Pamuk'un hayatına şaşıracaksınız
Abone olSözleriyle gündeme oturan Orhan Pamuk kim? Ailesi nereden geliyor. Geçmişinde neler yapmış? Kimlerle ilişkiler yumağı içinde? Yazarımız Behiç Kılıç Pamuk'u yazdı.
Yedi ceddimize söverek en büyük tirajını yakalayan Orhan Pamuk
hakkında Araştırmacı Yazar Serdar Kuru ilginç bilgilere ulaştı.
Sayın Serdar Kuru’nun bu konudaki yazısını size aktarmak istiyorum.
Bu arada kendisine ulaşamadığım için Sayın Serdar Kuru’ dan
yazısını yayınlama izni alamadım ama beni affedeceğini
umuyorum.Çünkü elindeki bilgi ve yaptığı değerlendirme ilginç.Bu
bilgilerin yaygınlaşmasında fayda var diye düşünüyorum.İşte Sayın
Serdar Kuru’nun kaleminden Orhan Pamuk... “Sevgili dostlar
edebiyata olan ilgimden dolayı aslına bakarsanız yazı insanlarının
ufak tefek hatalarını mazur görür ve onları çok gündeme getirmemeye
çalışırım. Çünkü yazar dünyayla sıkıntısı olan insandır ve temel
olarak yaptığı sıkıntısını yazıya dökmektir. Bunu en iyi kendimden
bildiğim için yazı insanlarının bazı çıkışlarını çok önemsemem.
Orhan Pamuk'un son yaptığı açıklamalarla beni "yazara dokunma"
prensibimi bozmak zorunda bıraktırdığı için üzgünüm. Nedense
edebiyatçılarımız siyaset yapmadan duramıyorlar ve bu siyasetlerde
ne hikmetse hep vatanımız aleyhine oluyor İstihbarat dünyasında
"kuş yumurtası üretmek" diye bir değim vardır. Diyelim ki X
ülkesinde bundan 20 sene sonra yapmak istediğiniz uzun vadeli bir
operasyon var. Bu operasyon için size çeşitli provakatörler lazım
ve en güvenilir provakatör kendi yetiştirdiğinizdir. Bu iş için
yetenekli ama geleceği parlak olmayan zayıf karakterli bir
"yumurta" bulunur. Mesela bu genç üniversitede devşirilir ve aşama
aşama önce öğretim görevlisi daha sonrada medya parlatmaları ve
şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir Profesör haline
getirilir. Gerekirse tüm araştırma ve kitapları da eline hazır
olarak verilir. Ülkedeki insanlar bu kişinin yazdığını sandıkları
muhteşem eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece yumurta
kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp güzel bir kuş olma zamanı
gelmiştir. Belirlenen zamanda bu profesör medya yoluyla müthiş
radikal açıklamalar yapmaya başlar ve tüm ülkeyi karıştırır. Aynı
anda kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalarda farklı
faaliyetlere girişirler. Neyse konu uzun benim yerim dar ama
ilgilenenler için Doğu Bloğunun çöküş dönemine bakmalarını salık
veririm. Bu alakasız konudan sonra gelelim Orhan beye. Ferit Orhan
Pamuk Beyin (kimsenin bilmesini istemediği göbek adı Ferit'tir)
ülkesine bu kadar muhalif olmasını hiç anlayamamışımdır. Hani fakir
ve hayatını zorluklar içinde geçirmiş birisi olsa belki anlayacağım
ama Orhan Pamuk sülalece aristokrat tabakasına mensuptur ve bugün
eleştirdiği devletin çok ekmeğini yemiştir. Mesela dedesi
Cumhuriyetin ilk mühendislerindendir ve özellikle Atatürk,İnönü
dönemlerinde yapılan demiryolu hamlesinde büyük ihaleler alıp kısa
zamanda zengin olmuştur. Oğulları bu koca servetin büyük kısmını
sefahatle tüketseler de Orhan Pamuk' un zengin bir hayat sürmesine
yetecek kadar servet kalmıştır. Babası deseniz Türk özel sektörünün
duayenlerinden Gündüz Pamuk. Amerika' nın IBM şirketinin Türkiye'
ye atadığı ilk genel müdürlerden. 1959-1964 yılları arasında IBM
firmasının tüm devlet birimlerine ve silahlı kuvvetlere sattığı
cihazları pazarlayan kişi. 1964 yılından sonra Koç Holding' de
Aygaz Genel Müdürlüğü, Koç Holding Plan Grubu Başkanlığı, Arçelik
Müdürlüğü yapmış ayrıldıktan sonra iki senede PETKİM' in başında
bulunmuştur. Yani Orhan Pamuk' un babası Türkiye' nin başarılı özel
sektör yöneticilerinden biri. Bu kadarda değil Gündüz Pamuk İsmet
Paşa' nın yakın dostudur ve SODEP' in kurucularındandır. Kısacası
Pamuk ailesi dönemlerinde zengin oldukları Halk Partisine büyük bir
sadakatle bağlı. Anne tarafı deseniz o da aristokrat. Anne
tarafından büyük dedesi 1700' lü yıllarda Girit Valiliği yapmış
İbrahim Paşa. İbrahim paşa geniş torun yelpazesine sahip ve bu
kanaldan Orhan Pamuk' un ilginç akrabaları var. Mesela Hürriyet
Gazetesi' nde edebiyat yazıları yazan papyonlu Doğan Hızlan ve eski
İş Bankası genel müdürü Ferit Basmacı Orhan Pamuk' la uzaktan
akraba. Karısı Aylin Pamuk bile aristokrat. Aylin hanımın anne
tarafı Beyaz Rusya' dan göç etmiş ve daha sonra Osmanlı hizmetine
girmiş bir Rus soylusuna dayanmakta. Babası ise Osmanlı Adliye
Nazırı Kazım Bey' in oğlu. Kısacası sevgili dostlar bugün Türkiye'
deki sisteme binlerce eleştiri yağdıran Orhan Pamuk bu eleştirileri
yapacak en son kişidir çünkü Osmanlıdan beri bu ülkeyi yöneten
aristokrasinin tam bir üyesi kendileri. Peki Orhan Pamuk' ta oluşan
bu sistem düşmanlığı nereden kaynaklanıyor ve acaba "yapay" bir
düşmanlık mı sorularına cevap arayalım. Orhan Pamuk' un hayatının
ilk evrelerine baktığımız zaman koca bir başarısızlık olduğunu
görüyoruz. 30 yaşına kadar iki okul değiştirmiş ve sırf askerliğini
kısa dönem yapmak için Gazetecilik okumuş bir insan. İlk başlarda
ressam olmak isterken sonra yazarlığa sarıyor. Yıllarca evinin
odasına kapanarak ödüller alan ama kimsenin para vermek istemediği
romanlar yazıyor. Tam artık buraya kadarmış aşamasına geldiği anda
sihirli bir değnek değmiş gibi Orhan Pamuk' un kitapları satmaya ve
yurtdışında tanınmaya başlıyor. Peki bu sihirli değnek acaba nerede
değmiş olabilir. Benim kanaatimce bu değneğin izini Amerika' da
sürmek lazımdır. Amerika' ya gitmeden önce Orhan Pamuk üzerinde
derin etkileri olduğu anlaşılan birisinden bahsetmek lazım. Bu kişi
Orhan Pamuk' un erkek kardeşi Şevket Pamuk. Şevket Pamuk Orhan
Pamuk' un ilk dönemlerinin aksine oldukça başarılı bir insan.
Amerika' da Yale, Berkeley gibi sağlam üniversitelerde ekonomi
okuduktan sonra Türkiye' de bir çok üniversitede ders veren Şevket
Pamuk Osmanlı ekonomisi üzerinde tanınmış bir uzman. Kendisi pek
çok yabancı üniversitede Osmanlı ve Türkiye ekonomisi üzerine
dersler vermiş. Bu üniversitelerden en ilginci İsrail' de bulunan
Negev Ben Gurion üniversitesi. İsmini İsrail' in ilk başbakanı,
İsrail' in kurucularından ve hatta anarşik faaliyetleri yüzünden
Osmanlı tarafından Filistin' den kovulacak kadar fanatik siyonist
olan David Ben Gurion' dan almıştır. Üniversitenin derslerini
MOSSAD' ında ilgiyle takip edip raporlar hazırlattığı bir "Ortadoğu
Çalışmaları" bölümü bulunmakta. İşte sayın Şevket Pamuk böylesine
kaliteli bir bölümde ders verebilecek kadar yetenekli bir ekonomi
uzmanımız. Ben Gurion üniversitesinin başında 14 sene Dünya
Bankasında çalışmış ve daha sonra bu başarılarından ötürü Rotary ve
Lions klüplerinin 2000 yılının adamı olarak seçtikleri Prof.
Avishay Braverman bulunmakta. Böylesine başarılı bir ekonomistin
yönettiği üniversitede ekonomi dersi vermenin önemini
anlamışsınızdır. İşte Orhan Pamuk' un kardeşi Şevket Pamuk bu kadar
değerli bir hocamız. Evet biz Orhan Pamuk' un Amerika yolculuğuna
dönelim gene. 1985-1988 arasında tam üç sene Amerika' da kaldı
Orhan Pamuk. Bu dönemde Amerika' da harıl harıl kitap yazmanın
dışında çok önemli bir kursuda başarıyla bitirdi.Bu kurs Iowa
üniversitesi bünyesinde verilen International Writing Program (IWP)
isimli çok ilginç bir kurs. Kursun amacı dünyanın değişik
bölgelerinden gelen ve kendilerinde potansiyel görülen yazarların
Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını yazabilecek güzel bir
ortama kavuşmaları. Bu "iyiliksever" programın bünyesinde her sene
20 kadar yazar ağırlanıyor. İşte Orhan Pamuk' un bu kurstan sonra
hayatı değişti. Yani onun deyimiyle "Bir kursa gitti hayatı
değişti". Bu arada kurstan 2004 senesinde mezun olan bir başka
Türkün ismi de Mahir Öztaş aklınızda bulunsun çünkü geleceği
parlak. İnsan düşünmeden edemiyor bu üniversite bu kadar insanı
çağırıp onları aylarca yedirip içirecek ve ağırlayacak parayı
nereden buluyor diye. Cevabı basit. Bu yazar eğitim kursu
programının baş sponsoru Amerikan Dışişleri Bakanlığı. Orhan Pamuk'
un şansı Amerika' da bundan sonra oldukça açılıyor. Baktığımız
zaman Orhan Pamuk' un Amerika' da basılan kitaplarının tamamına
yakını aynı yayınevinden çıkmış. Bu yayınevi Random House.
Yayınevinin sahipleriyse dünyaca ünlü Alman Bertelsmann yayıncılık.
Bertelsman' ın kurucusu ve şu anda emekli hayatı süren dünyanın en
zenginlerinden Reinhard Mohn' da sihirli değnek örneklerinden. Bay
Mohn İkinci Dünya Savaşında general Rommelin Afrikakorps birliğinde
asteğmen olarak savaşıyor. Burada Amerikalılara esir düşerek
Kansas' da bir esir kampına tıkılıyor. O zamana kadar kitaplara
ilgi duymayan Mohn biranda kitap sever oluveriyor. Savaştan sonra
komünizm tehdidi altındaki ülkesine dönen Mohn aniden bir yayınevi
açarak ilahi kitapları ve dini kitaplar basmaya başlıyor. İşte
Bertelsman' ın kuruluşu böylesine mütevazi. 1991 senesinde emekli
olduğu zaman Bertelsmann dünyanın en büyük yayıncılarından ve
kendiside karun kadar zengin. Bu Amerikalılar asteğmen Mohn' a esir
kampında ne yedirdilerse adam başarının sırrını buluveriyor bir
anda. Bertelsmanın bir diğer ilginç özelliği Doğan Holding' le 2001
senesinde Müzik piyasasına yönelik bir ortaklığa gitmeleri. Bu
ortaklığın tüm görüşmeleri bizzat Aydın Doğan' ın kızı Hanzade
tarafından yapıldı. Buna göre şu an Türkiye' de yayınlanan pek çok
yabancı müzik albümü hep bu ortaklığın sayesinde Türkiye' ye
ulaşıyor. İşte bu büyük grup Orhan Pamuk' u çok sevmiş olacak ki
tüm kitaplarını satsa da satmasa da ısrarla onlar basıyorlar. Orhan
Pamuk' un en büyük başarılarından biride dünyaca ünlü IMPAC Dublin
ödülünü almış olması. Bu ödül öylesine basit bir plaket değil tabii
ki çünkü ödül jürisi "Benim adım Kırmızı" kitabını öylesine
beğenmiş ki birde hediyesi olarak 115 bin dolar vermişler. Peki bir
Türk yazarına kendisiyle aynı mesleği yapan çoğu meslektaşının
hayatları boyunca bir arada göremeyeceği meblağı veren kurumun
arkasındaki güç kim. Bu şirket ödüle ismini veren IMPAC şirketi.
IMPAC tüm dünyada yaygın yönetim danışmanlığı hizmetleri veren bir
Amerikan şirketi. Yönetim danışmanlığı adı altında güzel istihbarat
hizmetleri verdiği de bilinir. Şirketin başındaki Dr James Irwin
İrlanda' yı ve kitapları çok sevdiği için böylesine güzel bir ödül
ortaya çıkarmış ve her sene başarılı bir yazara bu ödül veriliyor.
Edebiyatsever dostumuz bay Irwin çok da aktif birisi. Kendisi
Amerika' nın önde gelen Cumhuriyetçilerinden ve Amerikan ordusuyla
arası harika. O kadar harika ki Amerikan Askeri akademisi West
Point' den üstün hizmet ödülü almış. Orhan Pamuk' a verilen ödülün
sponsoru bay James Irwin "International Democratic Union"
derneğinin de baş üyesi ve muhasebecisi. Bu dernek dünya çapındaki
merkez sağ partileri bir araya getirmek için kurulmuş. Kurucuları
arasında Ronald Reagan,Margaret Thatcher,Baba George Bush, Helmut
Kohl ve Jack Chirac gibi önemli isimlerde bulunmakta. Derneğin
Türkiye' den de iki üyesi var. Bunlar Anavatan Partisi ve Doğru Yol
Partisi. Derneğin şu anki başkanı Avustralya' nın Amerikan yanlısı
başbakanı John Howard. James Irwin bunun dışında Washinton' da
bulunan "Center for Democracy" derneğinin de üyesi. Tüm dünyaya
Amerikan demokrasisi getirme amacındaki bu derneğin en ilginç
siması artık hepimizin tanıdığı Henry Kissinger. Kissinger dendi mi
o demokrasinin nasıl geleceğini hepiniz tahmin edersiniz herhalde
Pamuk' un otuz yaşlarına kadar odasından çıkmayan biri olarak çok
büyük aşamalar kaydettiği büyük bir gerçek. Şu anda kazandığı ünün
ve paranın keyfini çıkarmakla meşgul. Taksim Meydanı' na yakın ve
muhteşem boğaz manzaralı teras katında yeni eserleriyle uğraşıyor.
Duvarlarında Japon edebiyatına kadar tasnif edilmiş yüzlerce kitap
bulunan lüks dairesini sadece çalışma amaçlı kullanıyor ve bazen de
yakın dostlarıyla yemek yiyor. Bu eve sık sık gelen yakın
dostlardan biride Yahudi asıllı Amerikan gazetecisi Jeri Liberdi.
Bu şahsiyeti hafızası güçlü okurlar hatırlayacaklardır. Kurucusu
olduğu insan hakları izleme komitesini temsilen Türkiye' deki insan
hakları ihlallerini konu alan bir rapor yazmıştı. Sonra bu rapor
kitap haline de dönüştürüldü. Bu raporda Türk ordusunun Kürtlere
katliam yaptığını iddia edilmiş ve Türk ordusuna açıkça
"serseriler" diye hitapta bulunulmuştu Bu kitabın çevirisini yapan
Ertuğrul Kürkçü ve Ayşe Nur Zarakoğlu hakkında dava açılınca Jeri
Liber onlara destek vermek için hemen Türkiye'ye gelerek
mahkemelere katılmıştı. Herhalde Sayın Orhan Pamuk' un fikirlerinin
oluşmasında Jeri Liber' le özel teras katında yaptığı yemekli
sohbetlerin büyük etkisi olmuştur. Evet sevgili dostlar uzun bir
yazının sonuna geldik. Keşke Orhan Pamuk gibi yazarlarımız bu
şekilde açıklamalar yapmasa da bizde edebiyatçılarımızla ilgili
böyle uzun yazılar yazmasak. Bu arada yazıyı yazarken sabahı
etmişiz gene ve dışarıdan kuş sesleri geliyor. "Kuş sesleri" çok
güzel ama her "kuşun" sesi değil tabii ki.