Paran yoksa öl diyorlar!

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Şaşırmış bunlar; iktidar fakir fukaraya yardım ettiği için kızıyorlar. "Paran yoksa öl" diyorlar bir başka deyişle...
Ne diyor Başbakan?
"Valilerimiz, kaymakamlarımız şunu bilecek... Eğer (vatandaşın) evinde sobası yoksa, sobasını da al! Benim fakirim, gururludur, onurludur, senin kapına gelmesini beklemeyeceksin, sen gideceksin, arayacaksın bulacaksın, gerekirse kamyonun şoför mahalline oturacaksın, kapıyı çalacaksın, kömürü sen vereceksin. Bunu yaptığın gün Türkiye ne olur biliyor musun? Türkiye uçar, uçar!"
Bu sözler yadırganıyor!
Vatandaşa yapılan yardım için "sadaka kültürü" diyorlar. Oysa, hükümet bu iş için bütçe ayırmış, 291 milyon YTL'yi fakir fukaraya dağıtmayı kararlaştırmış...
Çileli vatandaşa, "Paran yoksa öl" sözleriyle sahip çıkardık eskiden. Şimdi ise vatandaşının ölmesini istemeyen iktidara "Niye veriyorsun?" diye kızıyoruz!
Nereden nereye!

Sarıgül, Koç'la beraber değil!
"Sarıgül-Koç elele"
yazıma Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'den itiraz geldi:
-Asla!
Sarıgül'
ün kendince mahul gerekçesi var:
-Haluk Koç meydanlarda yok.
-Olursa...
Yukarıda "Asla!" diyen Sarıgül, Koç'un meydanlarda destek bulması halinde tam destek vaadediyor:
-Bir tek Haluk Bey değil, Sayın Baykal da halkın desteğini arkasına alırsa, emrinde oluruz.
Halkın sevgisini ön plana çıkarıyor Sarıgül.
CHP'de delege ile değil, kitlelerle genel başkanlık seçimi yapılmasını istiyor:
-Delege ile başbakan olma dönemi bitti.
-...?
-Halk seçsin.
-Nasıl?
-Hazineden alınan paralarla.
Özal'ı kendine örnek almış Sarıgül:
-İkinci Özal dönemi başlıyor.
-O ne başkan?
-Özal'ın pratik ekonomi ve dünya görüşünü uygulayacağız.
Sarıgül'ün ağzı iyi laf yapıyor.
Ağzından çıkan her söz haber!
Ama...
Kazın bir de öteki ayağı var...
Biliyorsunuz Mustafa Sarıgül CHP'den ihraç edildi.
O artık partisiz biri...
-Hangi çatı altında yapacaksınız bunları başkan?
Sarıgül meydan okuyor adeta:
-Mahkeme sürüyor, döneceğim.
-Ya mahkeme aleyhte sonuçlanırsa.
-Hayır, CHP şahıs partisi değil ben yine döneceğim.
Sonuç:
Sarıgül, Koç'la işbirliği yapmaya niyetli değil.
Diyor ki:
-CHP'yi iktidara ben taşıyacağım.
Ve iddiasını bir çağrı ile noktalıyor:
-Herkes bana inansın ve peşime düşsün.


CHP adayları önceden belirlenecek!
CHP lideri Deniz Baykal'ın "Adaylarımızı erken açıklayacağız" sözünü "Siyasi kurnazlık" olarak yorumlamıştım hatırlarsanız.
İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin aradı dün: 
-Sayın Genel Başkan'a haksızlık etmişsiniz.
-Neden?
-Adayların erken belirlenme fikri benim. İşin içinde "siyasi kurnazlık" yok. Amacımız seçimlerden çok önce yola çıkıp, mesafe almaktır. Ben her fırsatta İstanbul'u AK Parti'den geri alacağımızı söylüyorum. Bunu nasıl yapacağız, şimdiden çalışarak.
-Peki aday adayları bir beklenti içine girmeyecek mi?
-Hadi Bey, çok şeffaf bir politika izliyoruz. Hiç kimse beklenti içine girmeyecek, hak eden aday olacak.
Meraklısına duyurulur!

Git Mehmet Bey!
DP'de Ağar'ın ekibi son bir hamle yaparak, 5-6 Ocak tarihlerinde yapılacak Olağanüstü Kongre'yi iptal etmek istedi.  Ama olmadı; GİK üyeleri Ağar'ın çağrısına uymadı.
Ankara'da olan GİK üyeleri, yapılan çağrıya "İtalya'dayım" diye cevap verdi.
Bunun anlamı nedir biliyor musunuz?
GİK heyeti bu tavrıyla şu mesajı veriyor:
-Artık git!
Aynen öyle...
Haklılar... Çünkü Ağar'ın her hareketi DP'ye zarar artık. Cindoruk'la anlaştı kimseye haber vermeden. Hüsamettin Bey çekildi malum; şimdi Çağrı Erhan'ı sürdü öne.. O olmadı Rıfat Serdaroğlu.. Velhasıl-ı Ağar partisini emanet edeceği bir kişiyi bulmakta zorlanıyor.
Niye?
Mehmet Bey bu soruyu kendisine soruyor mu acaba?