Keşan Müftüsü'nün Noel Baba hakkındaki sözleri günün gündemi.
Sokakta, işyerlerinde ve sosyal paylaşım sitelerinde o sözler
tartışılıyor.
Müftü bey diyor ki;
"Noel Baba adam olsa, düzgün dürüst biri olsa zaten bacadan
değil kapıdan girer eve. Kaldı ki bizim dinimizde eve ön kapıdan
giriniz diye emrediliyor.."
Müftü beyin bu sözünü bulunduğu ortamda anlatan herkesin yüzünde
bir tebessüme rastladım ben.. Belli ki bir espri niyetine de
söylenmiş..
Ama anlaşılan o ki birileri durumdan ciddi ciddi kıl kapmış.
O bildiğimiz hastalık kıpırtı halinde yayılmaya başlanmış
tekrar..
Şöyle şak diye laf oturtmalar, "Şekerim bu gericiler yine
hortladı" diyenler, yorum yaparken artizleşenler, gıdısını
şişirip, kaşlarını yukarı doğru havalandırıp bilgiç bilgiç
konuşanlar..
Dersiniz ki Müftü bey Noel Baba'ya değil de mübareklerin anasına
babasına küfretmiş..
Sözün sahibi Papaz değil de Müftü olunca hakaretin bini bir para
anlayacağınız..
Beni en çok etkileyen yorumu ise Facebook üzerinden bir arkadaşım
yapmış..
Diyor ki;
"Sözde müftüye göre Noel baba tersten giriyormuş; sen de
imam baba ol da kapıdan gir bakalım insanları sevindir; mutlu et...
Yahu bir gramcık hayalgüçleri bile yok bunların..."
Cümlenin girişine dikkat lütfen.. Hoşa gitmeyen bir söz söyleyen
hemen bir tenzili rütbeye uğratılıyor ve "Sözde
Müftü" oluveriyor..
Ah be kardeşim..
O imam baba olalı çok oldu da senin haberin yok.. Hastalıkta eve
geçmiş olsuna giden odur, cenazede başucunda bulunan ve son
yolculuğunda arkandaki cemaate sana hakkını helal etmeleri için
çağrıda bulunan odur, nikahında sizi dini olarak birbirinize emanet
eden odur, camiye bacadan girmeyen ve en ön safta sana papazlar
gibi kutsal su içirmese de Allah'a af çağrısı için yol gösteren
odur..
O'dur da bunlar senin hoşuna giden şeyler değil..
Dini Nikah için gelince "Bu devirde bu yobazlıklar hala var
mı?" dersin. Hasta ziyaretinde görünce, "Ne bu
şimdi ha? Şifa dağıtmaya mı gelmiş bu molla?" dersin.
Sabah ezanını okurken, "Rahatsız oluyorum uykum bölündü
kardeşim" diye ana avrat dümdüz gidersin. Camide
vaazı veya Hutbe'yi biraz uzatınca, "İşim gücüm var ya bu
ne gerizekalı imam. Daha da ben bu camiye gelmem" dersin..
Çocuğunu Kur'an kursuna davet edince çıldırır "Küçük yaşta
beynine gericiliği sokuşturuyorlar" diye
madernleşirsin..
Daha nasıl imam baba olsun bu adamlar.. Bir Noel Baba kadar değer
görmeleri için illa hayal mi satsınlar..
Hayır yani merak ediyorum ne yapsın da size yaransın? Diğer
dinlerde olduğu gibi dini sizin inançlarınıza göre mi
yorumlasın?
***
Hrıstiyanlıkta çocukların kiliseye ve dinine bağlı kalmaları için
ne yapılır bilir misiniz? Muhtemelen duymuşsunuzdur belki ama ben
yine de çift dikiş olması niyetine anlatayım..
Çocuk kiliseye gitme çağına erişince babası alır o çocuğu bir
oyuncakçıya gider.
"Beğendiğin en güzel hediyeyi beğen" der çocuğa..
Çocuk beğendiği hediyeyi gösterince, "Yok bu çok pahalı
bunu alamayız" der ve ucuz bir oyuncak alarak geri eve
getirir. Sonra tekrar aynı oyuncakçıya uğrar ve o hediyeyi alıp
direk kiliseye gider ve Papaz efendiye teslim eder..
Çocuk pazar günü kilisenin kapısına vardığında papaz elinde o çok
beğendiği hediye ile karşılar.. "Yüce Tanrı senin bu
oyuncağı çok istediğini söyledi ve benim elimden sana hediye olarak
gönderdi" der.. Akabinde her gidişinde çeşitli küçük
hediyeler vererek onun ibadethanesine ve dinine bağlı biri olarak
yetişmesine arabuluculuk eder..
Bir de bizi düşünün..
Çocuğu Kur'an Kursu'na götürmek isteyen babalara annelere nasıl
baktığımızı bir gözünüzde canlandırın..
Papaz çocuğa hediye verirken ulu zat olur ama bizim imam çocuğa
Kur'andan bir harf öğrendi diye şeker verince, "Ne oluyor
lan? İmam sübyancı mı? Çocuğu şekerle mi kandırıyor
acaba?" diyenlerimiz var mı, yok mu?
Söyleyin o vakit ey mülkperestler, sermayedarlar ve
muktedirler..
İmamların imam baba olması için ne yapması gerekiyor siz
söyleyin?
Bu insanlar "Çan"ınıza ot tıktıkları için mi bu
kadar muzdaripsiniz?