Pahalı internet ekonomiye zarar
Abone olİnternet son üç yıldır dünyada yepyeni bir devrim yaşıyor. Türkiye iki haftadır geniş bant internet erişim (ADSL) ücretleriyle ilgili kısır bir tartışma yaşıyor.
Sektörde tekel konumundaki Türk Telekom’un 256 Kbps’lik limitsiz
internet erişimini kaldırdığı gerekçesiyle başlayan tartışma
sürüyor. Uzmanlara göre, Avrupa’da hanelerin yüzde 25’ine ulaşan
ADSL sayesinde yepyeni iş kolları ve pazarlar oluşurken
Türkiye’deki ADSL kavgası e-ticaret ekonomisinin büyümesini
engelliyor. Klasik çağrılı aramanın (dial-up) yerini alan geniş
bant internet (ADSL) abone sayısı daha şimdiden 164 milyonu geçti.
Kullanıcı sayısı en az bunun dört katı hesap ediliyor. Sadece
Avrupa’daki ADSL abonesi bile 44 milyonun üstünde. Bilgiye
erişimin, e-devlet, e-ticaret, eğitim, eğlence ve haberleşme
uygulamalarının yeni platformu haline gelen internetin hızının ve
kapasitesinin artması anlamına gelen ADSL devrimi Türkiye’yi de
2005’teki rekor abone artışı ile dünyada konuşulur hale getirdi.
Yıllarca şikayet konusu olan internet kullanıcı sayısı da geniş
bant internet sahipliğinin artmasıyla önemli ivme kazandı. Daha beş
yıl önce Türkiye’de toplam 2-3 milyon internet kullanıcısından
bahsedilirken şimdi bu sayı 10 milyonu aştı. Kasım 2005 itibarıyla
ADSL abone sayısı 1 milyon 340 bin. Türk Telekom AŞ’nin (TT) hedefi
yıl sonuna kadar bu sayıyı 1.5 milyona çıkarmak. Milli Eğitim
Bakanlığı’nın her okula ADSL projesi ile okulların yüzde 85’ine
internet bağlandı. Ancak bilgisayar, laboratuvar ve eğitici
eksikliği 14 milyondan fazla öğrencinin internete erişmesindeki en
büyük engel. Türkiye’de internet yaygınlaşırken yaşanan en büyük
tartışma ise ADSL tarifelerinin yüksekliği, vergiler ve yetersiz
servis hizmetleri konusunda kilitleniyor. Avrupa Birliği 2005
İlerleme Raporu’nda da yer alan Türkiye’deki elektronik iletişim
sektörüne verilen yeni lisanslara rağmen pazar payının sadece yüzde
1’lerinin özel sektöre ait olması en büyük handikap. Sabit
telefonlardaki yüzde 18’lik KDV üstüne yüzde 15’lik Özel İletişim
Vergisi, ADSL’de de var. Tüketiciler bu vergi yükünün de
kaldırılmasını istiyor. Geçen hafta Türk Telekom AŞ’nin tarife
değişikliği açıklamasından sonra başlayan tartışmalar, 1.3 milyon
ADSL abonesinin tepkisiyle bilişim sektöründe büyük ses getirdi.
Abonelerin tepkilerinden daha çok ses çıkarması gereken internet
servis sağlayıcıları (İSS) beklenen tepkiyi vermedi. “İki yıl önce
100 bin dial-up abonemiz vardı, şimdi 10 bin ADSL abonemiz var.”
diyen Superonline Genel Müdürü Savaş Ünsal’ın sözleri internet
servis sağlayıcılarının sıkıntılı durumunu özetliyor. Daha önce
internet piyasasını Telekom ile birlikte paylaşan servis
sağlayıcılar, son 1,5 yılda uygulanan politikalar ve kullanıcıların
hızlı internet talebi nedeniyle resmen pazardan silindi. Kâr
marjları sıfırlanan, müşteri kaybeden İSS’ler de sektörün
kurtuluşunu ve çıkışı ADSL’de görüyordu. Ancak tahsis edilmeyen
portlar, geciken lisanslar gibi sebeplerle üç dört yıl öncesine
kadar Türkiye’de internet kullanıcı sayısını milyonlara çıkaran
şirketler ADSL’de oyuncu haline gelemedi. Telekom’a komisyoncu
bayilik yapılıyor Halen en büyük servis sağlayıcılar arasında yer
alan Superonline’ın Genel Müdürü Ünsal, “Türk Telekom ADSL’de fiili
tekeldir.” sözleriyle izah ediyor sıkıntıları: “Bugün yüzden fazla
şirket içinde 3-4 tanesi iş yapabiliyor. İSS’lere verilmeyen
portlardan (ADSL erişimini sağlayan dahili modemler) dolayı Telekom
tekel haline geldi. Kimseye kabahat bulmuyorum. Ama siyasi irade
olur deseydi, bugün bizim elimizde 1.5 milyon değil 5 milyon ADSL
abonesi olurdu. Devlet ADSL konusunda özel sektörün önünü açmalı.
Biz beklenen internet devrimini gerçekleştirebiliriz.” Telekom’un
milyonları bulan abonesine karşılık 126 İSS’nin toplam ADSL müşteri
sayısı 20 binin altında. Şirketler ADSL’de yüzde 10’luk kârla satış
yapıyor. Teknik tabiriyle Telekom’a ‘reseller’lik, yani komisyoncu
bayilik yapılıyor. Rekabet olmadığı için tüketici tek kanaldan
hizmet alıyor. Yüzde 95’i Telekom eliyle dağıtılan ADSL hizmetinin
çeşitlendirilmesi, tarife ve vergi sıkıntısının alternatif internet
operatörleriyle giderilmesi gerekiyor. Alcatel Genişbant Erişim
Çözümleri Direktörü Eric Festraets, Türkiye’nin tarife, vergi gibi
tartışmaları bırakıp ADSL altyapısıyla internet üzerinden oluşacak
yeni ekonomilere odaklanması gerektiğini söylüyor. Avrupa’da
hanelerin yüzde 25’ine geniş bant internet hizmetinin verildiğini
hatırlatan Festraets, internet TV, video, VoIP, internet telefonu
gibi katma değerli hizmetlerin 190 milyar doların üstündeki Avrupa
bilişim pazarında önemli yer tutmaya başladığına işaret ediyor.
Festraets, Türkiye’deki 256 Kbps internetin limitli ya da limitsiz
olacağı tartışmalarını ise komik buluyor. “ADSL’in önünü açın.
Avrupa’da abone başına 25 Euro’luk ortalama ücretin alındığı ADSL
sayesinde oluşan e-ticaret kapasitesi daha şimdiden milyar avroları
geçti.” diyen Festraets’in verdiği bilgiye göre sadece İtalya ve
Belçika’da ADSL kullanarak internet TV hizmeti veren operatörlerin
4 milyondan fazla müşterisi var. France Telekom, 70’ten fazla
televizyon kanalını ADSL üzerinden yayınlıyor. Bu kullanıcılar
internet TV yayınları ile video, sinema hizmetlerinden
yararlanıyor. Eğlence amaçlı Video on Demand (isteğe bağlı video)
talepleri ADSL abonelerinin satın aldığı hizmetin yüzde 10’unu
tutuyor. Pazarın yüzde doksanı diye tabir edilen kesimde ise
teletıp, internet TV, uzaktan öğretim, görüntülü televizyon,
TV-internet bankacılığı gibi elektronik ticaretin diğer onlarca
alanı yer alıyor. Tüketicilerin geniş bant internet erişiminden
sonra alışkanlık değiştirdiğinin en bariz göstergesi, Avrupa
hanelerinde TV izleme oranlarının düşmesi. Fransa’nın en büyük
fotoğraf stüdyolarından biri, online baskı sistemi sayesinde hafta
sonu müşterilerinin çektiği fotoğrafları internetten kabul edip,
pazartesi evine basılmış olarak gönderiyor. Bu da internet
sayesinde değişen alışveriş alışkanlığının bir örneği. Türkiye’de 5
milyon ADSL port kapasitesi bulunmasına rağmen sadece TT üzerinden
büyütülen sınırlı pazar, kısır çekişmelere neden oluyor.
Telekomünikasyon Kurumu’ndan bir yetkilinin şu tespitleri
Türkiye’nin neden bu tartışmaları yaşadığını ortaya koyuyor: “Halen
15 milyar dolar civarındaki telekomünikasyon pazarında gelirlerin
yarısı sabit telefon hizmeti veren TT’den, diğer yarısı ise
özelleştirme süreci 1994’te tamamlandıktan sonra büyüyen ve bugün
41 milyon abone sayısına ulaşan cep telefonu operatörleri
tarafından sağlanıyor. Devlet sabit hatlardan yüzde 33, mobil
hatlardan yüzde 60’a varan vergi alıyor. Her ikisinin de ötesine
geçebilecek internet pazarı ise cılız kalmayı sürdürüyor.” Kaynak:
www.aksiyon.com.tr