Pakete destek ne oranda ?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, demokratikleşme paketine halkın yüzde 70’inden fazlasının destek verdiğini tespit ettiklerini söyledi.<br/...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, demokratikleşme paketine
halkın yüzde 70’inden fazlasının destek verdiğini tespit
ettiklerini söyledi.
Süryani vatandaşlara ait Mor Gabriel Manastırı’nın ve arazisinin
Süryani cemaatine verilmesi sürecini önümüzdeki pazartesi gününe
kadar sonuçlandıracakları müjdesini de veren Arınç, TBMM’de
başörtülü milletvekili bulunabilmesi için destek veren MHP Lideri
Devlet Bahçeli’ye teşekkür etti ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na
destek vermesi çağrısında bulundu.
İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde Saygılı Rulman adlı firmanın hizmet ve
lojistik binasının açılış törenine katılan Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, açılış öncesi gazetecilerin gündeme dair sorularını
yanıtladı. Demokratikleşme Paketi’ne halkın tepkisinin olumlu
olmasından memnuniyet duyduklarını ve demokratikleşme adımlarının
arkasının geleceğini belirten Arınç, “Sokakta, kahvehanelerde
halkın dinledikten sonraki ilk görüşü önemliydi. Yüzde 70’i
geçiyor. Üçüncü gün itibariyle de aldığımız analiz sonuçları bize
paketin genelde olumlu karşılandığını ifade ediyor. Yetersiz
diyenler haklı olabilir, bu konuda eleştirilere karşı değiliz. Ama
Sayın Başbakanımız da ifade etti, bu ilk olmadığı gibi son da
değildir. Bunun arkasından zamanı geldiğinde, yeri geldiğinde
demokratikleşme aslında bir kültürdür, zihniyetler buna hazır
olduğu noktada yeni paketlerimizin, yeni çalışmalarımızın sürece
dahil olacağını söyleyebiliriz. Bugünden yarına önümüzü bu
konularda her zaman açık tutuyoruz. Yeni demokratikleşme ve
özgürlük alanları, siyasetin alanını genişletme çalışmaları
Türkiye’de bundan sonra da devam edecektir. Yeterli görmeyenlere
bugünden müjdeyi verebilirim; sizin göstereceğiniz her olumlu
nokta, eleştiri ve öneri bizim önümüzü açacaktır. Ama bugün yeri,
zamanı ve konjoktörü uygun olduğu için açıkladığımız tüm bu
gelişmelerin yurtta ve yurtdışında takdirle karşılandığını ifade
edebilirim” dedi.
“BDP’Lİ SİYASETÇİLER MAALESEF PAKET AÇIKLAMALARIYLA KENDİLERİNİ
BAĞLAMIŞLARDIR”
Pakete destek vermeyen BDP’lileri de eleştiren Bülent Arınç,
pakette yer alan özel okullarda Kürtçe eğitiminin çözüm sürecine
olumlu katkı yapacağını söyledi. Arınç, şöyle konuştu:
“Bu konuda Kürt kökenli vatandaşlarımızın yaşayabildiği bölgeler
çoğunluk olmak üzere biz Türkiye’nin genelini dikkate alıyoruz.
Yurttaşlarımızın büyük ölçüde yüzde 70’in üzerinde pakete olumlu
baktıklarını tespit ettik. Ancak BDP’li siyasetçileri bundan
ayırmamız lazım. Esasen biz yurttaşlarımıza yönelik bir paket
getiriyoruz. Onların bu konudaki beğeni, eleştiri ve görüşleri
bizim için önemlidir. Ancak maalesef özellikle BDP’li siyasetçiler
baştan, hatta paket açıklanmadan yaptıkları eleştirilerle
kendilerini bağlamışlardır. Özellikle çok tecrübeli olduğunu
bildiğimiz ve kendisinden ümit beklediğimiz bazı siyasetçiler bile
paketin kabak çıkacağını söylemiştir. Bu eleştirinin de ötesinde
işi ne kadar hafife aldıklarını, küçültücü bir ifade
kullandıklarını gösterir. Ancak halkımız bu siyasetçilerin
düşüncelerini paylaşmıyor. Her biri özellikle anadilde özel okulda
eğitimin açılacak olmasından, ayrımcılıkların son bulmasından
fevkalade memnunlar. Ben o bölgede özellikle çözüm sürecinde bu
atılan adımların pozitif bir ivme kazandıracağını düşünüyorum.”
“MOR GABRİEL SORUNUNA ON YILDIR EL ATAMIYORDUK”
Kendisine bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Vakıflar
Meclisi’nin önümüzdeki hafta toplanarak Süryani vatandaşlara ait
Mor Gabriel Manastırı’nın ve arazisinin Süryani cemaatine verilmesi
sürecini sonuçlandıracağı müjdesini de veren Başbakan Yardımcısı
Arınç, “Cemaatler, azınlıklar ve farklı inanç gruplarının
Türkiye’de özgürlük alanlarını son yıllarda genişlettik. Bir
taraflar vakıflar olarak cemaat vakıflarının geçmişte el konulan,
sahibi olamadıkları gayrimenkullerini büyük ölçüde kendilerine iade
ettik. Mor Gabriel Manastırı veya Deyrül Umur denilen yer Süryani
vatandaşlarımızın yıllardan beri bizden taleplerini içeriyordu.
Burada bir manastır var. Sahip olduğu arazi daha sonra kadastrodan
dolayı doğan birtakım anlaşmazlıklar nedeniyle yargı sürecinde
manastırın elinden alınmıştı. Bizden talepleri oldu, biz de konuya
baktık ve taleplerini büyük ölçüde haklı gördük. Vakıflar
Meclisimiz yargı süreci sürerken meseleyi görüşmemişti. Yargı
süreci bittikten sonra zannediyorum önümüzdeki pazartesi günü bu
talepleri ele alacaklar ve biz öncesinde bir çalışma yapmıştık ve
bunun olabileceği noktasında başbakanımıza bildirimde bulunmuştuk.
O yüzden Vakıflar Meclisimiz Mor Gabriel Manastırı’nın bizden
talepleri olan gayrimenkul, arazi konusunda olumlu bir karar
verecektir. Bunu ümit ediyoruz. Dosya önümüzde on yıldan beri
duruyor. Yargı kararları nedeniyle elimizi atamıyorduk. Yargı
süreci tamamlandı, ne olursa olsun bu konuda tek yetkili olan
Vakıflar Meclisimiz bakımından kararımızı ümit ediyorum pazartesi
günü, bir gecikme olursa önümüzdeki hafta sonuna kadar olumlu
kararı vereceğiz. Ben 7 Ekim’i hedefledim. 7 Ekim Pazartesi günü
toplanabilirse Mor Gabriel Manastırı ile ilgili kararı alacak.
Yoksa bayrama kadar olan süre içinde ayrı bir toplantı yapılıyor
olacaktır” diye konuştu.
BAŞÖRTÜSÜ VE KÜRT SORUNUNA PAKETİN KATKISI
Arınç, dün yasama yılı açılışında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi
Hayrünnisa Gül’ün başörtüsüyle gelmesini de büyük memnuniyetle
karşıladığını, bu durumun Türkiye’nin demokratikleşme ve
özgürlükler alanında son on yılda katettiği mesafeyi ortaya
koyduğunu kaydetti. Arınç, kendisinin 2003’te başörtülü eşiyle
birlikte resepsiyona katılamadığını anımsatarak, şunları
söyledi:
“Dün TBMM çatısı altında kendi özel kıyafetiyle görmekten ancak
herkesin mutlu olduğu kadar ben de fazlasıyla mutlu oldum. Çünkü
Meclis Başkanlığı’na seçildiğim 2002’nin son aylarında tablo böyle
değildi. 23 Nisan 2003’te eşimle birlikte resepsiyona katılmam ve
başındaki örtüyle misafirleri karşılayacak olması belli çevrelerde
büyük tepkiyle karşılanmış, hatta partinin kapatılmasından tutun
darbe yaparız ha çığlıklarına kadar bazı sorumsuz insanların
gayretleri ortaya çıkmıştı. Ben o gün eşimle birlikte, eşimin
başörtüsüyle başında gururla taşıyacağı özel kıyafetiyle bir
resepsiyon imkanından mahrum olmuştum. Ama bugünün Meclis Başkanı
ve Sayın Cumhurbaşkanı eşlerinin o güzel kıyafetleriyle bu
toplantılara katılabiliyorlar. Bundan gurur duyuyorum. Türkiye’nin
on yılda geldiği bu noktayı bazıları geç bulabilir ama biz on yılda
geldiğimiz noktayı Türkiye’nin demokratikleşmesi, özgürlüklerin ve
bu noktadaki anlayışların gelişmesinde çok olumlu buluyoruz.
Hamdolsun. Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın eşleri bu kıyafetiyle
birilerinin zinhar, asla diye bağırmaktan yorulduğu zamanlardan
farklı olarak bugün gazetelere bakın, siyasetçilerin açıklamalarına
bakın, herkes bunu çok olumlu ve çok normal karşılıyor. Türkiye
demek ki artık normalleşme sürecine hızla girdi. Sivil asker
ilişkilerinde olduğu gibi. Dünkü manzara Türkiye’nin
normalleştiğini gösteriyor ve artık başörtüsü düşmanlığının sadece
birkaç gazetede, birkaç fanatik yazarın başlığında kaldığını
gösteriyor.”
“MADDELER EN KISA ZAMANDA HAYATA GEÇECEK”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Demokratikleşme Paketi içindeki
maddelerin en kısa sürede hayata geçirileceğini, tüm bakanlıklara
gerekli talimatların verildiğini de belirterek,
“As soon as posible dedim dün akşam. Onu anladılar. Yani bugünden
yarına uygulamaların hepsi yürürlüğe girecek. Bir kısmı bayramı
takiben, bir kısmı da bayrama kadar. İkincil düzenlemelerde işimiz
kolay. Bir yönetmeliği ortadan kaldırmak için yeni yönetmelik
yapmaya gerek yok. Ama bir yönetmelikte değişiklik yapılacaksa
bunun Resmi Gazete’de yayınlanıyor olması lazım. Tüm
bakanlıklarımıza talimat verilmiştir. Bunlar mutlaka bayrama kadar,
yetişmeyecekse bayramdan sonraki sekiz on günlük süreyi de iyi
kullanarak, devreye girecektir. Her şey yolunda gidiyor. Ama yasama
düzenlemeleri bakımından yılbaşına kadar olan süreyi hepimiz
parlamentodan takip edeceğiz.”
“SAYIN KILIÇDAROĞLU’NUN DUDAKLARINDAN DUYMAK İSTİYORUZ”
Başörtüsüyle yemin edemeyen Merve Kavakçı’yı da anımsatan Bülent
Arınç, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin destek veren açıklamalarını
olumlu bulduklarını ancak CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da bu
sözleri duymak istediklerini belirtti. Arınç, konuyla ilgili şu
değerlendirmeyi yaptı:
“Başörtülü milletvekili olabilecek mi sorusu. Siyasetçiler
tarafından bu konunun makul karşılanıyor olması lazım. Dün
resepsiyonda Sayın Bahçeli ‘Niçin olmasın’ dedi. Kendisine teşekkür
ediyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun aykırı bir açıklamasını duymadım.
Ama onun bazen topu taca atma gibi bir huyu var. Zaman zaman
yaptığı konuşmalarda başörtülü bir aday müracaat ederse ‘Niçin
geldin demeyiz’ dedi. Ama Sayın Kılıçdaroğlu’na hatırlatıyorum.
Sorun adayda değil. Merve Kavakçı aday olarak müracaat ettiğinde
bir engel çıkmamıştı. Hatta mazbatasını aldığında da bir engel
çıkmamıştı. Engel Meclis’e girdiğinde vekillerin ayağa kalkarak,
dışarı dışarı diye bağırmasından, rahmetli Ecevit’in o haşin
konuşmasından, Demirel’in o zaman ‘Bu provokasyonu lanetliyorum’
sözüyle bu kızcağızın başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Sayın
Kılıçdaroğlu, başörtülü bir milletvekili de olabilir. Veya aykırı
düşünüyorsanız olmayabilir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki
düşüncesini açıklamasını takiben bu işin olup olmayacağı konusunda
esasen bir yasama görevine ihtiyacımız yok. Çünkü bunu yasaklayan
bir kanun maddesi yok. Yeni CHP olabilir noktasında ise bunu genel
başkanının ifade etmesi lazım. Atilla Kart’a bakarak, Nur Serter’e,
Birgül Ayman Güler’e bakarak kafamız karışır. Onların söyledikleri
çok farklı şeyler. Genel başkan çok güçlü bir insan. Zannediyorum
ki öyledir. Bu konudaki tavrını açıkça koysun. Mesele adaylıkta
değil seçildikten sonra parlamentoya girmesinde. CHP’nin tavrı ne
olur bunu duymak istiyoruz. Dünkü açıklamasında bu konuya hiç
girmedi. Anlıyoruz ki hayır demeyecek. Ne olur ilk müjdeyi bugünden
yarına Sayın Kılıçdaroğlu’nun dudaklarından duymuş olalım. Türkiye
gelişiyor, özgürleşiyor. İnşallah dün yasak olan her şey bugün
artık serbest olacak. “
(İHA)