Özkökün uydurduğu yalan
Abone olErtuğrul Özkök'ün Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir ile ilgili sözlerine yalanlama geldi.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, uçakta karşılaştığı Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ile sohbet etmiş ve buradaki konuşmalarını köşesinde duyurmuştu. Bu yazılarına Baydemir'den yalanlama geldi. Özkök te yazısıyla Baydemir'e imalı bir cevap verdi.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:
-HATIRLIYOR musunuz, Diyarbakırda çoluk çocuğun sokağa kışkırtıldığı günlerde bir yazı yazmıştım.
Başlığı, "Bunun Adı Azınlık Şımarıklığı" idi.
Geçen bayramın birinci günü Paris dönüşü uçakta Diyarbakır Belediye Başkanı ile yaptığım bir sohbeti aktarmıştım.
Osman Baydemirin bana şunu söylediğini yazmıştım:
"Murat Karayılanla (PKK elebaşısı) konuştum. Kendisi bana, af çıktığı takdirde İzmir ve İstanbulda depolanan patlayıcıların yerini, Güneydoğuya yerleştirilmiş mayınların haritasını veririz dedi."
* * *
Geçen cumartesi günü Almanyadan döndüğümde Osman Baydemirden gelen düzeltme ve cevap hakkı metni önüme kondu.
Baydemirin yolladığı metni, kelimesine dokunmadan aynen aktarıyorum:
"Hürriyet Gazetesinin 31.03.2006 tarihli sayısında gazeteniz yazarlarından Ertuğrul Özkök tarafından yazılan Bunun adı azınlık şımarıklığı başlıklı yazıda yazarla yaptığım görüşmede söylediğim iddia olunan Murat Karayılanla görüşmede söylediğim iddia olunan Murat Karayılanla görüştüğü kendisinin bana af çıktığı takdirde biz de İzmir ve İstanbulda depolanan patlayıcıların yerini, Güneydoğuya yerleştirilmiş mayınların haritasını veririz şeklindeki ifadeler kesinlikle bana ait ifadeler değildir.
Söz konusu ifadeler gerçek dışı olup haberin yazarı tarafından tasarlanmıştır. Murat Karayılanla böyle bir görüşme yapmadığım gibi yazarla sohbet esnasında bu anlama gelebilecek hiçbir beyanım olmamıştır.
Yazarla seyahat esnasında yaptığım sohbette sadece Kürt sorununun barışçıl çözümü ile bölgede yerel yönetimlerin sıkıntıları, özellikle koruculuk sistemi ile kara mayınlarının önemli bir engel olduğunu, mayınların yerlerini gösteren haritaların olmadığını ancak af gibi çözüme doğru bir süreç başladığında gerekirse örgütün elindeki mayın yerlerine dair bilgilerin alınması için bir komisyon kurulabileceğini, Başbakanın Diyarbakır konuşmasına bir cevap olarak herkesin çaba sarfetmesi gerektiğini, benim de bu konuda yoğun bir çaba içerisinde olduğumu söylemiştim.
Kamuoyunun ve okurlarınızın doğru bilgilendirilmesi, kamu vicdanında farklı algılamalara yol açılmaması için söz konusu sohbetin aynen yukarda anlattığım şekilde gerçekleştiğini belirtmek isterim."
* * *
Diyarbakır Belediye Başkanının gönderdiği açıklama, kelimesi kelimesine böyle.
Dikkat ediyorsanız, bir açıklamadan çok, "savcılıkta verilmiş ifadeye" benziyor.
Herhalde bir nokta dikkatinizi çekmiştir.
Bu yazı 31 Mart günü yayınlandı.
Düzeltme metni 21 Nisan günü gönderiliyor.
Yani aradan nereyse bir ay geçmiş.
Peki ben buna ne cevap vereceğim?
Hiçbir şey.
* * *
Başkanın o sözlerden dolayı çok zor durumda kaldığını anlıyorum.
O gün uçağın Business Classında sadece üç yolcu vardı.
Sayın Osman Baydemir, ben ve eşim.
O, 1A numaralı koltukta oturuyordu.
Ben ve eşim ikinci sıradaydık.
Sonra yanına gidip 1C koltuğuna oturdum.
Bir saate yakın sohbet ettik.
Amacım Osman Baydemiri zor durumda bırakmak değildi.
Söylediklerinin kendisinin aleyhine kullanılmasına da gönlüm razı olmaz.
O nedenle bana gönderdiği bu yalanlamaya karşı cevap hakkımdan gönüllü olarak vazgeçiyorum.
Çünkü bu sözlerden dolayı yargılanmasını içime sindiremem.
* * *
Son sözüm:
Demek ki "Mayın haritaları, İzmir ve İstanbulda depolanmış patlayıcılar" benim derin muhayyilemin ürünüymüş...
Kimbilir belki o uçakta Osman Baydemir bile yoktu ve ben kendi kendime konuştum.