Papa'dan kamusal alan tepkisi
Abone olRoma Katolik Kilisesi'nin ruhani lideri Papa 16. Benediktus, "Tanrı'ya kamusal alanı yasaklamak, hoşgörü değil, sadece ikiyüzlülüktür" dedi.
16. Benediktus, bugün Vatikan'da, 118 ülkeden toplam 256 Katolik
piskoposun katılımıyla toplanan Katolik Piskoposlar Sinodu'nun
(meclisinin) açılışında konuştu. Hıristiyanlığın temel ibadeti
konumundaki efharistiya ayinini dinsel ve toplumsal boyutlarıyla
ele almayı hedefleyen ve 23 Ekim'e kadar sürecek Katolik
Piskoposlar Sinodu'nun açılış konuşmasında Papa, Tanrı'yı kamusal
alandan dışlama eğilimini, "genel itibariyle Batı'daki, Avrupa'daki
kilise için tehdit" olarak niteledi. Hıristiyanların Kitab-ı
Mukaddes'inden alıntılar eşliğinde, Tanrı'nın yarattığı yeryüzünün
sevk ve idaresini insanlara bırakmış olduğunu ifade eden Papa 16.
Benediktus, "Ama biz insanlar, yaradılışta bize emanet edilen idare
yetkisini kötüye kullanıyoruz. Bizzat ve de tek başımıza her şeyin
efendisi olma arzusuyla hareket ediyoruz. Sınırsız biçimde dünyaya
ve yaşamımıza sahip olmaya kalkışıyoruz" dedi. 16. Benediktus,
"Yöneticiler başta olmak üzere insanların bencillik ve çıkarcılıkla
hareket etmelerinin ise dinsel değerleri kamusal alandan dışlama
yanlısı eğilimde Tanrı'nın adeta bir köstek gibi görülmesinden
kaynaklandığını" ileri sürerek, şöyle devam etti "Tanrı adeta
köstek gibi görülmekte. Tanrı, ya sıradan bir dua cümlesine
sıkıştırılmakta ya da her şeyden ihraç edilerek kamusal alandan da
dışlanmaktadır. Bu ise Tanrı'nın tüm anlamını yitirmesi demektir."
Dini salt bir vicdani mesele gibi algılamanın hoşgörü olarak
nitelenemeyeceğini ifade eden 16. Benediktus, bu konudaki
yaklaşımını ise şu sözlerle özetledi: "Tanrı'yı kişinin vicdani
meselesi gibi algılayan ama onun kamusal alana, dünyanın ve
yaşamımızın gerçeğine girmesini engelleyen bir hoşgörü anlayışı,
hoşgörü değil, sadece ikiyüzlülüktür. İnsanın tek başına dünyanın
ve kendisinin efendisi haline geldiği yerde adalet olamaz. Zira
böyle bir durumda egemenlik, sadece güç ve çıkarların keyfiliğine
kalmış demektir."