Pamuk'tan Türk-AB ilişkisine yorum
Abone olDanimarka’nın en önemli kültür ödülü kabul edilen Sonning Ödülü, dünyaca ünlü Türk yazar Orhan Pamuk’a verildi.
Dün, Kopenhag Üniversitesinde düzenlenen bir törenle ödülü alan
Pamuk, “Türk bir yazar olarak, Avrupa kültürüne katkıda
bulunan yazarlara verilen bir ödüle layık görülmek beni çok mutlu
etti. Avrupa ile sürekli aşk nefret ilişkisi yaşayan biz Türkler
için böyle bir ödülü almak benim için ve Türkiye’deki milyonlarca
kişi için sevindirici bir şey. ” dedi.
Ödül konuşmasında Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine
de değinen Pamuk, "Bu ödülü Ekim 2012’de değil de yedi yıl önce
Ekim 2004’te almış olsaydım burada Avrupa konusunda aynı saflık ile
konuşmaya özen gösterir, belki de bu törende Türkiye’nin Avrupa
Birliği’ne girmesinin hepimiz için ne kadar harika olacağını
sizlere anlatmaya girişirdim.” diye konuştu.
GÖÇMEN KORKUSU
Günümüzde Türkiye’nin AB üyeliğine olan ilginin azaldığını ifade
eden Pamuk, “Bugünlerde Avrupa Birliği’nin Euro sorunu ile mücadele
ettiği ve genişlemesinin yavaşladığı ile ilgili tartışmalarla artık
pek azımız meşgulüz. Türkiye’nin adaylığına duyulan ilgi de
maalesef azaldı. Bunun bir nedeni Türkiye’de düşünce özgürlüğünün
hâlâ - ne yazık ki- yetersiz olması ise de en kuvvetli belirleyici
nedeni; AB’ye Müslüman bir ülkeyi alma konusunun, Avrupalıların,
Kuzey Afrika ve Asyalı Müslüman göçmenlerin kalabalığından
duydukları korkunun gölgesinde kalmasıdır.” dedi.
Göçmen korkusunun Avrupa’yı kendi içine çevireceğini belirten Pamuk
“Liberte, egalite, fraternite” (Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik) gibi
bir mantığı benim gibi biri ne kadar ısrarla savunursa savunsun,
Müslüman göçmen korkusunun karşısında ikna edici olması zor. Göçmen
korkusunun, Avrupa’nın sınırlarında dikilen duvarları yükselttiği
gibi Avrupa’yı yavaş yavaş kendi içine döndüreceğini de
görebiliyoruz: “Liberte, egalite, fraternite” sloganı da
unutuldukça, Avrupa milli, etnik ve en çok da dinî kimliklerle
tanımlanan muhafazakâr bir yer olmaya doğru ne yazık ki evrilecek."
ifadelerini kullandı.
SINIRLAR DİN İLE ÇİZİLİYORSA
"Avrupa’nın sınırları şayet din ile çiziliyorsa o halde Türkiye’nin
AB içerisinde yeri yoktur." diyen Pamuk sözlerine şöyle devam etti:
“Ama Avrupa halkları Avrupa’nın tarifini Hıristiyanlık ile
sınırlamaktan mutluluk duyacak mı? Son iki yüzyılda Avrupa’yı Batı
dışı ülke insanları için bir çekim merkezi yapan şey
Hıristiyanlık’tan ziyade bir dizi toplumsal ve ekonomik dönüşüm ve
bunların çıkardığı düşüncelerdir. O özgün şeye kısaca “modernlik”
diyebiliriz. Modernlik, çoğumuzun inandığı tarih kitaplarına göre
rönesans, aydınlanma, Fransız devrimi ve endüstri devrimi gibi
özgün Avrupai gelişmelerin sonucudur, ve bu büyük dönüşümlerin
kaynağı dinî değil, “seküler”dir. Avrupa’nın bir zamanlar dünyanın
çoğunluğuna -ama hepsine değil- örnek olan kimliğinin arkasında
Hristiyanlık’tan çok, Fransız Devrimi’nin bütün dünyanın bildiği
sloganı “liberte, egalite, fraternite” (özgürlük, eşitlik,
kardeşlik) yatar.”
5,5 milyon nüfusu olan Danimarka’da oldukça büyük bir hayran
kitlesine sahip olan Orhan Pamuk, 2 günlük Kopenhag ziyareti
boyunca büyük bir ilgi gördü. Yüzlerce Danimarkalı kitaplarını
Pamuk’a imzalatabilmek için adeta yarıştı. En son Masumiyet Müzesi
isimli kitabı Dancaya çevrilen Pamuk, Danimarka’da gördüğü ilgiden
memnun olduğunu belirtti.
Sadece Danimarka’nın değil Kuzey Avrupa’nın en önemli kültür
ödüllerinden biri olarak kabul edilen Sonning Ödülü, genellikle
çalışmalarıyla Avrupa kültürüne katkıda bulunan sanatçılara
veriliyor. 1950 yılından beri verilen ödülü kazanan sanatçılar 1
Milyon Danimarka Kronu’nun da (yaklaşık 175 bin dolar) sahibi
oluyor.