Paşa ut çalıyor Perinçek ders veriyor
Abone olUlusal Kanal İzmir Temsilcisi Gazeteci Hayati Özcan, 18 aydır tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nde yaşadıklarını anlattı.
Önceki gün ’Ergenekon’ davasından serbest bırakılan
Ulusal Kanal İzmir Temsilcisi Gazeteci Hayati Özcan, 18 aydır
tutuklu kaldığı Silivri Cezaevi’nde yaşadıklarını
anlattı.
25 Mart 2008’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Ulusal Kanal
İzmir Temsilcisi, İşçi Partisi Ulusal Strateji Merkezi Üyesi ve
İşçi Partisi İzmir İl Yöneticisi Hayati Özcan perşembe gecesi
tahliye oldu. Serbest kalır kalmaz İzmir’e giden Özcan, Vatan’da
’Ergenekon’ sanıklarının moralinin çok iyi olduğunu ve çoğunun günü
kitap, gazete okuyup yazı yazarak geçirdiğini söyledi. İşte
Özcan’ın Silivri izlenimleri:
’Biz bir aile olduk’
“İçeride kimse birbirini tanımıyordu. Tanıştık ve bir aile olduk.
Birimizin bir derdi, yarası olduğunda hepimiz koşuyorduk. Cezaevi
idaresi ve güvenlik görevlileri bize hep anlayışlı ve medeni
davrandı. Yasa neyse cezaevinde o uygulandı. İçeride yaşadığımız
tek problem altyapı ve özellikle sağlık hizmetlerine ilişkin
eksikliklerdi.”
Perinçek ders veriyor
“Ben Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi hukuk danışmanı, Aydınlık
Dergisi yazarı Avukat Emcet Olcaytu ile beraber kalıyordum. Tüm
Ergenekon sanıklarının başına kötü olaylar geldi. Kimisi içeride
büyük rahatsızlıklar atlattı, kimisi felç oldu kimisinin babası
öldü. Ancak herkes moralini yüksek tuttu. Emcet Bey çok güzel yemek
yapıyor. Doğu Perinçek sayesinde birçok Ergenekon sanığı
’gladyo’nun ne olduğunu öğrendi. Çoğunlukla günde 9-10 gazete
okuyup, köşe yazarlarını tarıyor ve bol bol kitap okuyorduk. Asker
kökenlilerle ilk başta aramız soğuktu ancak tanıştıkça bizim onları
onların da bizi yanlış bir bakış açısıyla değerlendirdiğini, araya
kan girdiğini algıladık ve bu soğukluğu kırarak kardeş olduk.”
Malta’daki yurtseverler
“Anlaşamadığımız insanlar da oldu. Örneğin Mehmet Zekeriya Öztürk.
Kendisinin kim olduğunu biliyoruz. Mehmet Eymür’ün adamı. Veli
Küçük harika ut çalıyor ve bu aralar ’Malta’dan bugüne’ adlı bir
tarih çalışması hazırlıyor. Çalışmasında Malta’daki yurtsever
aydınlarla şu anda Ergenekon’dan hüküm giyen yurtseverleri
kıyaslıyor. Kendisine nasılsınız diye sorduğumuzda ’Görev
başındayım gayet iyiyim, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ndeki 1’inci
vazifemi yapıyorum’ derdi. Oktay Yıldırım ve Mehmet Demirtaş’ın
edebiyat kabiliyetleri çok yüksek. Edebi makaleler yazıyorlar.
Ergenekon sanıkları daha öncekilere benzemeyen çok farklı bir
edebiyat çalışması yapıyor.”
Danıştay faillerini dışladık
“Danıştay faillerinin kaldıkları odalar bizimkilerden farklı ve
ayrı bir bölümde. Yemeklerini bile ayrı bir bölümde yiyorlar.
Elbette Arslan ve Yıldırım’ın gelmesiyle bizim aramızda bir
huzursuzluk oluştu. O insanları görmek istemiyoruz. Ergenekon
sanıkları düzgün giyinen, medeni ve konuşmasını bilen insanlardır.
Osman Yıldırım ve ekibi ise dağınık, sürekli saldıran ve kriminal
insanlar.”