Paganlar ve 9’un sırrı, 10’un kehaneti
Abone olBaran Aydın “Hankah” adlı kitabıyla gizemli bir yolculuğa davet ediyor. İnsanlığın başından günümüze kadar olan tarihin kısa ve mistik gezisi sizleri bekliyor.
Çin uygarlığından Mısır’a, Helen uygarlığından Babil’e, Atlantis
uygarlığından Perslere ve Roma’ya kadar ismi dahi bilinmeyen pagan
dünyanın üst aklı olan Gizli Dokuzlar Kültü ve 10’lar
Konseyi gizli inancının izlerini sürerken 9’un sıırına ve
10’un kehanetine erişilebilir.
Pagan dünyanın ve günümüzün en gizli inancına ait dört önemli kavramın; kutsal ateş, ölümsüzlük iksiri (yılanın yolu), üçgen sembolü, 9 ve 10 sayısına yüklenen kutsallığa ait kodları neden bu kadar önemlidir? Sevim Cebeci İnternethaber için tüm bu soruların yanıtlarını yazdı:
“Tanrı’ya açılan 9 kapı... Mükemmel 10’a açılan 9 kapı...” Tıpkı Babil Kulesi’ndeki gibi... Tıpkı Pisagor’un sayı sistemindeki kutsal sayılar ve bir merkeze açılan dokuz nokta gibi... Cabirilerin kutsal merkezi ateşe giden 9 gökcismi gibi...
Ayasofya’da da Tanrı’nın mekânına, mükemmel 10’a (ana salon) 9 kapıdan giriliyordu!
Ayasofya’yı yaptıran Justinyanus’un resim olan ve Ravenna
Müzesi’ndeki mozaikte de; bağlı olduğu geleneğin nişanını bağrında
taşımıştır! Resme dikkatli bakıldığında Justinyanus’un bize göre
sol omuz hizasında bir nişan var Justinyanus’un omzundaki turuncu
merkezi (Vulcan kâhinlerinin rengidir) ve etrafındaki 9 İnci
sembolünü vardır.
Ayasofya’nın paganlar için önemi
Ayasofya, vahiy dinine karşı paganizmin kadim geleneğinin adeta meydan okumasıdır. Ayasofya’nın yapımına gelinen sürece kadar kadim gelenek; Virjil, Apollonius ve Plotin ile yeniden canlanmıştır. Günümüzde Ayasofya’ya dini anlam yükleyenler büyük bir yanılgı içerisindedir. Bir dinler arası savaş planlayıp; tüm dinleri lağvetmek isteyen bir konseyin tezgâhladığı oyundur bu. Bu konseyin tanımı: “Dokuzlar Kültü’ne tapan 10’lar Konseyi’dir.” Ayasofya, bu konsey için önemlidir! Küçük bir not ekleyelim... Fatih Sultan Mehmet o güne kadar Ayasofya’nın mahzenlerinde ve gizli odalarında ayin yapan teşkilatları yerlerinden etmiştir.
9 rakamının önemi bu kadarla da bitmez. Masonlukta da 9 sayısı özel anlam taşır. En eski ve saygın locanın adı ‘9 Seçkin Şövalye’ locasıdır. Bu gizli locaların üyeleri masonların tüm sırlarını bilen kişilerdir. Locada 9 adet gül ve 9 adet ışık kaynağı bulunurdu; kapıya 9 kez vurulurdu. Ennead adı ile anılırdı”88 diyerek konuya açıklık getirmiştir. Tapınakçıların 9 seçkin şövalyesinden ayrı bir de aziz ilan ettikleri 10’uncu kişi vardı.
Bu ilginç bilgilerin daha fazlasını öğrenmek için Destek Yayınları’ndan yayımlanan Baran Aydın’ın “Hankah” adlı kitabını okumanız gerekiyor. Aydın ayrıntılı ve titiz çalışmasını, bir çok belgelerle destekliyor.
Voltaire, Benjamin Franklin, Condercet, Guillotin gibi ünlülerin ortak noktası nedir?
1776 yılında kurulan bu örgütün ismi Dokuz İlham Perisi’dir (Les Neuf Sœurs). Dokuz İlham Perisi Locası, Fransa’da ku-rulmuş ve kendi deyimleri ile tamamen Cabiri kültüne göre örgütlenmiş bir yapı idi. Dokuz İlham Perisi locasının üyesi birkaç ünlüyü hatırlayalım: Astronom: Llande; Filozof: Helvetius, Voltaire; Fizikçi ve Amerikan Anayasası’nın mimarı: Benjamin Franklin; Korsan: Paul Jones; Mucit Montgolfier kardeşler; Avukat: Romain de Seze; Bilimadamı ve İhtilalci: Condercet; Asrın En Büyük Heykeltıraşı: Houdon; Giyotinin Mucidi: Guillotin, İhtilali Yönetenler: Sieyes, Baillez, Petion ve bugün artık adı anılmayan döneminin ünlüleri..
Baran Aydın kendine özgü yorumuyla dikkatleri çekmeyi başarıyor;
Kızılderililer Türk müydü?
Kızılderililerin hepsinin Türk olduğunu söylemek bilimlik bilgiye terstir. Tıpkı Japonlarda olduğu gibi Kızılderililerin yaşadığı coğrafyaya hankâh sistemi ile kadim bilgilerini taşıyan “yönetici” sınıfı Türk’tür. Tıpkı Sümerlilerde olduğu gibi
Türklerin Uzaydaki Ataları
Bugün Uygur denilen yerde çıkarılmış Lolan Güzeli’ne ait mumya eski Türk kraliçesidir. 3800 yıllık olduğu anlaşılmıştır. Mumyalam tekniğinin Mısır’daki mumylama tekniklerinden çok gelişkin olması üst bir aklın ürünü olduğunu gösteriyor. Ayrıva Çin’deki Türk pramitlerinin varlığu da başka bir gösterge olarak verilebilir. Bunu Çin Hükümeti de kabul etmiştir. Ve bu pramitler Mısır pramitleri gibi üstü sivri değil kesiktir.
Hankâhlarda uzayla ilgili kodlar sıralanmış ve ehillere verilecek önemli bilgilerden sadece biri olmuştur. Türklerin uzaydaki atalarının varlığı Han akalar tarafından ehil olan kişilere verilmiştir. Evet, Türkler ve uzayın inceliklerini Türk destanlarında ve Türk’ün etki alanında kalan coğrafyalarda görmemiz mümkündür.
“Neden Türkler İslam dinini seçti?”
Türklerin İslam dinine geçmesinin ilk ayağı olan Hallacı Mansur’un da gaza ehli olduğu ve hankâhlık müessesesi sayesinde İslam dini ile tanıştığı kaynaklarla sabittir. Hallacı Mansur gibi büyük velilerin o dönem içerisinde Horasan coğrafyası merkezli başlattıkları İslam dininin aşk ve neşe üzerine olan yorumu sayesinde Türklerin Müslümanlığa geçişi hızlanmıştır. Aşk ve neşe üzerine olan bu yorum Melamilik olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır
Ahmet Yesevi’nin Melami meşrep tasavvufi öğretisinin, Türkler arasında geniş kabul gördüğüdür. Bu da beraberinde henüz Müslüman olmamış Türkler arasında İslam’ın yayılmasını sağlamıştır.
Mustafa Kemal ve Melamilik arasındaki bağ
Bugün cumhurbaşkanı olmadan okunamayan ve Atatürk’ün sır kitaplığındaki dini kitapların çoğu Yesevi-Bayrami-Melami geleneğinin sırlarının korunduğu ve aktarıldığı yazma eserlerdir. Atatürk bu yolun muhibbi olmasa ve yazma eserlere son derece büyük önem vermese; bu kadar önemli bir kütüphanede yıllarca saklanmasını ve sayılı kişinin okumasını istemezdi sanırım!
Baran Aydın “Hankah” adlı kitabıyla gizemli bir yolculuğa davet ediyor. İnsanlığın başından günümüze kadar olan tarihin kısa ve mistik gezisi sizleri bekliyor.