Özkök'ün terörü yenme formülü
Abone olGenelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine vurgu yaptı. İçteki çürümenin zorluğuna işaret eden Özkök, bunun için önerisini sundu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, toplumsal güveni
artıracak ve istikrarı kalıcı hale getirecek çözümün, Anayasa'nın
''değiştirilemeyecek hükümleri'' olarak sayılan maddelerine sıkı
sıkıya bağlılıktan geçtiğini belirterek, ''Biz, bu niteliklerde
oluşabilecek en küçük bir aşınmayı, dışı sağlam görünen bir
meyvenin için için çürümesine benzetiyoruz'' dedi. İçte çürüme
başlayınca durdurmanın çok zor olduğunun unutulmaması gerektiğini
ifade eden Orgeneral Özkök, bu anlamda, Atatürkçü Düşünce
Sistemi'nin toplumu düşünsel anlamda sürekli diri kılma, zor
anlarda kendi gücünün farkına varma ve özgüvenini yüksek tutma
açısından önemli olduğunu vurguladı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Özkök, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK) mensuplarına yayımladığı kutlama mesajında, Ebedi Başkomutanı
Yüce Atatürk'ün önderliğinde kazanılan Büyük Zafer'in 83. yıl
dönümünü coşkuyla kutlamanın heyecanı içinde olduklarını
belirterek, ''Bu Büyük Zafer Yüce Türk ulusuna ve onun kahraman
ordusuna kutlu olsun'' dedi. Türk tarihinin en görkemli
zaferlerinden birisi olarak kabul edilen 30 Ağustos Zaferi'nin,
''bağımsızlık'' hedefine kilitlenmiş bir ulusun, yokluk içinde
olmasına rağmen, azim ve kararlılıkla, karşısındaki büyük gücü
eriterek askeri açıdan ulaştığı son noktayı ifade ettiğine dikkati
çeken Orgeneral Özkök, muharebe meydanında bir destan yaratarak tüm
dünyanın gözlerini kamaştıran Türk ordusunun, bu zaferle tarihte
yeni bir sayfa açarak Türk Kurtuluş Savaşı'nın öyküsünü
unutulmayacak eserler arasına soktuğunu kaydetti. Orgeneral Özkök,
''Öyle ki bu zaferin etkileri, bölgesel sınırları aşarak, giderek
küresel bir nitelik kazanmış, Türk Kurtuluş Savaşı'nın öyküsü başka
ulusların yönetimi altında ezilen diğer ulusların fertleri arasında
da elden ele, dilden dile dolaşarak, bağımsızlık mücadeleleri için
bir esin kaynağı oluşturmuştur'' dedi. Zedelenen ulusal onurun bu
zaferle tekrar onarıldığını ve Türk ulusunun çağdaşlaşma yolunu
aydınlatan ve ulusu modern çağın gerektirdiği siyasi, hukuki,
ekonomik ve sosyal alandaki reformlarla buluşturan Türk Devrimi'nin
meşalesinin yakıldığını ifade eden Orgeneral Özkök, yeniden doğuşla
birlikte ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti'yle de ülkeyi çağdaş
ülkeler arasına sokacak en önemli kritik eşiğin aşıldığını
vurguladı. -''83 YIL ÖNCESİNİ BİR KEZ DAHA OKUYUN''- Büyük Zafer'in
kazanılmasından bu yana geçen 83 yıllık sürede, ulus olarak çok zor
ve çalkantılarla dolu bir süreçten geçildiğinin görüldüğünü
belirten Orgeneral Özkök, mesajında şunları kaydetti: ''Bu süreçte,
bizi ilerlemekte olduğumuz yoldan çıkarabilecek çok sayıda engelle
karşılaştık. Zaman zaman özgüvenimizi yitirmek üzere olduğumuz
noktalara yaklaştık. Ancak her defasında da ulus olarak bu
engelleri başarıyla aşarak, Büyük Atatürk'ün gösterdiği istikamette
kalmayı başarabildik. Bugün de ülkemiz, içinde bulunduğu zor
coğrafyada çeşitli iç ve dış problemlerin derinden etkilediği zor
bir süreçten geçmektedir. Ancak, bu durum hiçbirimize karmaşık ve
çözümsüz görünmemelidir. Karşı karşıya kaldığımız problemleri
içinden çıkılmaz ve çözümsüz olarak görenlere 83 yıl öncesini bir
kez daha okumalarını, o günkü hal ve şartlarla günümüzdekileri
karşılaştırmalarını ve ulaşılan başarının itici gücünü
keşfetmelerini öneririm. Bu onlara özgüven ve cesaret verecektir.''
-TÜRKİYE'YE YÖNELİK PSİKOLOJİK SALDIRILAR- Orgeneral Özkök, bugün
Türkiye'yi bekleyen en büyük tehlikelerden birinin de içeriden ve
dışarıdan maksatlı olarak yapılan menfi psikolojik harekat
uygulamalarının toplumu yozlaştırıcı, ayrıştırıcı ve
ümitsizleştirici sonuçları olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Unutmayalımki benzer uygulamalar 83 yıl önce de vardı ve hedef
temel değerlerdi. Ancak, 83 yıl önceki kadro, ülkü birliğini
sağlayıp, farklılıkları bir yana koyarak mükemmel bir ekip
çalışması sergileyerek ve doğru hedefe kilitlenerek bu psikolojik
saldırıları tümüyle etkisiz kılmıştı. O kadro, o günlerde
karşılaşılan sorunlar için soğukkanlı, akılcı ve her ihtimali
inceden inceye düşünerek çözümler üretmişti ve özellikle halkı o
günkü kısıtlı haberleşme ortamına rağmen, sürekli bilgilendirerek,
çözümleri halkla birlikte uygulamıştı. Bu bağlamda, Atatürk'ün şu
sözlerini çok önemsiyorum ve bu sözlerin gelecek nesillere de ışık
tutmasını diliyorum, (Bir milletin ki siyasi terbiyesinde, sosyal
terbiyesinde, vatan sevgisinde noksan vardır, öyle bir millet,
egemenliğini lüzumu derecede kuvvetle elinde tutamaz.)'' -MEYVENİN
İÇİN İÇİN ÇÜRÜMESİ- Günümüzde, küreselleşmenin olumsuz etkilerinin,
toplumun geleceklerine olan güvenini sarsıcı sonuçlar doğurduğunu
belirten Orgeneral Özkök, toplumsal güveni artıracak ve istikrarı
kalıcı hale getirecek çözümün, Anayasa'nın 'değiştirilemeyecek
hükümleri' olarak sayılan maddelerine sıkı sıkıya bağlılıktan
geçtiğine inandıklarını kaydetti. Orgeneral Özkök, şunları
kaydetti: ''Biz bu niteliklerde oluşabilecek en küçük bir aşınmayı,
dışı sağlam görünen bir meyvenin için için çürümesine benzetiyoruz.
Unutmayınızki içte çürüme başlayınca durdurmak çok zordur. Bu
anlamda, toplumu düşünsel anlamda sürekli diri kılacak, zor
anlarımızda kendi gücümüzün farkına varmamızı sağlayacak ve
özgüvenimizi yüksek tutacak Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin de
önemini vurgulamak isterim. Çünkü bu düşünce sistemi kendi içinde
sürekli bir dinamizm içermektedir. Bunun anlamı, kendi içine
kapanmadan gelişmeleri sürekli izlemek, değerlendirmek ve bunları
akıl süzgecinden geçirmek, gelişime ve değişime ayak uydurmaktır.
Bu anlayış, dogmalardan uzak bilimsel bir yaklaşımı ifade
etmektedir. Bu özelliğiyle Atatürkçü Düşünce Sistemi, genç nesiller
için gelecekte de rehber olmaya devam edecektir.'' -''AB ÜYELİĞİ
ÖNEMLİ BİR ARAÇ''- Orgeneral Özkök, diğer taraftan da içinde
bulunulan süreçte, ulus olarak sahip olunan avantajları iyi
kullanarak yakalanan dinamizmi ve özgüveni devam ettirmenin büyük
önem taşıdığını belirterek, ''Artık kendimizi olduğumuzdan aşağıda
görme alışkanlığımızı terk etmeliyiz'' dedi. Ulusu sürekli dinamik
tutan, geri kalmışlıktan kurtaran ve bölgesinde çok farklı bir
konuma taşıyan ana itici gücün, Büyük Atatürk tarafından ulusa
verilen ''Çağdaş Medeniyetler Seviyesine Ulaşma'' vizyonu olduğuna
işaret eden Orgeneral Özkök, şöyle devam etti: ''Atatürk bu
vizyonu, ulusa bilinçli olarak vermiştir. Atatürk, geri
kalmışlığın, maddi ve manevi çöküntünün içinden çekip çıkardığı
ulus için geriye dönüşü olmayacak yegane istikametin 'çağdaş
medeniyet' olduğunu düşünmüştür. Bu vizyon sayesindedir ki Türk
ulusu, karanlık cereyanların etkisinden sıyrılarak bugünlere
ulaşabilmiştir. Bugünkü AB'ye üyelik hedefimiz de esasen bu
vizyonun bir aşamasıdır. AB üyeliğini, Ulu Önder Atatürk'ün bizlere
vermiş olduğu 'Türkiye'yi çağdaş uygarlığın ilerisine taşıma
hedefi' için önemli bir araç olarak görmekteyiz. Büyük Zaferin
83'ncü yıldönümünü kutladığımız bu mutlu günde tekrar vurgulamak
isterim ki, Türk Silahlı Kuvvetleri gelecekte de; çağın
şartlarından ve yaşamakta olduğumuz değişimden kaynaklanacak
reformları zamanında yaparak, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel
niteliklerine yürekten bağlılığı, özgün disiplini, köklü
gelenekleri, pragmatik, itidalli, kararlı yaklaşımı, güçlü temsili
ve modern yapısı ile bir taraftan ülkemizdeki huzur ve istikrarın
sürdürülmesine, diğer taraftan da bölgesel üstünlüğümüzün idamesine
ve dünyanın çeşitli bölgelerindeki ulusal menfaatlerimizin
korunmasına katkılarda bulunmaya devam edecektir. Bu duygu ve
düşüncelerle; bütün bu başarının mimarı, ulusumuzun ebedi önderi,
Büyük Komutan Atatürk başta olmak üzere, bu eşsiz zaferin elde
edilmesinde emeği geçen, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tüm
mensuplarını, yüce milletimizin isimsiz kahramanlarını, vatanı ve
ulusu uğruna seve seve canlarını feda eden aziz şehitlerimizi
rahmet, minnet ve şükranla anarken, kahraman gazilerimize ve emekli
personelimize saygılarımı sunar, komuta etmekten gurur duyduğumuz
TSK'nın değerli mensuplarının Zafer Bayramı'nı yürekten
kutlarım.''