Pamuk ile Ermeni mimarın diyaloğu
Abone olOrhan Pamuk'un da bulunduğu yemekte davetsiz bir misafir vardı. Yazarı protesto eden Ermeni Verkin Arıoba, Pamuk ve AB'li konuklarla arasında geçen diyaloğu anlattı.
Orhan Pamuk'un mahkemesinin olduğu günün akşamında yayıncısı
tarafından Cezayir Restoran'da bir yemek daveti verildi. Yemeğe
davetli olmadığı halde giden Ermeni asıllı vatandaşımız Verkin
Kasapoğlu Arıoba, Pamuk'u demokratik bir şekilde protesto etti.
Onlar da onu demokratik bir şekilde kapı önüne koydu! İşte o
gecenin hikayesi...
* Bir Ermeni olarak neyi protesto ediyorsunuz?
Böyle derin kökleri olan tarihi ve sosyolojik bir konunun, uzman
olmayan, ehliyetsiz kişilerce tartışılmasını son derece sakıncalı
buluyorum. Bu konunun yılbaşında daha fazla kitap sattırmak dışında
bir maksadıyla dile getirildiğine inanmıyorum. Samimi bulmuyorum.
Ve ayrıca bize son derece büyük zararı olan bir şey.
* Türk vatandaşı olarak mı Ermeni olarak mı diyorsunuz bunu?
İkisi olarak da. Memleketini seven bir Türk vatandaşı olarak
Türkiye'nin aşağılanmasını istemiyorum. Türkiye'nin menfaatleri
Avrupa'nınkinden daha önemli. Ve ben Avrupalılara asla
güvenmemişimdir. Babam varlık vergisini, 6-7 Eylül olayların
yaşamış biri olduğu halde "Avrupa bizi kendi amaçlarına alet etmeye
çalışıyor, senin vatanın burasıdır, göçmen olarak başlayacağın bir
hayat sana bir şey kazandırmaz" derdi. Bütün bu tartışmalar
istikbalde Türkiye'nin yapması muhtemel girişimlerini de
baltalamakta. Ermenistan'la bugüne kadar çoktan kurmamız gereken
ilişki bir türlü kurulamamakta. Orta Asya'ya giden en kısa kara
yolu bu nedenle tıkalı. Ne oluyor? Orta Asya'da Fransızlar alıyor
Türklerin yerini.
* Bir Ermeni olarak neden rahatsız oluyorsunuz?
Günlük ilişkilerimizi direkt olarak etkiliyor bu olaylar. Bakkalla,
manavla, taksiciyle tek konumuz bu oluyor. Ermeni'yim demekten
çekinir hâle geliyoruz. Türkiye'de 70 bin Ermeni yaşıyor ve onların
bu konunun sürekli gündemde olmasını istedikleri yok.
* Peki bunun fikir özgürlüğüne girdiğini düşünmüyor musunuz?
Fikir özgürlüğü değil ki bu! İtham! Tarihçi değilsin, uzman
değilsin, Ermeni değilsin. Çözüme yönelik bir şey de değil. Tahrik
dışında hiçbir değeri yok. Avrupalıların en sevdiği şey. Tarih
boyunca da bu böyle olmuştur. Böl yönet politikasının bir
devamı.
* Orhan Pamuk'un yargılanmasını doğru buluyor musunuz?
Provokasyon olduğunu düşünüyorum ve provokasyon yargılanıyorsa eğer
yargılansın.
* Soykırım konusunda ne biliyor, ne düşünüyorsunuz?
Uzman değilim. Mesele zaten ne olduğundan ziyade olayın istismar
edilmesi. Fakat elbette ki anneannelerimizden, dedelerimizden
dinlediğimiz yüzlerce hikaye var. Fakat benim bildiğim Ermenilerin
de kendi aralarında ayrılıklar yaşadığı ve birbirlerini öldürdüğü.
Taşnaklar ilk olarak kendileri gibi düşünmeyen Ermeni öğretmen ve
papazları öldürdüler. Zaten hiçbir şey olmamıştır diyen yok. En
ağır Türk milliyetçileri bile oradaki iç savaş ortamında bir takım
olayların olduğunu ve karşılıklı öldürmelerin olduğunu söyler. Bu
aynı zamanda benim de fikrim. Orada petrolün olduğunun ortaya
çıkmasıyla İngilizlerin orayı karıştırmasıyla başlayan ve 1. ve 2.
Dünya Savaşı'na kadar giden bir güç savaşıdır. Yüzyıl sonra tekrar
tekrar tartışılmasının bir manası yok.
* Hadise nasıl oldu?
Televizyonlarda sürekli olarak 'Türkiye Yargılanıyor', 'Yumurta
atılıyor, çok ayıp oluyor', 'demokratik değil bu protestolar'
denilip duruluyordu, ben de 'demokratik protesto' mu yapmak üzere
yemeğin yapıldığı yere, hasta yatağımdan kalkıp gittim.
* Davetli miydiniz? Nasıl girebildiniz içeriye?
Davetli değildim, mahsus kırmızı giyindim, ben gittiğimde herkes
gelmiş, davetiye kontrolü bitmişti, kendimden emin bir şekilde
girince kimse durdurmadı.
* Ne yaptınız içeri girince?
Paltomu vestiyere verdim, Orhan Pamuk'un yanına gittim. Kendimi
tanıttım, eline kartvizitimi verdim. Tebrik edeceğimi sandı, o
sırada dedim ki: "Ben Türkiyeli bir Ermeniyim. Bu kadar derin bir
konuyu kullanış biçiminizi demokratik bir şekilde protesto etmeye
geldim. Bu yaptığınızın kimseye bir faydası olmadığı gibi zararı
olduğunu düşünüyorum."
* Ne dedi?
Şaşırdı, elindeki kartvizitimi buruşturdu.
* Bir şey demedi mi?
Hayır. Yanında duran ve daha önceden tanıdığım Hırant Dink'e döndüm
"Benle konuşma" dedi, "Konuşursam ne olur" dedim, gerginlik oldu, o
sırada Orhan Pamuk uzaklaştı.
* Neden protesto ediyorsunuz diye sormadı mı kimse?
Hayır. Camiel Eurlins'i gördüm, yanına gittim, ingilizce "Ben bir
Ermeniyim ve demokratik bir şekilde protesto etmeye geldim" dedim.
"Bana Ermenileri anlatma, bizde Ermeni çok" dedi. "Sizin
Ermenileriniz sizin sorununuz. Ben buradaki sesini çıkarmayan
Ermeniler adına demokratik protestomu etmeye geldim.
* Demokratik lafını her cümlede ettiniz galiba?
Evet çünkü televizyondan eğitim almışım, ha bire deyip duruyorlar
ya demokratik değil, demokratik değil.. Bu yüzden mahsus her
cümlede kullanıyorum. Madem istenen o...Yoksa nereye çeksen oraya
giden bir laftır. Sonra Kızıl Danny'ye gittim, onunla da Almanca
konuştum "Ben tatildeyim, bana bulaşma, içki içmeye geldim ben
buraya" dedi.
* Küçümseyici bir tavır mı takındılar size?
Evet, pislik gibi davrandılar. Bir tek Doğun Hızlan fikrimi ifade
etmeme pozitif yaklaştı. Sonra korumalar geldi, "Hanımefendi sizi
şöyle alalım" dediler, çıkardılar.
Haber: Mutlu Tömbekici
Kaynak: www.vatanim.com.tr