Paşa, Milli Görüşçüler'le görüştü
Abone olAnkara bu tartışmalarla çalkalanırken Ahmet Hakan, olayların seyrini değiştirecek şok bir iddia da bulundu.
İŞTE AHMET HAKAN COŞKUN'UN YAZISI Asparuk'un masasında bir Milli
Görüş yetkilisi! 2001 Mayıs ayı... Yer Kopenhag Türkiye
Büyükelçiliği... Toplantıya dönemin Milli Güvenlik Kurulu Genel
Sekreteri Orgeneral Cumhur Asparuk başkanlık ediyor... Karşısında
Danimarka'da örgütlü Türk derneklerinin temsilcileri var...
Katılanlardan biri de Milli Görüş Örgütü'nün Danimarka'daki
temsilcisi Zeki Koçer... Asparuk'un bu toplantıyı düzenlemesinin
tek bir nedeni var Bütün ülkeler, yurt dışında kendi tezleri
doğrultusunda kamuoyu oluştururken, çeşitli örgütlerin çatısı
altında toplanan Türkler'in Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle hiçbir
ilişkisi yok. Ülkücüsü, Alevisi, İslamcısı... Hiçbiri Türkiye'nin
çıkarları doğrultusunda birleşemiyor, lobi yapmıyor. Konu Milli
Güvenlik Kurulu'nda gündeme geliyor. Dönemin MGK Genel Sekreteri,
bu tür bir örgütlenmeyi sağlamak amacıyla görevlendiriliyor.
Asparuk, Avrupa çapında yaptığı bu kritik toplantılardan birini de
Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da düzenliyor... Danimarka
Büyükelçiliği, bir davetli listesi belirliyor. Liste belirlenirken
'ayrımcılık' yapılmıyor... Hem Alevi örgütünün temsilcisi, hem de
Kopenhag'da Milli Görüş Teşkilatı'nın temsilcisi olarak bilinen
Zeki Koçer, listeye alınıyor... **** Zeki Koçer, Danimarka'da Milli
Görüş Teşkilatı'nın temsilcisi olarak biliniyor. Dindar kişiliğiyle
ve yaptığı etkin faaliyetlerle tanınıyor. Koçer, aynı zamanda
Danimarka'da örgütlü Danimarka Müslüman Göçmenler Teşkilatı'nın da
başkanlığı görevini yürütüyor... Zeki Koçer, iki yıl önce yapılan
toplantıyla ilgili şu bilgileri verdi bana "Cumhur Asparuk Paşa ile
çok yararlı bir görüşme yaptık. Kendisi bizi bazı temel meselelerde
bilgilendirdi. Biz de görüşlerimizi anlattık. Karşılıklı fikir alış
verişinde bulunduk. O zamana kadar yapılmamış, ihmal edilmiş bir
toplantıydı..". Asparuk, o toplantıda dört ana konu üzerinde durmuş
Ermeni sorunuyla ilgili Türkiye aleyhine ortaya atılan tezlere
karşı Avrupa'daki Türkler'in yapabilecekleri, Kıbrıs sorununda
Türkiye'nin haklı davasının Avrupa'daki çeşitli platformlarda dile
getirilmesi, Ortadoğu'daki İslami gelişmeler karşısında Türkiye'nin
konumu ve Türk Cumhuriyetleri'yle ilgili gelişmeler... Evet.. Milli
Güvenlik Kurulu'nun, iki yıl önce Türkiye'nin dış politikada çok
sıkıştığı bir dönemde ortaya koyduğu vizyon buydu. **** Gelelim
bugüne... Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, büyükelçilere, "teröre
bulaşmamış tüm derneklerle ilişki kurun" diye bir genelge
yolluyor... O zaman soralım Avrupa'daki örgütler dışlansın mı?
Bunlarla diyalog kurulmasın mı? O zaman neden şikayet ediyoruz
Avrupa'daki yalnızlığımızdan ve sesimizin duyulmamasından? Milli
Güvenlik Kurulu'nun bile muhatap aldığı bir örgütün temsilcilerini,
neden Büyükelçiler muhatap almasın? Aleviler tehlikeli, Milli
Görüşçüler şeriatçı, milliyetçiler kuşkulu, hatta Diyanet'in
Avrupa'daki temsilcilerine bile güven olmaz... Peki geriye ne
kalıyor?