Özkök'ün mektubu elden geldi
Abone olErtuğrul Özkök’ün, Vural Öger konusunda Alman Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’a hitaben yazdığı yazı, ilginç bir buluşmaya neden oldu.
Aydın Doğan'ın, Frankfurt’ta Türkiye kökenli Alman işadamlarına
verdiği bir yemekte konuşan Vural Öger, sözlerinden dolayı Alman
Bild Gazetesi'nin hedefi olmuştu.
Yaşanan tatsız durum karşısında Bir yayın yönetmenine açık mektup
başlıklı bir yazı yazan Ertuğrul Özkök, Alman Bild Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’a çağrıda bulunmuştu.
Özkök'ün mektubuna yanıt ise elden geldi...
Elden verilen açık mektup
Ertuğrul Özkök’ün, Vural Öger konusunda Alman Bild Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Kai Diekmann’a hitaben yazdığı yazı, ilginç bir
buluşmaya neden oldu.
GEÇEN cuma günü Kai Diekmann’la bir telefon konuşması yaptım.
Diekmann, Almanya’nın 5 milyon satan gazetesi Bild’in Genel Yayın
Yönetmeni.
Üç yıl önce Bild’i ziyaretim sırasında aramızda iyi bir dostluk
oluştu.
Hatırlayacaksınız, önceki hafta Vural Öger’le ilgili yayınları
dolayısıyla köşemde ona açık bir mektup yayınlamıştım.
Telefonda, ‘Pazar günü İstanbul’a geliyorum’ dedi.
Pazar akşamüzeri geldi.
Çırağan Oteli’nin lobisinde buluştuk.
İlk sözü şu oldu:
‘Cevabımı elden getirdim.’
Sonra elindeki yazıyı bana verdi.
‘Yazdığın yazı çok ilginçti. Beni çok etkiledi. Gelip seninle
sohbet etmek istedim’ dedi.
‘Sırf bunun için mi geldin?’ dedim.
‘Evet, yarın sabah 8 uçağı ile dönüyorum. Sabah 11’de işimin
başında olacağım’ cevabını verdi.
* * *
Bild’in Genel Yayın Yönetmeni işte böyle bir insan olabilir.
Heyecanını, duygularını gazeteciliğine ekleyen insan.
Ben de aynı şeyi düşünürüm.
İçinden insan geçmeyen gazetecilik olmaz.
Birlikte Boğaz’da bir tur attık.
Sonra yemek yedik.
Konuştuğumuz tek konu gazetecilikti.
Kai Diekmann, 24 saat gazetesini düşünen bir meslektaşım.
İşte yazdığım açık mektuba, elden getirdiği cevap:
* * *
Sayın Özkök,
Bana hitaben yazdığınız açık mektupta BILD Gazetesi’nin, Hamburglu
işadamı ve SPD’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki adayı Vural
Öger’e karşı bir kampanya yürüttüğünü ileri sürdünüz. İçten ve
düşünceli sözleriniz için size teşekkür ederim, ancak tespitiniz
bir yanlış anlamaya dayanıyor olsa gerek.
Biz BILD’de Bay Öger’e büyük değer veririz. Kendisi olağanüstü
başarılı bir işadamı, harika bir insan, gerçek bir Hamburglu ve
Türkiye ile Almanya ilişkilerinde mükemmel bir aracıdır. Tüm
bunları defalarca yazdık. Vural Öger Bild’in 1. sayfasında ‘Günün
Kazananı’ köşesinde yayınlandığı gibi, ona sıkça şehrin güncel
konularını soruyoruz ve şirketler grubunun başarıları hakkındaki
haberleri artık saymak mümkün değil. Öger, büyük bir yazı dizisi
için Bild muhabirlerine evinin kapılarını boşuna açmadı.
* * *
Ancak Vural Öger sadece başarılı bir işadamı ve sivil biri değil.
Öger bir süreden beri aynı zamanda politikacı. Politikacı olarak
sözünün kamuoyunda iki misli ağırlığı var -aynı Bay Berlusconi ile
Bay Rumsfeld’in ekonomiden siyasete geçtiklerinden bu yana
söylediklerinin ayrı bir anlamı olması gibi.
Bu sözlerin bir seçim kampanyasında söylenmesi önemlidir, hele hele
bu sözlerin -Bay Öger’de olduğu gibi- Hürriyet’te, ülkenin en büyük
gazetesinde yayınlanması ve ardından bir de televizyonda yayınlanan
röportajda yeniden doğrulanması daha da önemlidir.
Basının görevi, kamuoyunu böyle sözler üzerine bilgilendirmektir.
Çünkü sadece o zaman seçmenler, oy vermek istediklerini
tanıyabilirler. Ve eleştirel ya da sivri açıklamaların tepki
yaratması da normaldir -şimdiki olayda olduğu gibi, hem de Bay
Öger’in kendi parti arkadaşlarından bazıları da dahil. Bu karşıt
görüşler hakkında basın bilgilendirmeli, çünkü bu kapsamlı ve
tarafsız haberciliğin gereğidir.
* * *
Öger’in ifadelerinin esprili olup olmamasının önemi yok. Biz bize
konuşacak olursak; bu bana göre öyleydi. Ancak bizim görevimiz,
metinleri yorumlamak değil, haber yapmaktır. BILD Gazetesi,
okurlarına bazı ifadelerin nasıl anlaşılması gerektiğini söylemez.
BILD sadece, söyleneni yazar. Bu yüzden bizim sloganımız da:
Yorumunu kendin çıkar.
Bizim söz konusu kişilerle olan kişisel tutumumuzun da önemi yok.
Eğer tarafsız habercilik yapmak istiyorsak, sempati veya antipati
gibi duygular rol oynamamalı. Bu nedenle, hukukçuların deyişiyle,
‘kişiye bakmadan’, yani özel ilişkileri dikkate almadan haber
yapıyoruz. Dostlara karşı bunu yapmak her zaman çok kolay değil.
Ancak okurlarımızın, bu durumlarda, dostlarımızın doğruyu
yaptıklarına inanmamıza rağmen, karşı tarafı da dinlemeye hakkı
vardır.
Demokrasi ilginç bir bitkidir: Daha iyi yolu bulma arayışından
beslenir. Aleni olarak yapılan tartışmalar, demokrasinin yeşermesi
için en iyi zemini oluşturur. Toplumun gübresi de medyadır.
Görevimiz, toplumda zıtlıkları önlemek değil, aksine ortaya
çıkarmaktır. İşte bunu Öger olayında da, karşıt düşüncedeki seslere
de yer vererek yaptık.
* * *
Öger’in sözleri üzerine başlayan tartışmalarla ilgili yaptığımız
tarafsız haberciliğimizin ‘kampanya’ olarak nitelendirilmesi, beni
bir başka nedenle de üzmüştür; BILD Gazetesi hep Türk-Alman
dostluğu için çabalamıştır. BILD’in bu çabası gelecekte de
sürecektir. Mozart’ın en güzel operası, Türkiye ile olan temaslar
sonucu ortaya çıkmıştır. Goethe’nin en derin şiirleri, Doğu-Batı
Divanı’nda bulunmaktadır. Bu verimli dostluğun çok daha ileriye
götürülmesine katkıda bulunmayı, bir görev olarak addediyorum.
Dostça selamlarımla
Kai Diekmann
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr