Panik atak panikle geçiştirilmez!
Abone olYoğun korku, huzursuzluk ve stres durumlarınlarında aniden ortaya çıkan panik atak nasıl anlaşılır? İşte onüç soruda panik atak belitileri ve tedavi yöntemleri...
Yoğun korku ve huzursuzluk durumunun olduğu, aniden başlayıp,
rahatsızlığın en geç 10 dakika içinde en üst düzeye ulaştığı ve 13
adet vücutsal ve düşüncesel belirtiden, en az 4 unun varolduğu bir
kaygı nöbetidir. Bu 13 belirti şunlardan oluşmaktadır: 1-
çarpıntı,kalp hızında artış,kalp seslerini duyuyor gibi hissetme 2-
terleme 3- titreme ve ya sarsılma hissi 4- boğulma ya da nefes
alamama, nefesinin yetmediği hisleri 5- tıkanma ,soluğun kesilmesi
hisleri 6- göğüste ağrı veya göğüste bir rahatsızlık hissi 7-
bulantı ya da karında ağrı ya da karında bir rahatsızlık hissi 8-
bas dönmesi, dengesizlik , basta sersemlik hissi ,bayılma hissi
,yere düşecek gibi olma 9- çevreyi olduğundan farklı ,sanki gerçek
değil gibi hissetme ya da kendini çevredekilerden
ayrılmış,olağandışı, farklı bir şekilde algılama hali 10-
kontrolünü kaybetme, delireceğini düşünme seklinde bir korku 11- o
anda ,kalp krizi geçireceği ya da öleceği korkusu 12- uyuşma,
hissizlik,yanma, karıncalanma hisleri 13- üşüme, ürperme ,soğuk ya
da sıcak basmaları, basından aşağı kaynar su dökülmüş veya hamama
girmiş gibi olma Panik atak hangi bozukluklarda görülebilir ? Panik
bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, sosyal fobi ve diğer
fobiler, saplantı-zorlantı bozukluğu, madde kullanımına ya da
vücutsal bir hastalığa bağlı kaygı bozukluklarında görülebilir. Bir
panik atak sebepsiz olarak aniden başlayabileceği gibi, belli bazı
durum ya da ortamlarla ilişkili de olabilir. Örnek olarak korkulan
bir hayvan (örümcek, kedi,köpek,fare,yılan görmek gibi), kalabalık
bir ortamda bir faaliyet (konuşma, yemek yeme gibi) bir durumu
takiben de başlayabilir. Panik bozukluğu : Yukarıda belirtilmiş
olan panik ataklarının aniden,beklenmedik zamanlarda ve
tekrarlayarak oluşması ve en az 1 ay sureyle bu atakların
tekrarlayacağı yönünde sürekli bir kaygı, atağın sonunda
olabileceğini düşündüğü şeyler (ölmek, delirmek, kalp krizi
geçirmek seklinde ) ile ilgili kaygı duyma ya da bu ataklarla
ilgili olarak bazı davranışlarında değişiklikler yapma seklindeki
bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık başka bir madde kullanımı ya da
başka bir vücut ya da psikiyatrik bir rahatsızlığa bağlı değildir.
Agorafobi: Panik bozukluğu agorafobili ya da agorafobisiz
olabilmektedir. Agorafobi sözcüğü eski Yunanca dan köken
almaktadır. Agora pazar yeri, toplantı yeri ,geniş meydan anlamına
,fobi ise korku anlamına gelmektedir. Kişi yalnız kalmaktan,
kaçmanın ,o ortamdan uzaklaşmanın kolay olmayacağı ya da her hangi
bir rahatsızlık hissetme anında yardim alamayacağı topluma acık
yerlerde olmaktan korku duymaktadır. Bu kişilerde gördüğümüz bazı
ortak özellikler arasında, tek başına dışarıya çıkamama ve
yanlarına başka bir kişiyi de alma , kalabalık caddelerden
geçememe,kalabalık mağaza,marketlere girememe, kapalı ortamlar
(tünel, köprü ve asansörler gibi) ve kapalı araçlar (metro,otobüs,
uçak gibi) dan kaçınma sayılabilir. İleri aşamalarda kişiler
evlerinden çıkmayı reddedip, çevrelerindekileri de kendileri gibi
evde tutmaya zorlayabilirler. Sosyal ilişkiler bozulup, boşanmalara
yol açabilir. Panik Bozukluğu , Toplum ve Tedavi Toplumda
hastalığın hayat boyu görülme yaygınlığı % 1.5-3 arasında
değişmekte olup, hastaların ¾ 'unu kadınlar oluşturmaktadır.
Kadınlarda % 2.1 ,erkeklerde % 0.6 oranında görülmektedir.
Kişilerin 1/10'u hayatları boyunca en az bir kez panik atak
geçirmekte ve bunların yaklaşık olarak 1/6'si panik bozukluğa
dönüşmektedir. Panik bozukluğunun oluşumunda gelişimsel ve çevresel
faktörler: Çocuklukta yaşanan "seperasyon (çocukluk döneminde
anne-baba sevgisinin kaybı,yaptıklarının anne ve babanın kalıpları
ile uygunluk göstermemesi halinde terkedilecegi korkusu)
anksiyetesi"nin panik bozukluk ve agorafobi ile ilişkisi olduğu
iddia edilmektedir. Panik bozukluğu hastaları ailelerinin
"kendilerine düşük derecede bakim verdikleri ancak çok fazla
koruyucu olduklarını" söylemektedirler. Boşanma, olum sebebiyle
daha çocukken anne-babadan ayrılma yaşantıları olanlarda da panik
atakları fazla görülmektedir. Tedavi yöntemleri : 1-İlaç tedavisi:
En az 2-3 ay olmak üzere ,doz yavaşça yükseltilmek üzere
kullanılmalıdır. 2- Bilişsel-davranışçı tedavi: Kişiye panik
atakları ile ilgili olan yanlış bilgileri ve inançları gösterilir.
Vücudundaki yanlış anlayıp,algıladığı ufak hislerin kendini ölüme
götürmediği ,bunların kısa sureli olduğu belirlenir. Böyle bir şey
olduğunda durumu geçirmek için yapacağı şeyler gösterilir.
Hastalığın tedavisi neden önemlidir? Vakaların % 40-80'inde majör
depresyon dediğimiz tablo hastalığa eklenip,durumu
ağırlaştırmaktadır. Kişilerin bahsetmemesine karsın intihar riski
yüksektir. Hastaların % 20-40'inda alkol ve madde bağımlılığı
görülmektedir. Kişi ilerleyen donemde eve bağımlı hale gelebilmekte
ya da hastane,eczane gibi yerlere yakın olmayı yeğlemektedir. Hasta
bu konuya yakın olmayan doktorları bir dolaşıp,gereksiz ya da
yanlış tedaviler almaktadır. Çevresi ile iletişimi bozulan kişinin
mesleki,sosyal,ailesel işlevselliği azalmaktadır. Kaynak:
www.mynet.com