Özok Erdoğanı eleştirdi
Abone olTürkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Danıştay'ın türban kararıyla ilgili açıklamaları eleştirdi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, Danıştay'ın
türban kararıyla ilgili açıklamaları eleştirerek, ''Danıştay
kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı
eleştirebilirsiniz, ama bu durum size yürümekte olan bir davaya
bakan ve Anayasal güvenceye sahip yargıçlara, 'efendiler...''
diye başlayan ve 'Danıştay değil...Diyanet çözer' benzeri sözlerle
suçlama ve itham etme olanağını asla vermez'' dedi.
Özok, Baro Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, artık çok
kritik bir sürece giren Ceza Muhakemesi Kanunu uygulamasında kesin
ve kalıcı çözümleri üretmek ve gereken önlemleri almak üzere bir
araya geldiklerini söyledi.
Baroların, yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile birlikte avukat
görevlendirmelerinde olağanüstü patlamalar yaşanmasından
kaynaklanan mali sıkıntılar yaşadığını anlatan Özok, 2006 yılı Ceza
Muhakemesi Kanunu ödeneği olan 48 milyon YTL'nin ilgili
bakanlıkların gösterdiği duyarlılıkla TBB hesabına aktarıldığını
bildirdi.
Baroların kendilerine toplam 41 milyon YTL'lik birikmiş ödenti
bildirdiklerini kaydeden Özok, bunun üzerine tüm barolara 15 milyon
YTL tutarında para yollandığını belirtti. Özok, ''Bu aşamada geriye
kalan paranın paylaşım ilkelerini, bunun yanı sıra karşılığı
olmayan Ceza Muhakemesi Kanunu hizmetinin sürdürülüp
sürdürülmeyeceği ve yaşanan diğer olumsuzlukların nasıl çözüleceği
konusunda sayın başkanlarımızın görüş ve düşüncelerini alacağız''
dedi.
''GELECEĞİNİ DÜŞÜNEN KAHRAMAN OLAMAZ'' SLOGANI
Herkesi ilgilendiren önemli yurt sorunlarıyla karşı karşıya
bulunulduğunu ifade eden Özok, şöyle konuştu:
''AB'ye uyum adı altında, insan hakları savunuculuğu ekseninde
etnik milliyetçiliği kaşıyan aydın girişimleri, kırsaldan kentlere
inen bölücü başı yandaşlarının bombalı saldırıları, varoşlardaki
küçük çocukların eylemlerde kullanılmaları, densiz bir kişinin
İslam dinine yaptığı haksız saldırıyı telin toplantılarının
yobazların gösterilerine dönüşmesi ve 'geleceğini düşünen kahraman
olamaz' gibi ilginç bir sloganla akıl yerine şiddet pompalayan ve
devlet büyüklerinin maaile seyrettikleri gişe rekorlarını alt üst
eden hayal
ürünü dizilerin gösterildiği ve daha pek çok benzer olumsuz
örneklerin
sıralanabileceği sorunlar sarmalı haline gelmiş bir toplumsal
yapıya yönelmiş bulunmaktayız.''
Özok, ''devletin üniter şeklini, ulusal bütünlüğünü, demokratik
laik hukuk devleti yapısını, aydınlık ve çağdaş geleceğini ciddi
biçimde tehdit eden kimi toplumsal olayları görmezden gelen ve
ülkenin geleceğini doğrudan ilgilendiren yaşamsal konulara karşı
duyarsız olan iktidarın, kendince kutsal ve öncelikli konuları
sürekli gündemde tuttuğunu, bunlarla ilgili her türlü karşı duruşu
sergilediğini'' savundu.
DANIŞTAY'IN TÜRBAN KARARI
Bunun en çarpıcı örneğinin, Danıştay'ın son türban kararına karşı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Dışişleri ve Adalet
Bakanlarının sert açıklamaları olduğunu ileri süren Özok, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Danıştay kararını uygun bulmayabilirsiniz, kesinleşmiş bir kararı
eleştirebilirsiniz, ama bu durum size yürümekte olan bir davaya
bakan ve Anayasal güvenceye sahip yargıçlara, 'efendiler...'' diye
başlayan ve 'Danıştay değil...Diyanet çözer' benzeri sözlerle
suçlama ve itham etme olanağını asla vermez.''
Özok, yapılanların, devletin çatısını oluşturan erkler arasında
çatışma anlamı taşıdığını kaydederek, ''Bu yaşananlar hükümetin
zaman zaman AB'ye uyum adı altında referans gösterdiği 'hukuk
devletiyim' diyen hiçbir Avrupa ülkesinde asla görülemez'' diye
konuştu.
Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili
görüşlerini de açıklayan Özok, tartışmaların toplumda
milletvekilliği üzerinde oluşturduğu olumsuz kanaatin
değiştirilmesi için, bekleyen dosyaların hemen ele alınması ve yeni
taleplerin de aynı hızla incelenmesi gerektiğini söyledi. Özok,
''Yasama dokunulmazlığı ile korunan kurum parlamentodur. İşlenilen
suç kuruma zarar veriyorsa dokunulmazlığın kaldırılması
geciktirilmemelidir'' dedi.
Mal beyanıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Özok,
''Yasayla
getirilen zorunlu mal beyanı uygulaması sorunu çözmemekte, nasıl
olsa kimi politikacımızın annesinden, anneannesinden çıkıntılar
kalmakta, kiminin bir biçimde düğün ve şölenleri olmakta, servetler
birden katlanmaktadır'' diye konuştu.
Özok, tek çözümün gün ışığında yönetim anlayışının toplumun her
kesimindeki yönetici kadrosunun kafasına yer etmesi ve erdemli
davranışların sergilenmesi olduğunu belirtti. İran'a müdahale
tartışmalarıyla ilgili de Özok, asla fiili müdahale yapılmaması,
uluslar üstü hukuk kurallarına bağlı kalınarak, BM Genel Kurulu'nun
kararlaştıracağı yaptırımlar doğrultusunda eyleme geçilmesi
gerektiğini söyledi. Toplantı daha sonra basına kapalı sürdü.