Paranoyak toplum!

.

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Afyon'daki patlamada sabotaj yokmuş.Bomba uzmanlarının hazırladığı rapora göre ihmal var, sabotaj yok… İnandık mı peki bu rapora? "İki kişiden biri inanmadı!" Çünkü ötekileştirdiler hepimizi, herkes tarafının inandığına inanıyor, ama genelde güven sorunumuz var.

Kafamız karışık, kesin bir şeyler saklanıyor bizden, pimi üzerinde olmayan bomba nasıl yanlışlıkla patladı gibi hiç de "uzmanlık" alanımıza girmeyen şeyleri sorgulamaya başlıyoruz toplum olarak.

Şehit sayısı açıklandığında bile, kesin daha fazla şehit vardır bizden saklıyorlar diyebiliyoruz, öldürülen terörist sayısında ise hep abartı olduğunu düşünüyoruz! Yalan mı? 

ÖSYM'nin yaptığı sınavların sonuçlarına, yapılan sınavlara güven var mı? İşte bu noktada neredeyse tüm halk hemfikir, sanırım Cumhuriyet tarihinde "en güvenilmez kurum" olmayı bu kadar başarabilmiş başka bir kurum yoktur! Ali Demir'in neden ısrarla o görevde tutulduğunu asla anlayamayacağım, bir kuruma şaibe etiketi yapıştırmış birinin, bunca eleştiriye rağmen orada oturuyor olması bile zaten kurumun yapısına gölge düşürmeye yetiyor, neyse diyeceğim şu ki, güvenmiyoruz!

Çocuk tecavüzlerinde, cinsel istismara uğrayan vakalarda çocuk aleyhine rapor verebilen, "çocuğun ruhsal durumunda bir bozulma olmamıştır" diyebilen Adli Tıp da güven sorunu yaşayanlardan.

Artık herkes bir gruba dahil ve grup neye inanıyorsa ona inanılıyor, beyni başka şeylerle meşgul ederek uyuşturmak tam da budur işte!

Güven sorunu yaşatarak insanları bir gruba ait olmaya zorlamak, bütün otoriter rejimlerin klasik numarası!

Sınav sonrası yapılan mülakatlarda "torpil" yapılmadığını düşünen var mı? Hastanede bile tanıdık biri vasıtasıyla muayene sırası öne aldıran Türk toplumu bunu nasıl düşünebilir ki zaten!

Hiçbir kuruma güvenimiz kalmadı, bir doktor "ameliyat gerekli" dediğinde bile, "bıçak parası için öyle diyor" diye düşünüp başka doktorlara gidenler bizler değil miyiz?

Eşinden şiddet görüp polisi arayan kadına "Kendiniz halledin, aile arasına giremeyiz" diyebilen polislerin bulunduğu kurumun toplum arasındaki algılanışı nasıldır, siz tahmin edin, sadece bir polis bile bunu dese bütün polislerin sırtına bu kamburu yüklemek hakikaten toplumun suçu değil, kurumun kendine olan güveni kendinin kazanması lazım, tabi, biber gazı ve cop kullanmadan! 

Bütün kurumlar güvenini tek tek kaybederken, güven eksikliği bütün toplumu sarmış durumda.

Ne TSK'ya güven kaldı, ne ÖSYM'ye, ne Adli Tıp Kurumu'na, ne polise…

Ne apartman yöneticisine!

Güvenli yaşayışımızı, sonucunu umutla bekleyişlerimizi sona erdirdiler.

Hepimiz paranoyak olduk çıktık!

twitter.com/nsrnylmz