Paris cinayetlerinde Alman istihbaratı şüphesi
Abone olParis’te 2013'te 3 PKK'lının öldürülmesini soruşturan Fransız Savcılığında, cinayetlerin MİT’le ilişkisine dair kesin kanıt bulunmuyor.
Suç duyurusuna göre katil zanlısı Güney'in Almanya'da irtibatlı olduğu bir şahsa da polis operasyonu yapıldı ancak Alman makamları şahsın yargılanmasına müsade etmedi.
Davayla ilgilenen Le Monde gazetesi köşe yazarı Seelow, bu durumun bahsi geçen kişinin Alman istihbaratı için çalışıyor olma ihtimalini akla getirdiğine işaret ediyor.
Diğer yandan Savcılık, "Paralel Yapı" ve aşırı miliyetçilerin rolüne ilişkin iddiaların da peşine düştü.
Paris'te Kürt Enformasyon Bürosu’nda 9 Ocak 2013 tarihinde Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez silahlı saldırıda öldürülmüştü. Saldırının tek sanığı olarak tutuklanan 30 yaşındaki Ömer Güney hakkında "terör örgütü ile bağlantılı olarak cinayet işlemek suçundan" dava açılmasına karar verilmişti.
Paris Savcılığı iki yıllık soruşturma sonrası hazırladığı suç duyurusunda, esas şüpheli olarak gördüğü Ömer Güney'in Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasını istediğini belirtti.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Paris savcılığı sözcüsü Agnes Thibault-Lecuivre, yürüttükleri soruşturmada, PKK'ların öldürülmesinde MİT'in Güney'e yardım etmiş olabileceğine dair unsurlara ulaştıklarını fakat kesin kanıtların henüz ellerinde olmadığını belirtti.
YETERİNCE KANIT YOK
Thibault-Lecuivre, "Elimizdeki unsurlar Güney'in MİT adına hareket etmiş olabileceğini gösteriyor, fakat elimizde yeterince kanıt yok", ifadesini kullandı.
Şu ana kadar edindikleri bilgilerin davanın sonuçlanmasına yetmeyeceğini bildiren Thibault-Lecuivre, "Türk yargı makamlarından Güney'in Türkiye'de görüştüğü kişilerle ilgili bilgi istedik fakat makamlar talebimizi reddetti. Dava süresince Türk yargısı daha fazla bilgi paylaşmazsa, süreç tamamlanamayabilir" dedi.
FRANSIZLAR "PARALEL YAPININ" ROLÜNÜ ARAŞTIRIYOR
Fransız Le Monde gazetesinin ulaştığı ve önceki gün yayınladığı suç duyurusunda, "Birçok unsur MIT'in suikastların teşvik ve hazırlanmasında müdahil olduğuna dair şüphe uyandırıyor. Ömer Güney'in casusluk faaliyetleri yürüttüğü ve Türkiye'de bulunan bir veya birden çok kişiyle bir çok kez gizli irtibatta bulunduğu tespit edilmiştir(...) Fakat, soruşturmalar MİT ajanlarının olaylara resmi bir biçimde, üstlerinin onayıyla mı yoksa kendi istihbarat servisinin bilgisi dışında, kurumun adını lekeleme veya barış sürecine zarar verme amaçlı mı katıldıklarının tespitini sağlamaya yetmemiştir” ifadeleri kullanılıyor.
Le Monde gazetesi, suç duyurusunda yer alan bu ifadelerden hareketle "Paralel Yapı"ya dikkati çekti. Konuya, “Olası hedef: Çözüm Süreci’nin ‘sabote’ edilmesi” ara başlığı ile değinen gazete, şu hususlara yer verdi:
“(Olaydan) İki ay sonra 14 Mart (2014) tarihinde bir Türk internet sitesi yeni bir tez ortaya atıyor. Sitenin iddiasına göre kayıtta tespit edilemeyen iki sesten biri, "Gülen hareketinin polis imamı" olarak tanıtılan Ömer Kozanlı'ya (Kozanlı Ömer) ait. ABD'de sürgünde yaşayan Fethullah Gülen önce Erdoğan'ın iktidara gelmesini destekleyip sonrasında bağlarını koparmasına rağmen, devlet kurumları nezdinde çok etkin olmaya devam ediyor.”
Gazetenin değerlendirmesine şu sorulara dikkat çekilerek son verildi:
“Paris’te 9 Ocak 2013’te 3 Kürt aktivistin öldürülmesi emrini kim verdi ? Bizzat başlattığı barış sürecini engellemek isteyen Türk hükümeti mi, MİT’te Gülen hareketinin sızdığı sert fraksiyonlar mı ya da orduya yakın ve Ömer Güney’in de kendini yakın bulduğu MHP mi ?
ALMAN İSTİHBARATININ ROLÜ
Savcılığın, sorgu hakimine gönderdiği suç duyurusunda ayrıca, Güney'in Almanya'da "birçok kez görüştüğü" bir kişiden yardım almış olabileceği ifadesi de yer alıyor. Suç duyurusunda, Alman makamların bahsi geçen kişinin evine polis baskını düzenlenmesine izin verdiği fakat Fransa'da yargılanmasına müsaade edilmediği kaydediliyor.
Davayla ilgilenen Le Monde gazetesi köşe yazarı Soren Seelow ise AA'ya yaptığı açıklamada, Almanya'da bahsi geçen kişinin Alman istihbaratı için dışarıdan bir muhbir olarak çalışabileceğini belirterek, "Almanya'nın polis aramasına önce izin vermesi fakat sonrasında yargılanmaya karşı çıkması bahsi geçen kişinin Almanya için de faydalı olabileceği şüphesini uyandırıyor" dedi.
Savcılık Sözcüsü Thibault-Lecuivre, Alman istihbaratının süreçte rolü olabileceğine dair iddia için de "Bu ihtimale suç duyurumuzda atıfta bulunuluyor fakat en son vurguladığımız ihtimallerden biri değil", şeklinde konuştu.
Suç duyurusunda yer alan bir diğer ayrıntıya göre Güney, PKK'lıların öldürülmesinden bir gün önce Kürt Enformasyon Bürosu'na üye 300 kişinin fotoğraflarını çekip yurtdışında bir kaynakla paylaştı. Ancak Savcılık Sözcüsü Thibault-Lecuivre, konu hakkında davanın bu aşamasında yorum yapamayacaklarını dile getirdi.
Paris savcılığının hazırladığı suç duyurusu, yabancı bir istihbarat servisinin Fransız topraklarında işlenen bir suikastta rolü olabileceğine dair bir ifade kullanması nedeniyle Fransız yargı sistemi için bir ilk olma özelliği taşıyor.
Fransız Sorgu Hakimliğinin, iki ay içerisinde savcılığın talebine cevap vermesi bekleniyor.
MİT OLAYLA İLGİSİ OLMADIĞINI AÇIKLAMIŞTI
Paris'teki PKK'lıların öldürülmesinde MİT'in rolünün olduğu iddiaları, 14 Ocak 2014'te Teşkilat tarafından yapılan açıklama ile reddedilmişti.
Açıklamada, MİT'in cinayetlerle "kesinlikle bir ilgisi olmadığı" vurgulanarak, "Söz konusu yayınların, Çözüm Süreci'nde aktif rol üstlenen Teşkilatımızı yıpratmaya ve bu süreçte görev alan personeli deşifre ederek görevlerini yapamaz hale getirmeye yönelik bir operasyon olduğu değerlendirilmektedir" ifadelerine yer verilmişti.