Paşaların bilinmeyen kavgası
Abone olGünlükleri'nin yayınlanmayan bölümlerinde TSK'daki üst düzey komutanların kavgası var. Günlükten bilinmeyenler..
Türkiye Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz Ve Eldiven Gibi Bir Dizi Darbe
Girişimi Atlattığını Özden Örnek'in Günlükleri Sayesinde Öğrendi.
Ancak Günlükler Sadece Bu Konuyla Sınırlı Değil. Yayımlanmayan
Bölümlerinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Yakın Tarihte Görev
Yapmış Üst Düzey Komutanlarla İlgili Çok Çarpıcı Ayrıntılar
Var…
Özden Örnek denizcilik tarihine nasıl geçecek bilinmez ama Türk
siyasi yaşamına günlükleriyle damgasını vurdu. Bugün varsayılan
Ergenekon Terör Örgütü'ne yönelik davanın en can alıcı kısmı
2003-2004 yılında yaşanan darbe girişimleriyle ilgili. Türkiye
Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz ve Eldiven gibi bir dizi darbe girişimi
atlattığını Özden Örnek'in günlükleri sayesinde öğrendi.
Yeni Aktüel Dergisi'nden Turgay Opçin'in haberine göre günlükler
sadece bu konuyla sınırlı değil. Yayımlanmayan bölümlerinde, Türk
Silahlı Kuvvetleri'nde yakın tarihte görev yapmış üst düzey
komutanlarla ilgili çok çarpıcı ayrıntılar var. Şüphesiz bunlar
içinde en şaşırtıcı olanı Özden Örnek'in halefi Bülent Alpkaya ile
ilişkilerini anlattığı bölümler.
İki komutan görev yaptıkları süre içerisinde birbirleriyle hiç
geçinememiş. Alpkaya, Örnek'in göreve gelmemesi için Em. Alb.
Belgütay Varımlı'dan dosya istemiş. Varımlı dosyaları vermese de
Alpkaya ulaşabildiği bilgileri amirleri Hüseyin Kıvrıkoğlu ve daha
sonra da Hilmi Özkök ile paylaşmış. İki genelkurmay başkanı da
farklı zamanlarda Özden Örnek'i makamlarına çağırarak iddiaları
sormuş.
Erdil sicil notunu kırmış
Özden Örnek, Deniz Kuvvetleri'nde "Altın Çocuk"ların sonuncusuydu.
"Altın Çocuk" tabiri Bahriye'de okul yıllarından itibaren
komutanlık ve liderlik vasıflarıyla öne çıkan subaylar için
kullanılıyordu. İşte Özden Örnek, okul yıllarından itibaren
arkadaşları ve komutanları arasında hep bu sıfatla anılıyordu. O
yüzden tüm rütbeleri rahatlıkla geçti. Kurmay oldu, akademiyi
birincilikle bitirdi. Amirallik sırasında da beklemedi, ilk sıradan
"Paşa" oldu. Hiç kimse onun kuvvet komutanı olmadan emekli
olacağını düşünmüyordu. Nitekim öyle de oldu.
Ancak Örnek için sancılı süreç Kuzey Deniz Saha Komutanı olduktan
sonra başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı'ndan,
Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na gelmişti. Kendinden önceki komutan
Atilla Kıyat, olaylı şekilde emekli olmuş, Donanma Komutanlığı'na
Güney Deniz Saha Komutanı Em. Ora. Bülent Alpkaya getirilmişti.
Deniz Kuvvetleri Komutanı ise Em. Ora. İlhami Erdil'di.
Kuzey Deniz Saha Komutanlığı görevinde ilk yıl her şey yolunda
gitse de, Erdil'in emekli olacağı sene Örnek hakkında çeşitli
iddialar ortalıkta dolaşmaya başlamıştı. Örnek hem şahsıyla, hem de
ailesiyle yolsuzluk suçlamalarının hedefi olmuştu. Deniz Kuvvetleri
Komutanı Em. Ora. İlhami Erdil de, Örnek'i Salim Dervişoğlu
Paşa'nın adamı kabul ediyor, her fırsatta kuyusunu kazıyordu. Hatta
görevinin son senesinde Örnek'in sicil notunu kırmıştı. Örnek ise
İlhami Erdil'in kendisine düşük sicil verdiğini hemen öğrenmiş ama
komutanına hiçbir şey belli etmemişti.
Günlüklere göre İrfan Tınaz, Vural Beyazıt ve Salim Dervişoğlu
Özden Örnek için devreye girmiş, İlhami Erdil'i sıkıştırmışlardı.
Birlikte yenen bir yemek sonrası emekli komutanlar Erdil'i bir
kenara çekmişler ve "Atilla'yı emekli ettin, Örnek'i sana
yedirmeyiz" demişlerdi. Bu konuşmalardan Özden Örnek'in haberi
yıllar sonra olacaktı. Örnek'e bu gelişmeleri ünlü işadamı Cengiz
Yalçın anlatmış, Burak Örnek vasıtasıyla haber yollamıştı.
Örnek'i koruyup kollayanlar sadece emekli deniz kuvvetleri
komutanları değildi. Genelkurmay karargâhında da seveni-sayanı
çoktu. Em. Org. Yaşar Büyükanıt Özden Örnek'in ailecek görüştüğü
bir isimdi ve Genelkurmay'da ikinci başkandı. Yine dönemin Birinci
Ordu Komutanı Em. Org. Çetin Doğan'la Örnek çok sıkı arkadaştı.
Çevik Bir, Hurşit Tolon, Aytaç Yalman gibi isimler hep Özden
Örnek'in arkasında duruyordu. O yüzden Örnek Paşa, İlhami Erdil
engelini aşmakta zorlanmadı.
Ama asıl sorun, tüm kuvvet komutanlarının sürpriz şekilde
koramirallikten oramiralliğe terfi etmesine vize verdikleri Bülent
Alpkaya'nın kuvvet komutanlığı döneminde yaşandı. Örnek, Kuzey
Deniz Saha Komutanlığı görevinden Donanma Komutanlığı'na geçmiş,
Alpkaya'nın selefi olmuştu. Alpkaya'dan iki yıl sonra Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı görevini devralacaktı.
Alpkaya Özden Örnek'in iddiasına göre görev süresini üçüncü yıla
uzatmak istiyordu. Bu durumda da Örnek'in emekli olması
gerekiyordu. Çünkü görevdeki ikinci yılını dolduracak, önündeki
komutan emekli olmadığı için kadrosuzluk nedeniyle emekliye
ayrılacaktı. Her şey Bülent Alpkaya'nın ikinci görev yılında hız
kazandı.
RÜŞVET DEFTERİNDE ADI YER ALAN PAŞA KİM? CEVABI BİR SONRAKİ
SAYFADA
Rüşvet defterinde adı varmış
Günlüklere göre Özden Örnek, Donanma Komutanı sıfatıyla Yüksek
Askeri Şura toplantısına katılmak üzere 29 Temmuz 2002'de Ankara'ya
gitti. Aynı gün mesai bitiminde Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin
Kıvrıkoğlu tarafından kabul edilecekti. Örnek'in yakın arkadaşı
Yaşar Büyükanıt Paşa da o sırada Genelkurmay'da ikinci
başkandı.
Örnek, randevu vaktinden yarım saat önce Genelkurmay Karagahı'na
ulaştı. Yarım saat Büyükanıt'la sohbet eden Örnek'i Hüseyin
Kıvrıkoğlu tam vaktinde, yani saat beşte kabul etti. Bir süre
havadan sudan sohbet ettikten sonra sıra bir işadamında, Halil
Cemil Telli'de yakalanan bir deftere gelmişti. Bu defterde Özden
Örnek ve ailesi için yapılan harcamaların kayıt ve notları
vardı.
Halil Cemil Telli Özden Örnek'in Deniz Harp Okulu'nda hocasıydı.
AYKOR adında bir firması vardı. O yüzden ikili tanışıyorlardı. Ama
notları bulunan harcamalardan Örnek'in haberi yoktu. Defterde bu
tür notların ne aradığını soran Kıvrıkoğlu'na Özden Örnek
"Bİlmiyorum" diyerek cevap vermişti. Kendisi ve ailesinin durumunu
da izah etmişti. Görünüşe göre Kıvrıkoğlu yapılan görüşmeden tatmin
olmuştu.
Toplantı bitiminde ise Özden Örnek'i büyük bir süpriz bekliyordu.
Halil Cemil Telli'nin not defteri bir ay önce Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı'ndan gönderilmişti. Gönderilme yazısının altında kuvvet
komutanı Bülent Alpkaya'nın imzası vardı. Ve Alpkaya bu olaydan
Örnek'e hiç bahsetmemişti.
Örnek, Kıvrıkoğlu ile yaptığı görüşmenin ertesi günü Genelkurmay
Adli Müşaviri Erdal Şenel'i ziyaret etti. Şenel, bu olaydan bir şey
çıkmayacağı konusunda emindi. Komutan yani Kıvrıkoğlu büyüklük
yapmış, bir de olayı Örnek'in ağzından dinlemek istemişti. Örnek
şimdi işin aslını öğrenmenin peşindeydi. Ama uzun bir süre
beklemesi gerekecekti.
Komutanı gizlice kaydetmiş
Örnek için sıkıntılı bir yıl başlamıştı. Çünkü Bülent Alpkaya Özden
Örnek ile ilgili iddiaların bir an önce işleme konması için
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök'ü sıkıştırıyordu. Örnek de tüm
gelişmelerden İkinci Başkan Org. Yaşar Büyükanıt ve Genelkurmay
Başkanlığı Adli Müşaviri Erdal Şenel tarafından anında haberdar
oluyordu.
2003 Türk Silahlı uvvetleri için çok kritik bir yıldı. Çünkü
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ordu içindeki sertlik yanlılarının
yoğun baskısı altındaydı. Böyle bir durumda kendisini sürekli
destekleyen ve yanında olduğunu açıklayan Deniz Kuvvetleri Komutanı
Ora. Bülent Alpkaya'yı kaybetmeyi göze alamıyordu.
O yüzden Örnek hakkındaki iddialar hiç gündemden düşmemişti. Hilmi
Özkök 3 Haziran 2003 tarihinde Örnek'i makamında dinlemek
istemişti. Örnek Paşa saat 14'te Genelkurmay Başkanı'nın
makamındaydı. Günlüklere göre "İlk sözü Özkök Paşa aldı; 'Geçen
yılki olayı biliyorsun. Seni çağırmanın esas nedeni, sen benim ne
yapmamı istiyorsun? Onu sormak istedim. Karargahım ve hukukçular
bunların bir suç unsuru olmadığını ve seni suçlayamayacaklarını
söylediler' dedi. Ben de 'O defterde ne yazıyorsa hepsi yalan ve
hayal ürünü. Adam yaptıklarını değil yapacaklarını yazmış.
Dolayısıyla bunların olduğuna yani gerçekleştiğine dair bir delil
yok. Bu durumda ne makamımı ne kendii lekeleyemem. Bir Fransız
bakan on yıl önce dedikodu nedeniyle istifa edip mahkemeye gitti ve
beraat etti. Sonra da "ben beraat ettim ama prestijimi şimdi kim
kurtaracak?" diye açıklama yaptı. Bizlerin olduğu makamlar önemli'
dedim ve mevzu kapandı."
O gün Özden Örnek'e Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na giden yol
açılmıştı. Özkök de, Bülent Alpkaya'nın görev süresini uzatmak için
bu işi sürekli kurcaladığına inanıyordu ve teamüllerin aksine bir
durumun olmayacağını Büyükanıt Paşa'ya söylemişti.
Günlüklere göre asıl bomba Ağustos ayında yapılan Yüksek Askeri
Şura toplantısından sonra patladı. Albay Belgütay Varımlı, 1
Eylül'de artık Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Özden Örnek'le
görüşmüştü. Görüşmede Bülent Alpkaya ile yaptığı bir görüşmenin ses
kaydını dinletti. Alpkaya bu ses kaydında Varımlı'dan Özden Örnek
aleyhine ne bulursa getirmesini istiyordu. Amacı rakibini ortadan
kaldırıp görev süresini bir yıl daha uzatmaktı. Örnek kulaklarına
inanamadı ama ortada bir ses kaydı vardı.
Bunun üzerine Tümgeneral Erdal Şenel'e ne yapması gerektiğini
sordu. Şenel eğer dava açarsa kazanabileceğini, en azından tazminat
alabileceğini söyledi. Örnek'in kafası karışıktı ve ilk fırsatta
Alpkaya ile karşılaşmak istiyordu. Ancak bu fırsat, beklemesine
rağmen eline geçmedi. Bunun üzerine 11 Ekim 2003'te Alpkaya'ya bir
mektup gönderdi. Mektupta olan biteni bildiğini, Varımlı'nın
kendisine her şeyi anlattığını söylüyor ve sitem ediyordu.
"Bülent Amiralim, ek'te gönderdiğim yazıyı Alb. (e). Belgütay
Varımlı 1 Eylül 2003 tarihinde bana getirip verdi. Esasında 4
Ağustos 2003 günü verecekmiş ama Şura'dan sonra beni bulamamış.
Kendisini tanıdığınızı zannediyorum. Bu yazıyı, sizi Deniz Harp
Okulu açılış töreninde göreceğimi zannettiğim için daha önce
göndermedim. Yüz yüze konuşmak istiyordum. Eğer bu bilgi doğru ise
utanılacak bir durum. Koca bir oramiral süresini uzatmak için,
"adam" diyerek bahsettiği bir başka oramiral hakkında belge
istiyor. İstediği kişi de bir albay. Ne askerlik anlayışına sığan
bir davranış, ne de ileri sürülen gerekçeler gerçek. Eğer bu bilgi
yanlış ise Belgütay'ı mahkemeye vereceğim. Ama doğru ise
Genelkurmay Başkanı'na giderek kendisi ile konuşup ona göre işlem
yapacağım. Unutmadan söyleyeyim, Belgütay bu yazı ile birlikte bir
de ses kaydı verdi. Kendi göğsünde taşıdığı bir kayıt cihazı ile
yapmış. (...) Size verdiklerimin bir kopyasını Genelkurmay
Başkanı'na da vereceğim. Belki kendisine kötü şeyler fısıldanmış
olabilir. Gelişmeler hakkında bilgi vermek istedim."
Türkiye'nin en gerilimli yıllarında görev yapmış iki komutanın
kavgasında durum mahkemeye intikal etmemiş. Ama Alpkaya ve Örnek'i
o tarihten sonra birlikte gören de olmamış...