Özkök'ün yazısı ağır kaçtı
Abone olDünkü yazısında "Askeri Şûra’nın irtica ile ilgili kararlarına" değinen Ertuğrul Özkök uyarıldı. Özkök, bu durumu şöyle niteledi:
Ertuğrul Özkök, "hükümetin Yüksek Askeri Şûra’nın irtica
ile ilgili kararlarına mahkeme yolunu açmaya karar verdiğini"
yazmıştı. Özkök'ün "Referandumda oyum 'Hayır'" isimli yazısında
bazı eleştirilerde bulunmuştu. Fakat eleştiriler biraz ağır
bulundu. Özkök durumu "İletişim kazası" olarak niteledi...
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
DÜN öğle saatlerinde hükümete yakın bir kişi aradı. Söze şöyle başladı:
‘Yüksek Askeri Şûra ile ilgili yazın çok ağır olmuş.’
‘Sadece görüşümü yazdım’ dedim.
Yazıda en küçük bir hakaret, ağır bir ifade yoktu.
Telefonun asıl nedeni bu yorumu yapmak değildi.
Hükümetin Yüksek Askeri Şûra kararlarına mahkeme yolunu açmaya hazırlandığı yolundaki haberin doğru olmadığını söylemek istiyordu.
‘Bu haberin nereden çıktığını biz de anlamadık’ dedi.
Kendisine, bu sözleri bizzat Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in söylediğini anlattım.
Üstelik bu sözleri kapalı kapılar ardında değil, NTV televizyonunun kameralarına söylemişti.
İki gazete de bu sözleri, bizzat Şahin’in ağzından manşet yapmıştı.
Dediğim gibi sözleri de öyle yanlış anlaşılacak cinsten, dolaylı ifadeler değildi.
Telefon eden kişi, ‘Bir iletişim kazası olmuş’ dedi.
Nitekim önceki günü bu haberi manşet yapan iki gazeteden birine açıklama göndermişler, o da dünkü sayısında bunu biraz kapalı bir ifade ile düzeltmişti.
Gazetedeki ifade biraz kapalı olduğu için telefon eden kişiye çok açık bir ifade ile şunu sordum:
‘Hükümetin YAŞ kararlarına mahkeme yolunu açmak gibi bir niyeti yok diye yazabilir miyim?’
O da aynı açıklıkla cevap verdi:
‘Evet yazabilirsiniz.’
Kendisi güvendiğim bir insandır.
Dolayısıyla bu sözlerini rahatlatıcı bir teminat olarak kabul ediyorum.
Bana göre aklın yolu bulunmuş demektir.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
DÜN öğle saatlerinde hükümete yakın bir kişi aradı. Söze şöyle başladı:
‘Yüksek Askeri Şûra ile ilgili yazın çok ağır olmuş.’
‘Sadece görüşümü yazdım’ dedim.
Yazıda en küçük bir hakaret, ağır bir ifade yoktu.
Telefonun asıl nedeni bu yorumu yapmak değildi.
Hükümetin Yüksek Askeri Şûra kararlarına mahkeme yolunu açmaya hazırlandığı yolundaki haberin doğru olmadığını söylemek istiyordu.
‘Bu haberin nereden çıktığını biz de anlamadık’ dedi.
Kendisine, bu sözleri bizzat Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in söylediğini anlattım.
Üstelik bu sözleri kapalı kapılar ardında değil, NTV televizyonunun kameralarına söylemişti.
İki gazete de bu sözleri, bizzat Şahin’in ağzından manşet yapmıştı.
Dediğim gibi sözleri de öyle yanlış anlaşılacak cinsten, dolaylı ifadeler değildi.
Telefon eden kişi, ‘Bir iletişim kazası olmuş’ dedi.
Nitekim önceki günü bu haberi manşet yapan iki gazeteden birine açıklama göndermişler, o da dünkü sayısında bunu biraz kapalı bir ifade ile düzeltmişti.
Gazetedeki ifade biraz kapalı olduğu için telefon eden kişiye çok açık bir ifade ile şunu sordum:
‘Hükümetin YAŞ kararlarına mahkeme yolunu açmak gibi bir niyeti yok diye yazabilir miyim?’
O da aynı açıklıkla cevap verdi:
‘Evet yazabilirsiniz.’
Kendisi güvendiğim bir insandır.
Dolayısıyla bu sözlerini rahatlatıcı bir teminat olarak kabul ediyorum.
Bana göre aklın yolu bulunmuş demektir.