Pamuk, Nobelin sırrını açıkladı
Abone olNobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk; Sabancı Üniversitesi'nde öğrencilerle buluştu.
Nobel ödülü sahibi yazar Orhan Pamuk, ''yaratıcılık ve özgür
düşüncenin, içinde bulunulan cemaatten bir mesafe almayı
gerektirdiğini'' belirterek, ''Her şeyi sorgulayan, tehlikeleri
göze alan ya da en azından edebi yeni duyma, anlatma biçimleri
getiren insanlar daha yeni, daha değişik kitaplar yazar'' dedi.
Pamuk, Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezinde gerçekleştirilen
''Orhan Pamuk ve Edebiyatı Sempozyumu''nun sonunda düzenlenen
söyleşiye katılarak, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın sorularını yanıtladı.
Söyleşinin yapılacağı sahneye çıkışında öğrencilerin ayakta yoğun
alkışlarıyla karşılaşan Pamuk, çok heyecanlandığını belirterek
''Bunu kekelememden anlıyorsunuzdur'' dedi.
Kendisi adına böyle bir etkinlik düzenlenmesinin ikinci kez başına
geldiğini, ilkinin ABD'deki Columbia Üniversitesinde olduğunu dile
getiren Pamuk, bunun kendisi için büyük bir şeref olduğunu ifade
etti.
Kitaplarını yazmadan önce ne yazacağını bildiğini, kitapları
kafasında inşa ettiğini dile getiren Pamuk, ancak bir yandan da
kitabın yazarken ortaya çıktığını belirtti.
Kitapları hakkındaki bir numaralı otoritenin kendisi olmadığını
vurgulayan Pamuk, kitapların yazıldıktan sonra yazarın elinden
çıktığını ve tekrar tekrar okunup yorumlandığını söyledi.
Kitaplarında pek çok kitaba ve metne göndermeler bulunduğunu,
burada amacının bir kolaylık, kestirme bir yol sağlamak olduğunu,
ancak böylece metni de zenginleştirdiğini anlatan Pamuk, bazı
yazarlardan çok şey öğrendiğini, yararlandığını kaydetti.
Ancak Türkiye'de etki, gönderme, yararlanma gibi konuların
birbirinden farklı şeyler olduğunun iyi bilinmediğini dile getiren
Pamuk, ''Asıl etki, bir yazarın dünyasından etkilenmek ve o
dünyadan çıkamamak. Çeşit çeşit etki, yararlanma var. Bunlar
birbirine karıştırılıyor'' diye konuştu.
7-23 yaş arasında ressam olmak istediğini belirten Pamuk, daha
sonra yazmaya yöneldiğini söyledi. Kendisini deneysel bir yazar
olarak gördüğünü dile getiren Pamuk, deneysel olmak ile popüler
olmayı yan yana getirmeyi başardığını, bu konuda kendisini şanslı
gördüğünü kaydetti.
CEMAAT DIŞINA ÇIKMAK
Pamuk, Nobel ödülü konuşmasına ilişkin bir soru üzerine de o
konuşmada ''cemaat dışına çıkmanın'' altını çizdiğini, kendi
yaptığının da böyle bir yazarlık olduğunu söyledi.
Pamuk, yetenek, araştırma, yaratıcılık, zeka gibi kavramların da
bulunduğunu, ancak cemaat dışına çıkmanın ve sabırla araştırmanın
yazarlığın önemli bir parçası olduğunu vurguladı.
Montaigne'nin bütün kitaplarla bir odaya kapanıp tek başına karar
verme cesaretine sahip olmasının önemini vurgulayan Pamuk, şunları
kaydetti:
''Bütün insanlığın geçmiş birikiminden, cemaatten de koparak o
dünyayı yeniden değerlendirir. İnsan aklı, aydınlanma dediğimiz
şey, böyle soyut, hayali birtakım siyasi programlarla değil, o
insana saygı duymakla, özgürlüğünü sağlamakla, o insanın içinde hiç
de kurallara uymayan sözüne ya da yeni düşüncesine açık olmak
demektir.''
Pamuk, ''32 yıl masa başında oturup yazmak nasıl bir duygu''
şeklindeki soruyu da ''Cevabım; normal bir şey. Benim işim bu. 32
yılda bir kitap yazmıyorum. Arada çıkıyorum etrafa. Onun için
tamamen bir yalnızlık olmadı. 32 yıl sonra bir kitapla gelseydim, o
iyiydi. Ama bunu dünyada yapan çok az var'' diyerek yanıtladı.
''EN ZORU KİTAPLARIMI TÜRKİYE'DE YAYINLAMAKTI''
Orhan Pamuk, ilk kitabının yayınlanmasının 4 yılını aldığını
belirterek, ''Her zaman yurt dışında yaptığım bir şakadır,
'kitapların kaç dile çevrildi' dediklerinde. Şimdi kitaplarım 50
dile çevriliyor, ama en zoru Türkiye'de yayınlamaktı'' diye
konuştu.
''SOYKIRIM'' PROTESTOSU
Pamuk'un konuşmasının sonunda iki öğrenci ''Ermeni soykırımı
yoktur'' yazılı pankart açarak, ''Ermeni soykırımı yoktur,
yalandır'' diye bağırdı.
Öğrenciler, diğer izleyicilerin alkışla protestosu üzerine salondan
çıktı.
Daha sonra öğrencilere kitaplarını imzalayan Pamuk, protesto
gösterisine ilişkin soruları ise yanıtlamadı.