ve düşün artık yakasından!..
Kemal Bey!
Üzerine düşen iki görev var:
Bir; CHP’nin kuruluş tarihini ‘11 Kasım 1938’ olarak tescilleyin…
İki; Adının önüne Yeni (Y)’yi koyun…
Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş ne demişti;
‘Bu CHP Atatürk’ün CHP’si olsaydı ben MHP’yi kurmazdım.’
Son sözü baştan söylemiştim;
Atatürk’ün kurduğu CHP Atatürk’ün ölümü ile hayata gözlerini yummuştur!
İşte bu noktada Atatürk ile ilgili kitapların ustası araştırmacı yazar Sinan Meydan’ın bir makalesinde dile getirdiği bir anıyı sizlerle paylaşmak gerekti..
“Yıl 1935..
CHP Genel Sekreteri Recep Peker CHP ile ilgili bir vesikayı
Atatürk'e imzalatmaya getirdiğinde Atatürk vesikanın üzerine
"Partim.." sözünü yazınca Peker "Paşam
niçin CHP yazmıyorsunuz?" sormuştu.
Atatürk ise "Ne bileyim sonuna kadar CHP'nin benim
partim olarak kalacağını?" diye cevaplamıştır!..
Evet, Atatürk haklıydı!
CHP artık Atatürk'ün partisi
değildir!.
Ne Milliyetçiliği nede Ulusalcılığı kalmıştır..
Gandi’ymiş!..
Kusura bakmasın ama bugün ‘Çakma Gandi’nin ‘Çakma CHP’si’ meydandadır..
O nedenle;
Baksanıza sözde ‘Devletin partisi ‘ olarak adlandırılan CHP’nin içine Türkiye muhalifi ne varsa hepsi kaçmış!..
Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiği bir dönemde milletin üzerine daha büyük sorumluluk düşmektedir..
Hep devlete sesleniyoruz ya!
‘Devlet uyuma, vatandaşına sahip çık’ diye…
Şimdi sıra bizde.
‘Vatandaş uyuma…
Devletine sahip çık.’
Tezgah, oyun, provokasyon, ihanet karşımızda!..
Baksanıza;
Dahili ve Harici bedhahlar el ele vermiş yanı başımızda!..
'Topunuz gelin. Tepenize ineceğiz' diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'nin istikbali için nelerle mücadele ediyor, CHP Genel Başkanı ve kurmayları nelerle uğraşıyor!..
Sonrada çıkacaksınız "Bu millet diye her defasında Recep Tayyip Erdoğan diyor" diye ağlayacaksınız!..