Papadopulos'un sevgisi öldürücü
Abone olKıbrıs seçimlerinden zaferle çıkan CTP lideri Mehmet Ali Talat Rum lider Papadopulos'un çözüm istemediğini savundu ve bunu ilginç bir örnekle açıkladı.
Züleyha Karaman bildiriyor KKTC'de dün yapılan seçimlerde oy
oranını artırarak birinci parti konumunu sürdüren Cumhuriyetçi Türk
Partisi'nin (CTP) lideri, Başbakan Mehmet Ali Talat, koalisyon için
birden fazla seçeneklerinin olmamasının demokrasi açısından üzücü
olduğunu söyledi. Seçimlerde yüzde 40'ın üzerinde oy alacaklarını
belirttiklerini ve hedeflerine ulaştıklarını belirten Talat, bugün
hükümet seçenekleri için bir çalışma yapmayacağını, yabancı basın
mensuplarıyla yapacağı bir dizi görüşmenin ardından, bu akşam
partisinin Lefkoşa İnönü Meydanı'nda düzenleyeceği şölene
katılacağını kaydetti. Talat, İnönü Meydanı'ndaki kutlamaya tüm
KKTC halkını davet ettiklerini ifade ederek, ''Bu, Kıbrıs Türk
halkının çözüm arzusunu, kararlılığını bir kez daha ortaya koyacak,
diyaloga hazır olduğumuz mesajını tüm dünyaya bir kez daha
duyuracağız'' diye konuştu. ''Hükümet seçeneği konusunda pek
alternatif kalmadı, tek alternatif var gibi görünüyor'' diyerek
Serdar Denktaş'ın başkanlığındaki Demokrat Parti (DP) ile yeniden
koalisyona gideceklerinin sinyallerini veren Talat, ''Bu da aslında
rahatsızlık vericidir, keşke birden fazla alternatif olsaydı, o
zaman daha rahat bir değerlendirme, pazarlık yapabilirdik'' diye
konuştu. Talat, Meclis aritmetiğinin alternatifleri çok azaltmasına
karşın, yine de son kararın parti içi değerlendirmeler sonucunda
alınacağını belirtti. Talat, başka partilere oy veren birçok
kişinin de adada çözüm istediğine inandığını belirtti. ''CİDDİ VE
KÖKLÜ İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ'' Talat, dün seçim sonuçlarına yönelik
ilk değerlendirmesinde kullandığı ''KKTC ciddi ve köklü iktidar
değişikliğine gidiyor'' ifadesine açıklık getirmesinin istenmesi
üzerine, ''Parlamenter sistem içinde CTP'nin neredeyse tek başına
iktidar olacak çoğunluğu elde etmesiyle, Nisan ayında yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimleri de göz önünde bulundurulduğunda, KKTC'de
büyük bir değişimin oluşmaya başladığını'' söyledi. ''Artık yepyeni
bir devir başlıyor'' diyen Talat, ''ayrılıkçı ve çözüm yanlısı
olmayan genel politik görünüş, yerini çözüm, barış isteyen bir
görüntüye bırakıyor. Bu, tarihi tersine çevirmek anlamına geliyor.
Bu, Rum tarafını ciddi ölçüde baskı altına alacak bir
değişikliktir'' diye konuştu. Talat, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
bu sabah AA'ya verdiği demecinde, kendisinin Başbakanlık görevine
ek olarak müzakereciliği de yürütebileceğine, Cumhurbaşkanlığı için
kendi tercihinin üzerinde mutabakata varılan siyaset dışı bir
isimden yana olduğuna ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine,
şöyle konuştu: ''Keşke gerçek durum Sayın Cumhurbaşkanının
söylediği gibi olsaydı, benim de tercihim oydu. Belki Denktaş'tan
sonra ilk defa tarafsız, bütünleştirici bir Cumhurbaşkanını
seçebilirdik. Ancak gelin görün ki, dünyanın algılayışı o değil.
Toplum lideri genel oyla seçilmiş kişidir, bu da genel oyla seçilen
Cumhurbaşkanıdır. BM örneğin toplum liderini muhatap alıyor. KKTC
tanınsa, dediği doğrudur. Ben illa Cumhurbaşkanı ben olmalıyım
demiyorum, ama bir bürokrat, herkesin kabul edeceği birisi değil,
tuttuğunu koparan, dişli, sağlam, siyasi bir Cumhurbaşkanına
ihtiyaç var, çünkü görüşmelerin muhatabı o olacak.'' ''PAPADOPULOS
TARZI SEVGİ'' Talat, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos
Papadopulos'un BM Genel Sekreteri Kofi Annan'a, Annan Planı
üzerindeki değişiklik isteklerini vermeyeceği yönündeki
açıklamalarının sorulması üzerine, Papadopulos'un adada çözüm
istemediğini söyledi. Papadopulos, Talat'ın ''Rumlar Kıbrıslı
Türklerin boğazını sıkıyor'' sözleri üzerine yaptığı açıklamada,
''Biz onların boğazını sevgiden sıkıyoruz, Kıbrıslı Türkleri bedel
ödemeden AB üyesi yaptık'' diye konuşmuştu. Talat, bu sözlerin
hatırlatılması üzerine ise şöyle konuştu: ''Buna yanıt verilir mi
bilmiyorum. Yani düşünce yapısını gösteriyor Papadopulos. Bu çok
cüretkar ve çirkin, ayıp bir ifade, kendisini ayıplıyorum. Kıbrıslı
Türkler çok bedel ödedi. Kıbrıslı Rumlardan daha fazla bedel ödedi.
Hem 1974'e kadar ağır bedeller ödedi, hem de 1974 sonrasında
ambargoyla tecritle yine bedeller ödedi. Bir de sevgiden boğaz
sıkmak nasıl olur, doğrusu onu da anlayamadım. Bu da Papadopulos
tarzı bir sevgi herhalde. Papadopulos'un şovenist bir kişi olduğunu
herkes biliyor, sevgisi bile öldürücü.''