Pamir, Sağlar'a ateş püskürdü
Abone olFikri Sağlar'ın yeni kitabında yaptığı röportaj kasetini MİT'e vermekle suçladığı gazeteci Balçiçek Pamir iddialara ateş püskürdü.
Sabah Gazetesi yazarı Balçemik Pamir, SHP eski milletvekili
Fikri Sağlar'ın son kitabında yer verdiği iddiaları kesin bir dille
yalanladı. Pamir, Sağlar'ın, Sabah yazarının yaptığı röportajı
MİT'e verdi yönündeki iddiları yazısıyla yalanladı:
Fikri Sağlar neden yalan söylüyor anlamakta zorlanıyorum Çünkü
benim ahlak anlayışıma göre bir siyasetçi kitabı satsın diye yalan
söylemez...
Zorunlu diyorum, çünkü son üç dört gündür hakkımda üstü kapalı da
olsa yazılanlara inanmakta güçlük çekiyorum. Üstelik hakkımda
yapılan suçlamaların şimdiye kadar kişiliğine saygı duyduğum,
duruşunu, tavrını beğendiğim eski bir siyasetçi tarafından gelmesi
son derece üzücü.
Önce yine iyi niyetle "Yanlış hatırlıyor" diye düşündüm. Sonra
"Kitabım biraz daha fazla satsın böylelikle" cümlesini okuyunca,
"Dur orada Balçiçek" dedim. Dur çünkü, Fikri Sağlar yanlış
hatırlamıyor bilakis doğruları saptırıyor.
1998 yılında Fikri Sağlar ile bir söyleşi yaptım. Söyleşinin ana
teması Susurluk idi. Sağlar o söyleşide MİT Yasası'nın
değiştirilmesi doğrultusunda hazırlık yaptığını söyledi. MİT'in
çağa ayak uyduramadığından yakındı. Söyleşiyi yayınladık. Dergi
piyasaya çıktığı gün MİT'ten bir telefon aldım. Bir daire başkanı
Aktüel Dergisi'nin Ankara Temsilcisi olarak beni tanımak istediğini
söyledi ve kahve içmeye davet etti. Kabul ettim. Önce O zamanki
direktörüm Alev Er'e sonra rahmetli Ercan Arıklı'ya bu randevuya
gideceğimi söyledim. Onlardan da "olur" aldıktan sonra MİT'e
gittim. Yaklaşık 20 dakika görüştük. Zamanı tam biliyorum çünkü
oraya eşimle gittim. Eşim ben içerde görüşürken beni kapıda
bekledi. Görüşmede havadan sudan her şeyden konuştuk. Söz bir ara
yayınladığım Fikri Sağlar röportajına geldi. Bana yazmadığım bir
unsur kalıp kalmadığı soruldu. Ben de "Hayır" cevabını verdim ama
rahatsız oldum, hemen izin isteyip MİT'ten ayrıldım. Çıkar çıkmaz
önce editör Necdet Açan'ı ardından Alev Er'i arayıp durumdan
haberdar ettim. Konuştuklarımızı aktardım. Alev Er, Fikri Sağlar
hakkında sorduklarını Sağlar'ın da bilmesi gerektiğini söyledi ve
kendisini aramamı istedi. Ben de Sağlar'ı arayıp "Beni bugün MİT'e
çağırdılar ve sizin hakkınızda da sorular sordular" diye haber
verdim.
Yani MİT'e gittiğimi benden öğrendi.
Kendisi de o zaman bana bu içtenliğimden ötürü teşekkür etti.
Hayatım boyunca röportaj yaptığım bir kişinin ses kaydını değil
MİT'e, kimseye vermedim. Fikri Sağlar'ın niye yalan söylediğini
anlamakta zorlanıyorum. Çünkü benim ahlak anlayışıma göre eskiden
bakanlık yapmış bir siyasetçi sırf kitabı satsın diye böyle bir
yalan söylemez. Söylememeli. Benimle bu olaydan sonra hiç
görüşmediğini iddia ediyor. Bu da doğru değil. Aksine bir çok kez
bir araya geldik. kendisiyle bir kez daha söyleşi yaptım,
yayınlandı.
Bir kitap yazıyordu yine.
Hakkımda söylenenler çamur at izi kalsın türünde suçlamalardır.
Kendisine yüklü bir tazminat davası açacağım. Ama cevap olarak "Ben
ismini açıklamadım" diyecek. Bu da oyunun bir kuralı herhalde. Bu
ilk ve son açıklamamdır. Bundan sonra Fikri Sağlar'ın yalanlarına
dayanarak yapılan her haber ve köşe yazısı hakkında da dava açmayı
düşünüyorum.
Konuya şahit olanlar vardır. Hiçbir hareketimi bağlı bulunduğum üst
makamlara bildirmeden gerçekleştirmedim. MİT'e bu ziyaretim ilk ve
son kez olmuştur. Belgelidir. Kiminle konuştuğum taraflar
tarafından bilinmektedir.
Eski bakan Fikri Sağlar söylediği yalanlarla hem beni, hem gazetemi
hem de Milli İstihbarat Teşkilatı'nı yaralamaya çalışmaktadır.
Artık bu konuda söylenecek bir şey kalmamıştır.
NOT: Köşelerinden bana etik dersi vermeye kalkan diğer
meslektaşlarıma gelince... Haberciliğin ilk kuralı iddiaları iki
tarafa da sormaktır. İşin doğrusunu bilmeden, kimseyi dinlemeden
"İçimizdeki ajanı bulalım" cinsiden sadece olayı provoke etmek ve
çalıştığım kurumu zedelemek adına yazılanların haberle ya da
gazetecilikle yakından uzaktan ilgisi bulunmamaktadır.