ATV'de yayınlanan Müge Anlı Tatlı Sert programında ortaya çıkardığı, Türkiye'nin gündemine cinayet, tecavüz ve işkencelerle oturan Palu ailesi dün 3. kez hakim karşısına çıktı. Müge Anlı ise bu gün canlı yayında Palu ailesi davası hakkındaki detayları açıkladı. Palu ailesinin damadı Tuncer Ustael ise hereksi şoke eden itirafı ekran başındaki herkesi dehşete düşürdü. Mahkemede Avukat Alper Bayrak'ın gündeme getirdiği psikolojide gaz lambası tekniği ise merak konusu oldu.Müge Anlı ve ekibinin geçen sezon programında ortaya çıkartığı Palu Ailesi gerçekleri bütün Türkiye'yi şoke etmişti. Ailenin eniştesi Tuncer Ustael ailedeki herkesi etkisi altına almış, kadınlarına cinsel istismarda bulunmuş bununla da kalmamış ailenin kızı Meryem ve torunu Melike'yi işkence yaparak öldürmekle suçlanmıştı. Canlı yayında ortaya çıkan deliller sonucu enişte Tuncer Ustael ve Emine Ustael gözaltına alınmıştı. Bütün bu olaylar sonrası Palu Ailesi göz altına alınmış ve hakim karşısına çıkmıştı.Geçen günlerde Müge Anlı'nın programına katılan Avukat Alper Bayrak ise Palu Ailesinin akıl sağlığının yerinde olmadığını narsist kişilik bozukluğu olan Tuncer Ustuel'in çevresindekilerin iradesinin etkileyerek istediklerini yaptığını savunmuş ve "Adli Tıp Kurumu'ndan yeniden akıl sağlığı ile ilgili rapor talep ediyoruz." demişti. Peki dün görülen mahkemede neler yaşandı?Enişte Tuncer Ustuer'den Meryem itirafı Bütün bu gelişmelerden sonra dün Palu ailesi davasının 3. duruşması gerçekleşti. Palu ailesi mahkemeye tam kadro olarak katıldı. Hakkındaki iddialara cevap veren enişte Tuncer Ustuel suçsuz olduğunu belirterek, "Ben suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Meryem'in cesedinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. H.Ş. isimli kişi dinlenmeden bu iş açığa çıkmayacak. Ben suçsuzum, tahliyemi talep ediyorum" dedi.Mahkemede ne oldu? Adli dengesinin yerinde olmadığını ifade eden anne Meryem Palu ile birlikte olaylar ile hiç bir ilgisinin olmadığını savunan Fatih Palu'da tahliyesini istedi.Enişte Tuncer Ustuel'in eşi ve ailenin en büyük kızı Emine Ustuel ise bir kez daha Şipşak ve Tanhal ailelerini suçladı.Sanıkların savunmalarının ardından söz alan Palu ailesinin avukatı Alper Bayrak, müvekkillerinin tahliye edilmesini talep ederek, "Müvekillerim uzun süredir tutuklu. Savcılık makamının iddialarını kabul etmiyoruz. Bulunan bir ceset ya da cesedin nasıl gömüldüğü, Meryem'in nasıl öldüğüne dair bir iz yoktur..Tuncer'de narsist kişilik bozukluğunun olduğunu düşünüyorum. Tuncer, gaslighting yani gaz lambası tekniği ile müvekkillerime istediklerini yaptırabilmektedir. Müvekkillerim ve Tuncer Ustael için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını talep ediyorum. Diğer sanıkları 3 harfliler ile kandırmış olabilir. Bunun ile ilgili Yargıtayın daha önce vermiş olduğu karar var. Müvekkillerimin serbest bırakılmasını talep ediyorum" diye konuştu.Mahkeme ne karar verdi? Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti, mevcut delil durumu, Adli Tıp raporları ve dosya kapsamı ele alındığında, sanıkların akıl sağlığı durumlarının belirlenmesi için tekrar rapor alınmasının davaya katkı sağlamayacağını belirterek, avukat Bayrak'ın talebini ret etti..Harun Palu'ya atanacak olan kayyumun durumunun belirlenmesi için yazı yazılmasına ve tanık olarak dinlenmesi talep edilen Meryem Tanhal'ın R.T.T. ve Ş.H. ile ilgili yazılan yazıların sonuçlarının beklenmesine, sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesine karar verilerek duruşma ileri bir tarihe ertelendi..Esrarengiz Palu davasında bir sonraki duruşma tarihi 21 Kasım 2019 tarihinde. Müge Anlı canlı yayında Avukat Alper Bayrak'ın mahkeme sunduğu psikolojide gaz lambası tekniğinden bahsetti ve gaz lambası tekniği ile ilgili "Narsist kişilik bozukluğu olan kişilerin kurbanların olumsuz bilgi ve yargılarla sürekli tenkinde bulunarak manipule etmesi ile kurbanlarında bu durumdan kaçamaması. Tuncer Ustuer'in ise bundan faydalandığını iddia etti." açıklamasını yaptı. Müge Anlı canlı yayında Gaz lambası tekniğini örnek bir filim ile anlatmaya devam etti. Peki nedir psikolojide gaz lambası tekniği:Olayın temelinde yatan şey karşıdaki insanın güvenini ve sevgisini suistimal ederek zamanla özgüvenini ve özsaygısını yaralamak. Bu eylemi yapan insanların genelde tek bir amacı oluyor karşı tarafı kendisine bağımlı hale getirmek. Gözlemleri ve düşünceleri sürekli yalanlanan kurban, belli bir zaman sonra kendi zihnine düşman haline geliyor. Her yapacağı hareketin, her kuracağı cümlenin, her düşüncesinin yanlış olacağını düşünmeye başlıyor ve kişi karar alma yetisini kaybediyor. Zamanla kendine olan şüphesi iyice artan kurban bütün kontrolü karşı tarafa bırakıp iyiden iyiye kendi köşesine çekiliyor. İşler bu noktaya kadar geldiğinde geri dönülmesi iyice imkansızlaşan bir yola girmiş olan kişi, çevresinde güvenebileceği tek insan olarak karşısındakini görüyor ve o ne isterse onları yapmaya başlıyor.Bu manipülasyonun uygulanma şekilleri farklılıklar gösterebiliyor. Temelde yatan üç ana yöntem bulunuyor. Bunlardan birincisi, sözlü şekilde bir şeyleri ifade edip bu bilgileri her seferinde tekrardan, bu sefer farklı şekillerde anlatmak. Böylece karşıdaki kişinin algılarını allak bullak etmek amaçlanıyor. İkinci yöntem ise fiziksel; sürekli evde bulunan şeylerin yerlerini değiştirmek ve bir süre sonra olması gereken yerlerine tekrar koymak. Böylece eşyayı ilk başta ait olduğu yerde göremeyen ama bir süre sonra tam orada bulan kurban, bu durumdan bahsettiğinde "Ne saçmalıyorsun, hep oradaydı o" tepkisi alıyor. Bu durum zamanla yine kendisinden şüphe etmesine yol açıyor. Üçüncü yöntem ise bir olayın detaylarından bilinçli olarak bahsetmemek, daha sonrasındaysa önceden bahsetmiş gibi konuşmak ve karşıdaki insana hafıza kayıpları yaşadığı vurgusunu yaparak aklını bulandırmak üzerine.Diğer yöntemlere bir örnek vermek gerekirse; karşıdaki kişiyle önce sert bir ses tonuyla konuşup daha sonrasında bunu inkar etmek ve oldukça yumuşak bir ses tonuyla konuştuğunu, onun yanlış anladığını söylemek. Bu durumun devamında kurban her şeyi olumsuz anlamasıyla suçlanıyor ve zamanla karşıdaki sert konuştuğunda bile kendi kendine sadece yanlış anladığını, son derece normal bir konuşma yaşadığını söylemeye başlıyor.Bu manipülasyon yönteminin sınırları öylesine geniş bir alana yayılıyor ki, farklı şekillerde maruz kalmak maalesef mümkün. Örneğin bir başka yöntem de karşıdaki kişide aldatılıyormuş hissi uyandırmak. Sürekli aynı kişiden, normal olmayan bir şekilde bahsettikten sonra doğal olarak şüphelenen kurban bu şüphesini ortaya döküyor. Bu noktada manipüle eden kişi sert bir tavır kullanarak güvensizlik suçlamaları yapmaya başlıyor, işi daha da ileriye götürerek kurbanın zihninde kendi kendisine olan güvenini sarsacak düşüncelerin oluşmasını sağlıyor. Kafasında bu düşünceleri kurgulayan kurban zamanla problemli biri olduğunu düşünmeye başlıyor ve gerçekten aldatılsa bile bu düşünceyi sadece kafasında kurduğunu düşünerek kendine kızıyor.Bir diğer yöntem de kurbanla sürekli dalga geçip, daha sonrasında çok alıngan olmakla suçlamak. Bu hareket sürekli tekrarlandıkça kurban aşağılanmayı kabullenmeye, kötü hissettiğinde "Sadece espri yapıyor, ciddiye almamam gerek" demeye başlıyor. Haberin videosunu izlemek için tıklayın