Özkök'ün yazısı bir ilki başlatacak
Abone olErtuğrul Özkök'ün Onur Öymen'i eleştiren yazısı meslekte bir ilki başlatacak. Basın Konseyin'nden uyarı alan Özkök'ün sorusu yeni bir uygulamanın habercisi olacak.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök yabancılara arazi
satına karşı çıkan CHP'li Onur Öymen'i eleştirmişti. Öymen'in
gönderdiği cevabı tek satırda özetlemesi tartışılan 'cevap ve
düzeltme hakkını' bir kez daha gündeme getirdi. İşte Özkök'ün Basın
Konseyi'ni harekete geçiren Basın Konseyi beni
uyardı yazısı
Basın Konseyi beni uyardı
HAYATIMDA ilk defa bir meslek kuruluşu tarafından uyarıldım. Umarım
son defa olur.
Benimle ilgili bu kararın birçok meslektaşım için bağlayıcı olmayan
bir ‘örnek olay’ olacağına inandığımdan ayrıntılarını sizlerle ve
öteki meslektaşlarımla paylaşmak istiyorum.
Belki gazetecilik okullarında bile tartışma konusu yapılabilir.
* * *
Olay şu:
Bundan bir süre önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen’in
Türkiye’de yabancılara arazi satılması ile ilgili muhalefetini
eleştiren bir yazı yazdım.
Yazımın özeti şuydu:
‘Bugün Avrupa’da 193 bin Türk ev sahibi. Miami’de binlerce Türk’ün
evi var. İspanya’da 4 milyona yakın Alman’ın evi bulunuyor. CHP’nin
bu devirde yabancılara arazi ve ev satılmasına karşı çıkmasını
anlamıyorum.’
Yazıda ne bir hakaret, ne aşağılayıcı bir ifade ne de bir iftira
vardı.
Aradan geçen süre içinde Anayasa Mahkemesi buna izin veren kanunun
bazı maddelerini bozdu.
Ama benim bu konudaki görüşüm aynen devam ediyor.
Onur Öymen, bana bir cevap göndermiş. Cevap elime biraz gecikmeyle
ulaştı.
Bu konuda sicilim de bozuk sayılmaz. Daha önce bir başka yazıma
gönderdiği cevap yazısını aynen yayınlamıştım.
Ancak bu defaki cevabının tek cümlelik özeti vardı.
‘Ben ev değil, arazi satışını kastetmiştim.’
Zaten ben de yazımı hem ev hem arazi satışları üzerine
kurmuştum.
O nedenle cevap yazısının ana fikrini ikinci yazımda
yayınladım.
Aynı konuda Öymen hakkında başka bazı yazarlar da eleştirel yazılar
yazdılar.
Ama nedense, sadece beni Basın Konseyi’ne şikáyet etti.
Şikáyetinin iki ayağı vardı.
Yazımda, ‘kendisini eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren,
aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan’ ifadeler kullandığımı
iddia ediyordu.
Ayrıca, ‘cevap ve tekzip hakkına saygı duymadığımı’
belirtiyordu.
Basın Konseyi Öymen’in başvurusunu inceledi ve kararını verdi.
* * *
Birinci kararı şu:
Yazı eleştiri sınırları içinde kalmıştır. Öymen’i küçük düşüren,
aşağılayan ve iftira sayılabilecek bir ifade yoktur.
Yani bu açıdan başvuruyu reddetti.
Ancak ‘cevap ve tekzip hakkına saygı göstermediğim’ gerekçesiyle de
beni uyardı.
Basın Konseyi’nin bir üyesi olarak elbette bu karara
saygılıyım.
Hakkımdaki bu kararı okuyucularıma iletmeyi görev sayıyorum.
* * *
Ancak Konsey’e savunmamı gönderirken bir soru sordum.
Köşe yazarları hakaret ve iftira olmadığı takdirde, eleştirdikleri
herkesin gönderdiği tekzibi veya cevabı yayınlamak zorunda
mıdır?
Bu soruyu soruyorum, çünkü bu konuda mesleki bir içtihatımız
olmadığı takdirde, gelen her cevabı yayınlamak zorunda
kalacağız.
Veya Konsey kararlarını hiç dikkate almadan yolumuza devam
edeceğiz.
Ben yazımda, Onur Öymen’in yabancılara arazi satılmasına karşı
çıkmasını eleştirdim.
Yani yazdığım yazı, onun kamuoyuna duyurulmuş bir görüşü hakkındaki
yorumdu.
Bu konuyu sağlam bir temele oturtamazsak, köşe yazarlarının bir gün
eleştiri, ertesi gün onun cevabını yayınlamak gibi bir durumla
karşılaşması söz konusu olacaktır.
* * *
Basın Konseyi bu görüşümü dikkate almış.
Beni uyarıyor ama aynı zamanda yazarların ne tür cevap yazılarını
köşelerinde yayınlamaları gerektiğini belirlemek üzere bir çalışma
başlatmayı kararlaştırmış.
Bu ölçüleri hazırlamak üzere Haluk Şahin görevlendirilmiş.
Yani Konsey’in bu yazım hakkında verdiği uyarma kararı, mesleki
açıdan bir içtihadın yaratılmasına vesile olacak.
Yazı:Ertuğrul Özkök
Kaynak:hurriyetim.com.tr