Papila yine olay oldu

Fenerbahçe-Trabzonspor maçındaki kararlarıyla gündeme gelen FIFA kokartlı hakem Cem Papila, "Benim kişiliğimle oynamaya kimsenin hakkı yok" dedi. Işık Sigorta tarafından Kalyon Oteli’nde düzenlenen "Ayın Altın Adamı" yarışmasına katılarak mart ayı ödülünü alan Cem Papila, burada spor yazarlarından oluşan jürinin sorularını yanıtladı. Cem Papila konuşması sırasında zaman zaman ses tonunu yükseltti ve gazetecileri eleştirdi. Bunun üzerine, jüride yer alan bazı gazeteciler, "dövseydin bari" diyerek tepki gösterdi ve toplantı salonunu terk etti. Cem Papila, geçen sezonki Beşiktaş-Samsunspor ve bu sezonki Fenerbahçe-Trabzonspor maçlarındaki yönetimlerinin ligin kaderini değiştirdiği iddialarıyla ilgili bir soruya, medyada çalışan herkese saygı duyduğunu, herkesin işini elinden geldiğince iyi yapmaya çalıştığını, kimseye de işini öğretecek konumda olmadığını vurgulayarak, şöyle yanıtladı: "Ama kimsenin de FIFA hakemi olmuş birisine hakemliği öğretecek konumda olmadığını düşünüyorum. Ben şu anda Türkiye’de bu işi uygulayan en üst seviyedeki 7 hakemden birisiyim. Basın mensuplarına saygım var ama bana müsabakada nerede duracağımı öğretmeye çalışılmasına ben saygı duymuyorum. Bana duracağım yeri gösteriyorlar. Benim yaptığım işe saygı göstermeleri gerekiyor. Benim de basın mensubunun işine saygı göstermem gerekiyor ve bana yapılacak eleştirilerin de sadece eleştiri düzeyinde kalması gerekiyor. Benim kişiliğimle oynamaya kimsenin hakkı yok." "BUNLAR TAMAMEN HİKAYE" Cem Papila, geçen sezon ve bu sezon verdiği kararlarla ligin kaderini belirlediği şeklindeki iddialarla ilgili olarak da "Bunlar tamamen hikaye. Böyle bir şey yok" dedi. Birinci Süper Lig ve İkinci Lig (A) Kategorisi’nde üst üste son 8 haftada yönettiği maçları tek tek sıralayan Cem Papila, şöyle devam etti: "Bu maçların hangisi kolay maç? Hangisi sıradan maç, çekirdek maç. Ama bazı maçlar daha zordur, doğrudur. Bir hakem için yöneteceği ilk maç, en önemli maçtır. Ben bu ciddiyetle bakıyorum. Elimden geldiğince bu ciddiyetle maç yönetmeye çalışıyorum. Bu sezon 16 tane Süper Lig maçı yönettim. Bu 16 maçın 4 tanesi Galatasaray, 4 tanesi Fenerbahçe, 4 tanesi Trabzonspor, 1 tanesi de Beşiktaş maçı. 16 maçın 13 tanesi dört büyüklerin maçları. Eğer şampiyonluğa bu takımlar oynuyorsa, bu maçlarda birileri yenecek, birileri yenilecek. Şimdi bu istatistikler olmadan, bir müsabakadan önce bütün basın tarafından ’Cem Papila bu maça atanması gereken hakem’ olarak takdim edildikten sonra ve maçı elimden geldiği kadar iyi yönettikten sonra birilerinin çıkıp beni karalamaya hakkı yok." "İLK GOL OFSAYT, AURELİO’NUN HAREKETİ PENALTI DEĞİL" Cem Papila, bir soru üzerine de, Fenerbahçe’nin Trabzonspor’a attığı ilk golde ofsayt olduğunu itiraf ederken, Trabzonspor atağında Aurelio’nun ceza alanı içinde eliyle müdahalesinin de kesinlikle penaltı olmadığını söyledi. Papile, yardımcı hakemlerle diyaloğu konusunda da, şöyle konuştu: "Bir müsabakanın hakem yönetimini ayrı, yardımcı hakem yönetimi ve genel yönetimini ayrı olarak değerlendirmek lazım. Hakem olarak ben iyi bir müsabaka yönettiğimi düşünüyorum. Ama her zaman yardımcı hakemimin yapmış olduğu hatalardan da kendimi sorumlu tutarım. Bu ayrı bir şeydir. Yardımcımın hatası da benim hatamdır. Bunu böyle değerlendiriyorum, gözlemci de böyle değerlendirdi. Gözlemcinin raporunu henüz görmedim. Benim 5 ile 10 arasında not almaya, gözlemcinin de not vermeye hakkı var. Verilmiş nota saygı duymam gerekir. Hakem olarak iyi maç yönettiğimi düşünüyorum ama yardımcı hakemin hatasından kaynaklanan hata da benim hatamdır." "HAKEMLİĞİ BIRAKMAMI SADECE 3 KİŞİ İSTEYEBİLİR" FIFA kokartlı hakem Papila, geçen sezonki Samsunspor maçının ardından Beşiktaş, bu sezon da Fenerbahçe maçının ardından Trabzonspor camiasından yoğun tepki almasının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Ben buraya tırnaklarımla kazıyarak geldim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Türk futbol camiasında 2 tane kulüp yok. Birinci Süper Lig ve İkinci Lig (A) Kategorisi’nde 18’er kulüp, İkinci Lig (B) Kategorisi ve Üçüncü Lig’de kulüpler var. Yani burada futbol kamuoyunun, Kulüpler Birliği’nin düşüncesi benim için önemli. Büyük kulüp, küçük kulüp ayrımı yapmam. Herkes kendince büyük. Benim, hakemliği bırakmamı söyledikleri zaman dinleyeceğim 3 kişi var: Futbol Federasyonu başkanı, MHK başkanı, eşim bırakmamı isterse, bırakırım. Bunun dışında kimse, kendi isteğimin dışında bana hakemliği bıraktıramaz."