Özkök, Türk Bayrağı'na hayran
Abone olTürk Bayraklar'ı Ertuğrul Özkök'ün dikkati çok çekiyor. Özkök, bayraklara ayrı bir hayranlık duyuyor. Özkök, bugünkü yazısını bayrak ve milli marşlara ayırdı.
Ertuğrul Özkök, milli değerlerin başında gelen ve devletin
devlet olması için vazgeçilmezlerden olan "Bayrak"tan bahsetti.
Özkök, hayran olduğu bayrakları yazdı. Ayrıca Özkök, milli marş
konusuna da değindi. Özkök, "Üç güzel bayrak ve milli
marş" diyerek lafa girdi.
SON iki yıldır, yolda rastladığım güzel Türk bayraklarını sizlere
tanıtıyorum.
Bugün listeme üç bayrak daha ekliyorum.
İkisi İstanbul, biri Adana’dan.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün Anadolu ayağından girişinin sol
tarafına bir Türk bayrağı dikildi.
O taraf sık bir ağaç dokusuyla kaplı.
Bayrak direği çok yüksek tutulduğu için, köprüye doğru ilerlerken
ağaçların üzerinde dalgalanan Türk bayrağı insanı gerçekten
duygulandırıyor.
Ayrıca, Karadeniz’den gelen rüzgárı aldığı için, 24 saat kesintisiz
dalgalanıyor.
İkinci bayrak, TEM yolu üzerindeki yeni ‘Carrefour-SA’ alışveriş
merkezinin önüne dikildi.
Direği ve bayrağının ebadıyla, gerçekten bir Türkiye şirketine
yakışır güzellikte.
* * *
Geçen hafta Adana’daydım.
Baraj gölünün üzerinde Hilton Oteli’ne giden köprünün sol tarafında
bir bayrak dikkatimi çekti.
Büyükşehir Belediyesi diktirmiş.
Yüksekliği ve dalgalanışı insanı etkiliyor.
Gerçekten hoşuma gitti.
Ama bir küçük itirazım var.
Bayrağın direği çok kötü.
Yekpare masif bir maddeden yapılmadığı için iç içe geçmiş borular
gibi duruyor.
Ayrıca çok yüksek olduğu için direk bombe yapıyor.
Adanalılardan ve Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan rica
ediyorum.
Bu çok güzel bayrağa yakışan bir direk diksinler.
Bu yazıyı da bir fahri hemşerilik dilekçesi olarak kabul
ediniz.
* * *
Sevgili okuyucularım, Türkiye’nin her yerinde gördüğüm güzel Türk
bayraklarını yazmaya devam edeceğim.
Çünkü bir ülkenin, bir toplumun ortak sembollerine verdiği değer,
onun en kuvvetli dayanaklarından biridir diye düşünüyorum.
* * *
Önceki hafta ‘Radikal’ Gazetesi’nde küçük bir haber okudum.
Fransa Parlamentosu bir kanunla, Fransız Milli Marşı’nı okullarda
zorunlu ders haline getirmeye hazırlanıyormuş.
Eğitim reformu paketi içinde yer alan yasa tasarısı 15 Mart’tan
itibaren Senato’da tartışmaya açılacak. Sonra Meclis ve Senato’nun
Versailles’da yapacağı ortak oturumda oylanacak.
Yeni yasa girişimi şu gerekçeden kaynaklanıyor: Dört yıl önceki
Fransa-Cezayir milli maçı öncesinde milli marşın ıslıklanması,
cumhuriyetin bütünlüğüne indirilmiş bir darbe kabul ediliyor. Bunun
üzerine bir yasa çıkarılıyor ve milli marşa hakarete 7 bin 500 Euro
para cezası getiriliyor.
Şimdi ise eğitim reformu çerçevesinde cumhuriyetin bir kazanımı,
bir değer olarak öğretilmesi öngörülüyor.
Fransız Milli Marşı ‘La Marseillaise’ ilginç ama aynı zamanda çok
tartışılan bir marştır.
Müzikal olarak, bizim milli marşımıza göre çok daha kolay
öğrenilebilen ve söylenebilen bir özelliği vardır.
Sözleri ise oldukça kanlıdır.
Fransa’nın Prusya ile yaptığı savaşta kazandığı zafer üzerine
yazılmıştır.
Bazı yerlerinde kan dökmekten söz eder.
* * *
İşte bu nedenle bazı Fransız aydınları, milli marşlarının
sözlerinin değiştirilmesini isterler.
Ama bakın Fransız hükümeti ne yapıyor. Bu kanlı marşı bırakın
değiştirmeyi, okullarda öğretilmesini zorunlu hale getiriyor.
Hem de ne zaman?
29 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Anayasası referandumuna 3.5 ay
kala.
Yani bir yandan milletler üstü bir birlik olan Avrupa Birliği’ni
kuvvetlendireceksin.
Öte yandan, milli devletin en önemli iki sembolünden biri olan
milli marşı zorunlu hale getireceksin.
Bu bir çelişki mi?
Cevabı çok tartışılacak bir soru.
Benim cevabım ise şu: Hayır çelişki değil.
Avrupa marşı olan ‘Hymne a la Joie’ ile milli marşlar birbirinin
rakibi değildir ve olmamalıdır.
* * *
Ancak Türkiye açısından tartışmamız gereken bir durum var.
Türkiye’de milli marşın okullarda zorunlu olarak öğretilmesini
gerektiren bir kanun var mı?
Dün bu konuyu araştırdım ve olmadığını öğrendim.
Buna karşılık, milli marşın okullarda hafta sonu ve başında
düzenlenen törenlerde okutulmasını öngören bir Milli Eğitim
Bakanlığı genelgesi bulunuyor.
Ayrıca bazı yönetmeliklerde de milli marşın hangi törenlerde
okutulacağına ilişkin hükümler yer alıyor.
Yani, milli marşın okunması genelge ve yönetmeliklerde ele
alınıyor.
Buna karşılık din eğitimi ve öğretimi Anayasa’da düzenleniyor.
Artık tartışmamız gereken konu budur.
12 Eylül’ün toplumumuza getirdiği huzur yanında yaptığı
yanlışlıklardan biri, din eğitimini zorunlu hale getirmesidir.
Bu yanlışı düzeltme zamanının geldiğine inanıyorum.
YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK
HÜRRİYET