Papa'nın sağlığını Ağca bozdu!
Abone olPapa İkinci Jean Paul'ün hayatında, Mehmet Ali Ağca'nın 13 Mayıs 1981'deki suikast girişimi ''önemli dönüm noktası'' oldu. Papa'nın sağlığı bu olaydan sonra bozuldu..
Suikast girişiminin gerçek mimarının kim olduğu konusundaki muamma devam ediyor. Papa da dahil olmak üzere Vatikan yetkilileri, girişimin ardında o dönemin Doğu Bloku ülkelerinin bulunabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Ancak suikast girişimi konusunda bilinen iki gerçek var: Birincisi, yaralanan Papa'nın o dönemden itibaren eski sağlıklı konumunu yitirmiş olması; ikincisi, girişimin Papa'yı Katolik inancında Hazreti Meryem'in kültünün hararetli savunucusu yapmış olması. Papa, suikast girişiminden sonra beyanatlarında kendisini ölümden kurtaranın Hz. Meryem olduğunu söyledi. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi'yi 1 Şubat 1979 tarihinde öldüren ve Papa'ya suikast girişimi nedeniyle ömür boyu hapse mahkum olan Ağca'nın, 13 Haziran 2000'de İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi'nin imzaladığı özel af kararıyla serbest bırakılarak Türkiye'ye iadesinden sonra ilginç bir gelişme oldu: FATİMA'NIN SIRRI Vatikan, 13 Mayıs 2000'de, Katolik Kilisesi'nin 13 Mayıs 1917'den beri gizli tuttuğu Fatima'nın Üçüncü Sırrı'nı açıkladı. Vatikan'ın resmi açıklamasına göre, 13 Mayıs 1917'de Portekiz'in Fatima kasabasında çobanlık yapan üç çocuğa göründüğü ileri sürülen Hz. Meryem, İkinci Jean Paul'ün başına gelecek suikast girişimini de yıllar öncesinden haber vermişti. ''Üçüncü Sırrın'' metninde yer alan, ''ateşli silahla yaralanarak yere düşen beyaz giysili piskopos'' ibaresiyle kastedilenin İkinci Jean Paul olduğu iddia edildi. İlginç olan, bu türden bir metnin, geleneklerin aksine bahse konu İkinci Jean Paul henüz hayattayken açıklanması ve resmi yorumun altında, Papa'ya bağlı kurumlardan biri olan Papalık Dinsel Öğretiler (Doktrin) Kurulu'nun imzasının olmasıydı. ''Fatima'nın Üçüncü Sırrı''nda, Ağca'nın kurşununun ''sektiği'' belirtiliyordu. ASTALIKLAR BİTKİN DÜŞÜRDÜ Papalığı döneminde hastaneyle ilk kez Ağca'nın suikast girişimiyle tanışan İkinci Jean Paul, rahatsızlıktan bitkin durumdaydı. Papa'nın sağlık sorunlarından dolayı giderek bitap düşmeye başlaması 1992'ye dek uzanıyor. 1992'de Papa'nın kalın bağırsağında ur saptanmıştı. Vatikan ameliyatla alınan tümörün temiz çıktığını açıklarken, kimi kaynaklar Papa'nın kanser olduğunu iddia etti. 1993'te bir merasim esnasında dengesini kaybederek düşüp sağ omzu çıkan Papa'nın, yüksek tansiyondan mustarip olduğu da ileri sürüldü. 28 Ekim 1994'te Papa'nın banyo yaptığı sırada düşmesi, sağ uyluk kemiğinin kırılmasına yol açtı. Kalçasına protez takılan Papa'nın sağ elinde titreme baş göstermesi de aynı yıla rastladı. 1997'den itibaren Papa'nın hareketlerindeki yavaşlama, ellerdeki titremenin artması, yüz mimiklerini yitirmeye başlaması, Parkinson hastalığına yakalandığının göstergesi olarak yorumlandı. 2004'ten itibaren Vatikan yetkilileri, Papa'nın görüntüsünü kurtarmak için yeni yöntemlere başvurmak zorunda kaldı. Papa, tekerlekli sandalyeden mobil podyuma varana dek, bir dizi cihazla destekleniyordu. Papa, ayin ve merasimlerde birkaç cümle söyleyerek yetiniyor, konuşma metninin neredeyse tümünü yardımcılarına okutuyordu. İşitme duyusunu yitirdiği için Papa'nın her iki kulağına da cihaz yerleştirildi. Ayinler esnasında Papa'nın ayağa kalkamayacak duruma gelmesi ise mekanik bir sandalye sayesinde çözümlendi. Bu sayede, aslında oturur vaziyetteki Papa'nın, gerektiğinde ayağa kalkmış gibi görünmesi temin ediliyordu. İkinci Jean Paul, şubat başında gribal enfeksiyon tanısıyla Gemelli polikliniğine kaldırıldı ve 10 Şubat'ta iyileştiği belirtilerek taburcu edildi. Ancak Papa, 24 Şubat'ta solunum güçlüğü çekmesi üzerine acilen aynı polikliniğe götürülerek traketomi (nefes borusu açılması) ameliyatına alındı. 13 Mart'ta taburcu edilen Papa'nın tedavisi, Vatikan'daki özel ikametgahında devam ediyordu.